Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 41 |
Tarih: | 15.12.2016 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Konuşmama yoğun bir şekilde iletilen bir talebi dile getirerek başlayacağım. 6736 sayılı Kanun'la ilgili süre uzatım talebi var; önemli sayıda başvuramayanlar olmuş, ilk taksitini yatıramayanlar olmuş. Bunlarla ilgili bir düzenleme yapılması, hem Maliyenin hem de vatandaşın yararına bulunmaktadır; umarım bu konu dikkate alınır, gerekli düzenleme yapılır.
Görüştüğümüz madde bütçe gelirlerini içermektedir. 2015 yılı bütçe gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 13,5 oranında artarak 482,8 milyar lira tutarında gerçekleşmiştir. Bu gelirlerin yüzde 84,5 oranında 407,8 milyar lirası vergi gelirleri, geriye kalan 75 milyar lirası da diğer gelirlerdir. Vergi gelirleri 2015 yılında yüzde 15,7 oranında artırılmıştır. Vergi gelirlerinde 2016 yılında yüzde 10,3; 2017 yılında da yüzde 13,6 oranında artış öngörülmektedir.
Hükûmet kepçeyle almakta ama emeklilere ve çalışanlara kaşıkla bile vermemektedir. Ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelere ve artan hayat pahalılığına karşın, emeklilerin ve çalışanların maaşlarına yapılacak artış çok yetersiz kalacak olup, 2017 yılı zor bir yıl olacaktır. 2017 yılında uygulanacak asgari ücretle ilgili çalışmalar hâlen sürüyor. Yıllardır asgari ücret belirlenirken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri göz ardı edilmiş, TÜİK tarafından belirlenen bir işçinin geçim şartları için gerekli harcama tutarı hiç dikkate alınmamıştır. Yapılan açıklamalar, durumun yine aynı olacağını göstermektedir. Ayrıca, bireysel emeklilik sistemine zorunlu katılım nedeniyle birçok çalışanın çok düşük zam alması söz konusudur.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, net asgari ücretin açlık sınırının üzerine çıkarılmasını, asgari ücretlilere büyük şehirlerde ulaşım desteği verilmesini, asgari ücretten vergi alınmamasını ve çalışanların asgari ücret kadar gelirinin vergi dışı bırakılmasını gerekli görüyoruz. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması, prim matrahını düşüreceğinden, işveren maliyetini de azaltacaktır.
Asgari ücret, çalışanları sefalete mahkûm etmiştir. TÜRK-İŞ'in araştırmalarına göre kasım ayı itibarıyla dört kişilik bir ailenin yapması gereken sadece gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 1.417 liradır; yoksulluk sınırı ise 4.512 liradır. Buna göre, mevcut asgari ücret, çalışanların gıda harcamasını bile karşılamamaktadır. Zaten çalışanlar, şiddetli geçim sıkıntısı çekmekte, geçimini borçla sürdürebilmekte ve borç batağına girmiş durumdadır.
Hükûmet iki gün önce millî geliri bir gecede yüzde 20 artırdı, milleti yaklaşık 2 bin dolar zengin etti! Acaba bu zenginlik, çalışanlara ve emeklilere hiç koklatılmayacak mıdır? Millî gelir artırılırken gösterilen mahareti, asgari ücret ve emekli aylıklarını artırarak yapmalarını da bekliyoruz ama biliyoruz ki Hükûmetin emeklilerin ve çalışanların haklarını vermek gibi bir anlayışı hiç olmadı.
Değerli milletvekilleri, emekli aylığı, bugün milyonlarca kişinin tek gelir kaynağıdır. Ülkemizde emekli, dul ve yetim aylığı alanlar, eylül ayı itibarıyla 11 milyon 656 bin kişidir. Ocak ayında esnaf ve çiftçi emekli aylıkları son altı aylık enflasyon, yani tahminen 3,73 oranında, memur emeklilerinin aylığı ise yüzde 3 oranında artırılacaktır. Buna göre, 6'ncı basamaktan emekli tarım BAĞ-KUR'lunun aylığı 39 lira, esnaf BAĞ-KUR'lunun emekli aylığı ise 48 lira düzeyinde artacaktır. Diğer emekli aylıkları da genel olarak 50-60 lira civarında artacaktır.
Emeklilerin enflasyona ezdirilmediği söyleniyor. Hükûmetin, yaptığı zamlardan ve hayat pahalılığından acaba haberi var mı? Bugün sadece elektrik, gaz ve su faturaları ile sağlık kesintileri emekli aylığının önemli bir kısmını alıp götürmektedir. Evi olmayan, kira ödemeye gücü yetmeyen emekliler, ev almayı hayal bile edememektedir. "Sağlık hizmetleri ücretsiz." deniyor ama muayene, ücret farkı ve katılma payı kesintileri nedeniyle emekliler, maaşlarının ne olduğunu bile bilememektedir.
Lafa gelince "Ekonomi büyüdü, milli gelir arttı, zenginleştik." diyorsunuz. Öyleyse büyümeden payını, refah payını emekliye niye vermiyorsunuz? Emekli, artan millî gelirden kendine düşeni niye alamıyor? Emekliyi sadece resmî enflasyonu esas alıp düşük zamma talim ettiriyorsunuz.
Emeklilerin ortak derdi geçim sıkıntısıdır. Emekli aylıkları yetmemektedir. Emeklilerimiz aldığı aylıkla ay sonunu getiremiyor. Emekliler, geçimlerini sağlamak için ek iş arıyor, ek gelir sağlamak için olumsuz şartlarda bile çalışıyorlar.
Milletvekilleri dâhil herkes sekiz yıldır banka promosyonu alırken, emeklilere verilmiyor. Hükûmet, söz verdiği hâlde emeklilere banka promosyonu ödenmesini bir türlü becerememiş, emeklileri hep oyalamıştır. Şimdi de haftaya ve Başbakana bırakıldığı açıklanmıştır.
Emeklilerden en fazla aldığımız şikâyet, aylıklarının düşüklüğü ve emekli aylıkları arasındaki eşitsizliktir. "Prim gün sayım daha fazla, daha çok prim ödedim ama aylığım filancadan az." diye dert yanıyorlar. "Hükûmet 100 lira zam sözü verdi ama kimisi 10 lira kimisi 20 lira zam aldı." diyorlar.
İşçi, memur ve esnaf emeklileri arasında nimet-külfet dengesizliği ve emekli aylıklarındaki adaletsizlikler artarak devam etmektedir. Emekli aylıklarındaki eşitsizliklerin giderileceği sözü verilmiş ama maalesef giderilmemiştir. 2000 öncesi SSK emeklileriyle ilgili kısmi bir artış yapılmış, BAĞ-KUR emeklileri ve 2000 sonrası emeklilere dair düzenleme verilen söze rağmen yapılmamıştır.
2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Kanun'la, özellikle emekli aylığı bağlamada refah payının yüzde 100'den yüzde 30'a düşürülmesi nedeniyle emekli aylıklarındaki eşitsizlik iyice artmış, daha da eşitsiz hâle gelmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, emekli aylıkları arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi, emeklilere büyümeden pay verilmesi ve "emekli destek ödeneği" altında yılda 2 kez net asgari ücret tutarında ikramiye ödenmesi için gerekli düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz ve emeklilerin sorunlarının artık çözüme kavuşturulması için çağrıda bulunuyoruz.
Değerli milletvekilleri, kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları toplu sözleşmeyle belirlenmektedir. Son toplu sözleşmeyle kamu çalışanlarının aylıklarına 1/1/2017 tarihinde yüzde 3, 1/7/2017 tarihinde yüzde 4 oranında artış yapılacaktır.
AKP Hükûmeti, yandaş sendika eliyle kamu çalışanlarını ve emeklilerini oyuna getirmektedir. Özellikle, 2014 ve 2015 yıllarında ciddi boyutta ekonomik kayba uğrayan kamu çalışanları ile emeklilerin uğratıldığı zarar giderilmemiştir. Geçmiş enflasyon kayıplarının telafisi amacıyla, çalışanlara ve emeklilere mutlaka iyileştirme zammı verilmelidir.
Kamu çalışanlarına çeşitli adlar altında yapılan bazı ek ödemeler, prime tabi tutulmamakta ve emekli aylığına yansıtılmamaktadır. Özel sektörde ücret gelirini düşük gösterene bir dünya idari para cezası kesilmekte iken kamunun kendi çalışanlarının gelirlerini düşük göstermesi büyük bir çelişkidir. Bu itibarla, kamu çalışanlarına yapılan tüm ek ödemelerin emekli aylığına yansıtılmasını sağlayacak yasal düzenleme bir an önce yapılmalıdır.
Kamu çalışanlarının özel hizmet tazminatıyla ilgili sorunları çözüme kavuşturulmalı, ek göstergelerde ve ek ödemelerdeki adaletsizlikler giderilmelidir.
Kamu görevinden daha önce emekli olanlar, otuz yıl üzerindeki hizmetlerine karşılık emekli ikramiyesini alamamakta, yargıya başvurmaktadır. Kamu görevlilerinin otuz yılın üzerindeki hizmetleri için ikramiye ödenmesine dair tasarıya, ödenecek ikramiyede güncelleme yapılacağına dair hüküm eklenmeli ve tasarı, bir an önce yasalaşmalıdır, emeklinin mahkemelerde sürünmesi önlenmelidir.
Kamu Personeli Danışma Kurulunda hayata geçirilmesi için görüş birliğine varılan konular hızla gündeme alınmalıdır. Kamu görevlilerinden bir derece hakkından daha önce yararlanmamış olanlara mevcut eşitsizliğin giderilmesi amacıyla bir derece verilmesi için gerekli düzenleme yapılmalıdır.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kalaycı.