GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:15.12.2016

OKTAY ÇANAK (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 11'inci maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

10 Aralıkta menfur saldırı sonucunda şehit olan tüm güvenlik güçlerimizi ve sivil kardeşlerimizi bir kez daha, burada rahmetle yâd ediyorum.

Sözlerime başlamadan önce Halep'ten, Halep'teki insanlık dramından da söz etmek istiyorum.

Yakın bir zamandan beri hiç şüphesiz Halep'te bir insanlık suçu işleniyor. Oysa Halep şehri dünya tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir ilimiz, bir sevgi şehri, bir aşk şehri olmuş ve her dönemde güzellikleriyle, iyilikleriyle görevini çok ziyadesiyle yerine getirmiş bir şehir. Âşık Ömer "İşte geldim, gidiyorum/ Şen olasın Halep şehri." sözleriyle bu aşkı anlatırken Âşık Emrah sevgilisini yıllarca Halep'te aramıştır. Kerem, Aslı'nın aşkıyla Halep'te yanmış, kül olmuştur ve yine, Türk edebiyatında birçok yerde Halep beyti, Halep deyimi hep geçmiştir.

Bugün kendini çağdaş diye, medeni diye gösteren birçok ülke maalesef Müslümanlar ölünce, Müslümanlara soykırım yapılınca sessiz kalmakta, sesini bile çıkarmamaktadır. Âdeta orada bir insanlık suçu maalesef işlenmeye devam etmektedir. Hiç şüphesiz bu medeni ülkeler için 2 kriter vardır: Bir, değerler; iki, çıkarlar. Değerler ile çıkarları çatıştığında yani o hamasi nutuklarla bahsettikleri insan hakları, özgürlükler, demokrasi, çıkarlarıyla çatıştığında hiç şüphesiz çıkarları öne çıkmakta, birçok insanın, çocukların, kadınların ölümüne sessiz kalmaktadırlar. Tabii, bunu engelleyen dünya tarihinde hep Türk milleti olmuştur, tarihiyle birlikte bu mazlumların ahını işiten hep Türk milleti olmuştur. Güçlü bir devlet, güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti, kendi savunmasını yapabilen bir Türkiye Cumhuriyeti, kendi silahını üreten, kendi tankını üreten, kendi helikopterlerini üreten bir Türkiye Cumhuriyeti, hiç şüphesiz, dünyanın çıkarlarına uygun bir devlet değildir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3 Kasım 2002 tarihinden itibaren Türkiye, yaklaşık on yıldan beri, bu sivil savunma konusunda, savunma sanayi konusunda çok ciddi atılımlar göstermiştir. Tabii, bunu arzu etmeyenler, bundan hoşnut olmayanlar her zaman olacaktır çünkü bu tavır, bu güç ister istemez mazlumların eli olacak, mazlumların sesi olacak, mazlumların gücü olacaktır.

Biraz önce buraya çıkan hatip Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili birçok söz söyledi. Yabancı ülkeleri anlıyoruz, Türkiye düşmanlarını da anlıyoruz; onlar Sayın Cumhurbaşkanımızı istemeyebilir, sevmeyebilir ama bu sıralarda oturan insanların bu kadar düşmanca, bu kadar öfkeli bir şekilde bu sözlerle Cumhurbaşkanımızı yermesi kesinlikle hakkaniyetli bir durum değildir.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hiç alakası yok.

OKTAY ÇANAK (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanımız Ordu ilinde yüzde 67 oyla seçilmiş birisidir.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Olabilir.

OKTAY ÇANAK (Devamla) - İşte "Olabilir." demeyeceksiniz, o iradeye saygı göstereceksiniz çünkü Cumhurbaşkanı bu milletin iradesiyle seçilmiştir. Dün Cumhurbaşkanımızın eleştirdiği Anayasa Mahkemesi kararını, bugün, siz, işinize gelmeyince daha sert bir şekilde eleştirebiliyorsunuz.

Evet, Cumhurbaşkanımız taraftır; Cumhurbaşkanımız her zaman milletinin yanında, milletin tarafındadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ve dün olduğu gibi bugün de dünyanın neresinde olursa olsun, Halep'teki Müslüman kardeşlerimiz gibi, Somali'deki mazlumlar gibi onlara destek vermeye onunla birlikte devam edeceğiz diyorum.

Bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çanak.