GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:14.12.2016

CHP GRUBU ADINA ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul'daki hain bombalı saldırılarda şehit olan polislerimize, vatandaşlarımıza ve teröre kurban verdiğimiz tüm şehitlerimize, tüm insanlarımıza rahmet, ailelerine ve Türkiye'ye başsağlığı dilerim.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldığım "Diğer bütçe işlemleri" adı altındaki 7'nci madde, bütçenin ödeneklerinin kullanılmasında teknik düzenlemeler yapmakta ve Maliye Bakanına bazı ödeneklerin kullanılması ve harcanamayan kısımların ertesi yıla devredilmesi için yetki vermektedir.

Bütçeyi yürütmekle görevli olan Maliye Bakanına bu yetkilerin verilmesini, bazı zorunluluklar nedeniyle normal karşılamak gerekmektedir, ancak bir yandan bütçede bazı kurumların ödenekleri kullanılamazken bazı kurumlar da ödeneksizlikten yeterli hizmeti üretememektedir. Örneğin, TRT'ye her türlü gelirden kaynak aktarılırken başta eğitim, sağlık, kültür ya da yerel yönetimler için yeterli ödenek bulunamamaktadır. Bu şekilde kullanılamayan ödenekler, gelecek seneye devredilmek yerine, örneğin öğrenci yurtları yapımında kullanılabilir. Bilindiği gibi, daha iki hafta önce Aladağ ilçemizde yüreklerimizi dağlayan bir yangınla sarsıldık. 11'i çocuk olmak üzere 12 insanımızın yanarak can verdiği yurt yangını gerçeklerle yüzleşmemiz gerektiğini açıkça ortaya koymuştur. İlköğretim çağındaki çocukların ailelerinden uzakta, çeşitli kesimlerin idaresindeki yurtlarda barınmak zorunda bırakılması korkunç sonuçlar doğurmaktadır. Aladağ'ın ulaşım, eğitim, sağlık ve sosyal imkânlardan yoksun yaşayan Köprücük, Karahan ve Kışlak dağ köylerinde olduğu gibi, Türkiye'nin birçok köyünde ilkokul dahi bulunmaması hiçbir haklı gerekçeye dayandırılamaz. Okul ve öğretmen yetersizliği nedeniyle küçük çocuklarımızın çeşitli yurtlara mahkûm edilmesinin önüne geçmek zorundayız. Söz konusu yerlerde kapatılan okullar yeniden açılmalıdır. Millî eğitim çağındaki çocuklarımız yurtlarda barınmaya zorlanmamalıdır. Ülkemizin çeşitli kentlerindeki yurtlarda ve Aladağ'da hayatını kaybeden çocuklarımıza rahmet; ailelerine, yakınlarına ve ülkemize başsağlığı dilerim.

Değerli milletvekilleri, bütçeyle ilgili genel hususların dışında biraz da seçim bölgemden söz etmek istiyorum.

Sahip olduğu tarihî, doğal, kültürel güzellikleri, coğrafi yapısı, iklimi, verimli topraklarıyla birçok uygarlığın geçiş ve kesişme noktasında bulunan Adana, günümüzde de ekonomik ve stratejik açıdan cazibesini koruyan önemli bir ilimizdir. Yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip, yüz yıllar öncesinden gelen ticaret kültürüne ek olarak belli bir sanayi kültürü de kazanmış olan Adana, ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunan ve gelişme potansiyeli olan illerimizden biridir ama, maalesef, kentimiz bu potansiyellerini değerlendiremediği gibi, çok sayıda sorunla da boğuşmaktadır.

Tamamlanması yılan hikâyesine dönen Adana hafif raylı sistem tüm eksiklerine karşın hizmete girmiş ama söz verilmesine rağmen işletilmesi ve henüz başlamayan ikinci etabı Ulaştırma Bakanlığına devredilememiştir, dolayısıyla kentimizin kamburu olmayı sürdürmektedir. Raylı sistemin borçları nedeniyle Adana'nın geleceği ipotek altına alınmış durumdadır. En kısa sürede bu konuyla ilgili gereğinin yapılmasını tekrar tekrar talep ediyoruz.

Yine aynı şekilde büyük bir belirsizlik yaşayan Ceyhan enerji ihtisas sanayi bölgesi ve Ceyhan organize sanayi bölgesi yatırımlarından söz etmek istiyorum. Yıllarca büyük umutlarla beklediğimiz bu yatırımlar için de henüz yer tahsisi yapılamamıştır. Yatırımların gerçekleştirilmesi için yer tahsislerinin bir an önce yapılması gerekmektedir. "Yer seçimi yapıldı ve çalışmalar sürüyor." şeklindeki açıklamalara karşılık somut bir adım atılmamıştır. Üstelik geçen bunca yıla rağmen yatırımların önünün kapatıldığına dair kanaatler çok yaygındır.

Değerli milletvekilleri, yılda 3 ürün alınabilen Adana dünyanın en bereketli topraklarına sahip olmasına karşın, uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle tarım potansiyelini yeteri kadar değerlendirememektedir. Tarım, bölge ekonomisinin içinde bulunduğu açmazdan çıkışını sağlayabilecek belki de yegâne sektördür. Bunun için de bölgesel teşvik sistemiyle bu potansiyelin ihracata yönelik olarak kullanımının sağlanması gerekmektedir.

Hâl böyleyken son açıklanan havza bazlı tarımsal destek teşvik sistemi Çukurovalı üreticide hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu teşvik sisteminin narenciye ve yaş sebze, meyvenin yoğun olarak üretildiği Adana'da bölgenin gerçekliğiyle örtüşmediği ortadadır. Bölgede üreticilerin beklentilerini karşılayacak bir yapılanmaya gidilmeli, ulusal tarım planlaması yapılırken çiftçilerin sesine de kulak verilmelidir.

Adana'da 539 bin hektar tarım arazisinin yüzde 46'sı yani 250 bin hektarı sulanmaktadır. Adana'da sulamaya elverişli tarım alanlarının yüzde 65'inin sulanmasıyla birlikte Yedigöze Barajı'nın sulama projesinin bir an önce faaliyete geçmesi gerekmektedir. Zira, söz konusu barajın faaliyete geçmesiyle sulanabilen tarım arazisinin oranının yüzde 85'e ulaşması beklenmektedir. Aynı zamanda Aşağı Seyhan Ovası Kapalı Sistem Sulama Projesi de Adanalı üretici için hayati önem taşımaktadır. Barajlarımızdaki suların azaldığı göz önüne alınarak toprağın ve suyun verimli kullanılması, üretimde verimin artması adına kapalı sistem projelerin aciliyeti net olarak ortaya çıkmıştır.

Sayın milletvekilleri, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Adana'nın kültür, doğa ve deniz turizmi açısından yüksek bir potansiyeli de var ancak bu potansiyel de ne yazık ki değerlendirilemiyor. İlimizde turizm alanında bugüne kadar kayda değer bir yatırım olmaması bir dezavantaj olmasına karşın geleceğe yönelik bir turizm planlaması yapılması durumunda avantaja dönüştürülebilecektir. İlin turizm değerlerinin belirlenip bu değerlerin tanıtımı ve turizme kazandırılması, konaklama tesisleri gibi yatırımların yapılması için hazırlanacak bir planla hem kent hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sağlanabilir.

Ülkelerindeki iç savaştan kaçıp ülkemize sığınan Suriyelilerin yaşadığı sorunlar da kentin sosyoekonomik yaşamını doğrudan etkilemektedir; kayıt dışı açtıkları, vergi, prim ödemedikleri iş yerleri Adanalı esnafa da ciddi sorunlar yaşatmaktadır. Suriyeli sığınmacıların yaşadığı insanlık sorunları ise hayli fazladır. En temel barınma, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi haklardan yoksun olan sığınmacıların ciddi biçimde sorunlarına eğilip çözüm üretilmesi gerekmektedir. Ayrıca, en fazla Suriyelilerin bulunduğu 5 ilden 1'i olan Adana'da önümüzdeki süreçte çok farklı sorunların yaşanması da muhtemeldir. Bu gerçeklerin göz ardı edilmesi hâlinde telafisi güç sorunların ortaya çıkacağı da malumunuzdur.

Saygıdeğer milletvekilleri, Adana'nın işsizlik ve eğitim gibi ne yazık ki çözüm bekleyen çok sayıda sorunu bulunmaktadır. Adana hem göç alıp hem göç vermekle birlikte net göç veren iller arasında bulunmakta, özellikle alınan göç ilde altyapı sorunlarına, ekonomik ve sosyal sorunlara neden olmaktadır. Adana, Türkiye ortalamasına göre daha yüksek bir işsizlik oranına sahiptir, iş gücüne katılma oranı ve istihdam oranı bakımından da Türkiye'nin gerisindedir. İlin iş gücü piyasası krizlere oldukça duyarlıdır. Kriz yıllarında işsizlik oranı hızla yukarı tırmanmış, 81 il içindeki en yüksek işsizlik oranına ulaşmıştır.

Turizmdeki sorunlar ayrı bir üzüntü kaynağıdır. Ne yazık ki ilimizdeki otellerin doluluk oranları bile oldukça düşük bir seyir izlemekte ve otel yatırımcıları kara kara düşünmektedir.

Adana, üretim çeşitliliği, tarımsal potansiyeli, limanı, serbest bölgesi ve dışa açık ekonomik yapısıyla dış ticaret hacmi giderek artan, gelişmeye açık bir ildir ancak sahip olduğu kaynaklar ve jeopolitik konumu dikkate alındığında ihracatının yeterli düzeyde olduğu söylenemez. 2015 sonu itibarıyla 1,7 milyar dolar olan Adana ihracatının Türkiye toplam ihracatı içindeki payı oldukça düşüktür. Adana'nın 2016 Ekim ayında hem ihracatı hem de ithalatı düşmüştür; geçen yıla göre ihracatı yüzde 8,5 ithalatı ise 13,4 oranında düşmüştür. Son üç yılda Adana iline verilen yatırım teşvik belgeleri sabit yatırım tutarları bakımından incelendiğinde vahim bir tabloyla karşı karşıya kalınmaktadır. Öyle ki 2014 yılında yüzde 97,8 olan yerli sermaye oranının 2015 yılında Ekim ayı sonunda yüzde 35,7'ye düştüğü görülmektedir.

Değerli dostlar, tüm bu verilerden hareketle bölgemizin çok acil biçimde merkezî bütçeden hak ettiği payı alması ve sorunlarına çözüm üretilmesi gerekmektedir. Biz de verilen sözlerin takipçisi olduğumuz kadar yapılması gereken işlerin de bir an önce hayata geçilmesi için çaba göstereceğiz. Sorunları hep birlikte yaşıyoruz, sorunların çözümü için de el birliğiyle zaman geçirmeden adım atmamız gerektiğine inanıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Devamla) - Bu duygu ve düşüncelerle bütçenin Türkiye için hayırlı olmasını diler, tüm vatandaşlarımıza sağlıklı ve huzurlu günler dilerim. (CHP sıralarından alkışlar)