GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:14.12.2016

MHP GRUBU ADINA MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 7'nci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Suriye Türkmen Meclisinin dünya kamuoyuna duyurusu: "Dünyanın gözleri önünde yok oldu Halep, bitti. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, göz göre göre önce açlığa, sonra ölüme terk edildiler. Rejim ve tüm müttefikler topyekûn birleşip her karışını kana buladılar Halep'in. Tüm dünya Suriye'nin mazlumlarının acı çığlıklarını, haykırışlarını görmezden, duymazdan geldi. Halep'in yerle bir oluşunu, yok oluşunu sadece seyrettiler. Batı medeniyetinin övdüğü kanlı geçmişinin temize çıktığı, bir anlamda ellerindeki kanın temizlendiği Nürnberg mahkemeleri, Lahey sözleşmeleri, Adalet divanları, Roma statüleri ve daha niceleri Halep için, Suriye için yok hükmünde sayıldı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve BM kurumları yine bir katliam karşısında yine hiçbir şey yapamadı. Batı'nın 'uluslararası hukuk' deyip kendi elleriyle koyduğu kurallar, kaideler, kanunlar yine mazluma değil zalime göre işletildi. 'Halep' dediğiniz dipsiz, kör bir vicdan çukurudur artık. Büyük güçlerin, büyük güç olmaya meyleden bölgesel güçlerin kirli egemenlik oyunlarına kurban gitti Halep. Amma ve lakin tüm dünya bilsin ki bugün el birliğiyle yok edilen Halep değildir; insanlığın ta kendisidir. Halep'le birlikte bir kez daha tükenmiştir medeni dünyanın tüm sahte ideolojileri, bir kez daha yerle yeksan olmuştur sözde medeniyetin değerler silsilesi. Halep artık sadece Halep değildir. Halep artık Vietnam'dır, Hiroşima'dır, Kırım'dır. Halep; Ahıska'dır, Srebrenitsa'dır, Gazze'dir, Ruanda'dır, Doğu Türkistan'dır. Halep artık insanlığın yüz karasıdır.

Biliyoruz ki ne bir çağrıya ne bir haykırışa ne de bir serzenişe hacet yoktur artık. Söz bitti ama bu vahşete gözlerini kapayan dünya bilsin ki -Allah'a şimdiki gibi hamdolsun ki- bugün düşsek de elbet bir gün yeniden ayağa kalkacağız; sürülsek de elbet bir gün geri döneceğiz toprağımıza, vatanımıza. Zira bu bir yenilgi, bu bir hezimet değildir. 'Kazandım' zannettiğiniz şey asla zafer değildir. Mazlumun ahıyla, masumun kanıyla ancak zulmün tarihine kara bir çizik daha attınız. Unutmayınız ki biz bu coğrafyanın insanları, bu toprakların asıl sahipleriyiz. Elbet gün gelecek hakkımız olanı geri alacağız. Kirli oyunlarınıza, yüz yıllık planlarınıza boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Onurumuz ve özgürlüğümüz için son nefesimize kadar mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz." Bu sözler Suriye Türkmenlerinin dünyaya sözüdür.

Değerli milletvekilleri, temmuz ayından bu yana kuşatma ve yoğun bombardıman altında bulunan doğu Halep'te rejim ve müttefikler dört gündür aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda sivili katletmiştir. Ağır hava bombardımanlarına eş zamanlı olarak sivillere yönelik âdeta toplu infazlar yaşanmaktadır. Bu süreçte, Halep'ten ayrılmak isteyen sivillere de izin verilmemektedir. İçlerinde Türkmenlerin de bulunduğu muhtelif gruplar ve on binlerce sivil Halep'te iki mahalleye sığınmış durumdadır. Şu anda Halep'te yaşanan zulüm uluslararası savaş suçudur. Maalesef uluslararası camia Halep konusunda hâlen net bir irade ortaya koyamamıştır. Süreç, her an sivillerin aleyhine işlemektedir. Halep'te on binlerce sivil irtibat kurabildikleri ölçüde yakınlarıyla helalleşmekte ve âdeta ölümü beklemektedir. Ancak "Ateşkes sağlandı." denmesine rağmen, şu anda Halep'te hâlâ katliam devam etmekte, İran güçleri Halep'i kuşatmaya çalışmaktadır. Halep'te yaşanan insanlık dramını ve katliamını kınıyor ve lanetliyorum.

Değerli milletvekilleri, bütçe üzerine konuşacak olursak 2017 bütçe kanunun 7'nci maddesi, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bütçesine Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'nın öz gelir kaydedilmesi hususunda kuruma yetki verilmesini, 2547 sayılı Kanun'un bazı maddeleri ile 3843 sayılı Kanun uyarınca tahsil edilen tutarlar ve diğer gelirlerin öz gelir olarak kaydedilebileceğini, Emniyet Genel Müdürlüğünün eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler ve personele yapılan giderler karşılığında ilgili devletler veya uluslararası kuruluşlar tarafından ödenen tutarların, NATO makamlarınca yapılan anlaşma gereğince ödenecek tutarların, gümrük idarelerince TRT kurumuna intikal ettirilen bandrol ücretlerinin genel bütçeye gelir, ilgili daire bütçesine ödenek kaydedilmesini, harcanmayan kısımların ise ertesi yıl Maliye Bakanlığına devredilmesine yetkili kılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, olağanüstü hâl kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameyle üniversitelerdeki öğrencilerle ilgili olarak YÖK yetkili kılınmıştı ancak YÖK kararlarıyla kapatılan okullardaki 65 bin öğrenci için mağduriyetler had safhaya ulaşmıştır. Bu öğrenciler, gittikleri okullarda daha önce almış oldukları derslerin sayılmaması ihtimaliyle, eğitimlerinin uzaması tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ayrıca YÖK, öğrencilerin diplomalarında kapatılan okulların da yer alacağına karar vermiştir. Bu karar hukuk devleti ilkesine aykırı bir karardır. Suç şahsidir, suç cezası da sadece failini bağlar.

Ayrıca Kara Kuvvetleri Komutanlığınca astsubay olmak üzere üniversite mezunlarından temin edilen Kara Kuvvetleri Astsubay Meslek Yüksekokuluna altı aylık eğitimi başarıyla tamamlayarak ön lisans diploması almaya hak kazananlara rütbe ve nasıpları verilmemiş, önce izinli sayılmışlar ancak daha sonra da uzaklaştırılmışlardır. Burada da birçok genç mağdur edilmiş ve akıbetleri hâlâ belli değildir.

Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk devletine ve Türk milletine kasteden hainlerin bertaraf edilmesini istiyor, en son terörist yok edilene kadar mücadele edilmesini bekliyor, bunun için de mücadeleyi destekliyoruz. Ancak yine de suçluyla suçsuzun birbirine karıştığına yönelik yoğun rahatsızlık ve çağrılara iktidarın da kulak vermesini, dikkate almasını bekliyoruz.

YÖK tarafından 2010 yılında başlatılan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'yla az gelişmiş veya yeni kurulan üniversitelere akademisyen yetiştirmek amacıyla gelişmiş üniversitelerde yüksek lisans ve doktora yapılması sağlanıyordu. 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamındaki araştırma görevlilerinin 2547 sayılı Kanun'un 33/a maddesinden 50/d maddesi kapsamına geçirilmiş, yani bir nevi kadroları, işleri ellerinden alınmıştır. Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında atanmış araştırma görevlilerinin doktora sonrası konumları belirsizliğe terk edilmiştir.

Bilindiği gibi, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı alımlarında not ortalaması, yabancı dil, ALES puanları aranmaktadır. Bir kişinin bu kadroya hileyle girebilmesi için bu 3 puanın ortalamasının yüksek olması gerekmektedir. Ancak herkesin aynı kefeye konulduğu bu kararla suçlu suçsuz ayrımı yapılmamış, tüm ÖYP'li akademisyenler mağdur edilmiştir.

10 Kasım 2016 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki görüşmelerde, akademisyenlerin mağduriyetinin giderilmesi için 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 49'uncu maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz önerge, maalesef, AKP milletvekilleri tarafından kabul edilmemiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mazlumun ahını almadan, Anayasa ve yasalara aykırı davranmadan ülkemizin bir an önce huzura kavuşmasını ve bütçenin, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum, ancak buradan şu sözleri de söylemeden ayrılmak istemiyorum.

Tüm dünya duysun ki Türk milliyetçilerinin, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi ve ülkücülerinin milliyetçilik anlayışını kimsenin yargılamasına müsaade etmeyiz. (MHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ahrazoğlu.

MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Devamla) - Bizim milliyetçilik anlayışımızı burada tartacak kimse de yoktur. Biz, bedel ödeyerek, elli yıla yakın bir zamandır bunun bedelini, diyetini ödeyerek geldik.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)