| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 14.12.2016 |
KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinde 4'üncü madde üzerinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi hürmetle selamlıyorum.
Öncelikle, İstanbul'da 10 Aralık akşamı emperyalist uşağı hain PKK'nın alçak saldırısıyla şehit olan kahraman polis ve sivillerimize, 15 Temmuz gecesi kukla ve şarlatan FETÖ'nün işgal teşebbüsüne karşı gelirken dağlar gibi dimdik duran şehitlerimize, Halep'te namusları ve izzetleri için ahlaksız ve hain ittifaka karşı canlarını feda eden aziz şehitlerimize ve daha nice coğrafyada zulme karşı anıt gibi yükselen bir direniş sergileyen İslam'ın şerefli evlatlarına hürmeti, selamı ve rahmeti borç biliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Türkiye çok önemli ve hayati bir süreçten geçiyor. Türkiye'nin her zaman ve her şeye sorgusuz ve sualsiz itaat etmesine alışkın vahşi Batı bize son dönemlerde bu yüzden şiddetli şekilde saldırıyor. Millî duruş ve refleksiyle hem kendi özüne dönen hem de kendisine umut bağlamış geniş coğrafyalara umut olan Türkiye, her gün daha da güçlenerek tarih sahnesinde hak ettiği yere doğru yol almaktadır.
Ben, Şanlıurfalı bir Arap olarak ve aynı zamanda kadim Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir vatandaşı ve bu şerefli milletin bir ferdi olarak, bu mücadelenin neferi olmaktan gurur duyuyorum. Bu şerefli mücadelemi her yerde sürdüreceğime ahdettim, yemin ettim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Milletin partisinin iktidara geldiği günden beri çeşitli darbe girişimleri, e-muhtıralar, parti kapatma davaları, Gezi zırvaları, 17-25 Aralık yargı darbesi girişimi, 6-7 Ekim hain girişimiyle şiddetini artıran, son olarak 15 Temmuz işgal girişimiyle taçlandırmak istenilen ülkemizin kuşatılması girişimi son dönemde ekonomik temelli olarak sürdürülmeye çalışılmaktadır. Türk halkı akın akın döviz bozdurup ekonomisine katkı sunmaya çalışırken piyasadan dolarlarını çekenleri, Türkiye'nin menfaatine olmayan her türlü icraat içerisine girenleri görüyor ve takip ediyoruz. Darbeden üç dört gün sonra kredi notumuzu düşürenleri, Türkiye'yi "yatırım yapılması tehlikeli ülke" statüsüne geçirenleri not aldığımız gibi, bu kötü niyetli söylemlerin arkasına sığınarak ülkenin beka mücadelesini ucuz siyasi emellerine kurban verenleri de, Türkiye düşmanlarının ağzıyla siyaset güdenleri de not aldık, almaya devam ediyoruz.
Türkiye bugün artık geri dönülemez bir muasır yeniden yapılanma dönemine girmiştir. Çağa uygun bu yeniden yapılanma dönemi Türk halkının bizzat kendi iradesiyle tesis edilecek ve meşruiyetini doğrudan milletimizden alacaktır.
"Başkanlık", "partili Cumhurbaşkanlığı" veya adına ne derseniz deyin, bu sistemin hayata geçirilmesiyle ülkemizde ve bölgemizde yaşanan gelişmelere ayak uyduran, geride kalmayan bir Türkiye'nin yeniden tarih sahnesine çıkışına hepimiz şahitlik edeceğiz. Biz her türlü önlemi almakla birlikte, sömürgecilerin, onların uşaklarının ve onlara sırtını dayamış gayri millî odakların karalama kampanyalarına, itibarsızlaştırma çabalarına, demokrasiden uzak söylemlerine hiç kulak asmayacak, onların tüm sistemi kilitlemeye yönelik gösterdikleri çabayı kararlılığımızın ardında bırakacak ve onları tarihte ileride okunmasından bile imtina edilecek bir zillete terk edip yolumuza devam edeceğiz. Bunu büyük ve güçlü Türkiye için yapacağız. Bunu büyük ve güçlü Türkiye'ye umudunu bağlamış nice mazlumlar için yapacağız, yapmak zorundayız.
Kıymetli milletvekilleri, Halep'te yaşananlar hepimizin malumudur. Bir televizyon kanalında oradaki yerli halka "terörist", oradaki işgalcilere ise "kurtarıcı" diyen ahlaksızlar da hepimizin malumudur. Bugün Halep'te 6 kilometrekareye sıkışan 100 binlerce insanı Türkiye'den başka hiçbir ülke dert etmemektedir. Ne o sırtımızı dayamamız istenilen, anlata anlata bitirilemeyen modern Batı demokrasisi ne de Batı demokrasisinin insan hakları beyannameleri Halep'i görmeyi, Halep'ten yükselen çığlığı, arşı titreten o çığlığı dinlemeye yetecek kadar kadim ve üstün değildir kesinlikle. Üstün olan bu ülkenin medeniyetidir ve bu Gazi Mecliste temsil edilen milletin değerleridir, öyle ya da böyle galip gelecek olan da tam olarak bu değerlerdir, bizim kendi medeniyetimiz ve şahsiyetimizdir.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Rabb'im Halep'in intikamını muhakkak suretle alacaktır, dünya buna hazır olsun. Halep'teki çocuklar artık Allah'ındır ve onlar Allah katındadırlar. Fakat bu çocukların gözyaşları ve kanları dünyayı yakacak ama dünya bunun farkında değil. Allah (CC) Halep'in intikamını alırken herkes hassasiyetine göre nasibini alacak, yalnızca Halep'teki, Arakan'daki, Afrika'daki çocuklar kurtulacak. Ve de diyorum ki: Ey insanlık yani sözde insanlık, kaybettiniz, çocuklar kazandı. Allah nezdinde çocuklar kazanacak ve sözde insanlık kaybedecek, kaybetmeye mahkûmdur.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son veriyor, 2017 merkezî bütçe düzenlemelerinin devletimize hayırlar getirmesini temenni ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)