GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 9'uncu Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:14.12.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; konuşmamın başında, geçtiğimiz cumartesi günü Beşiktaş'ta hain bir pusuda şehit düşen polislerimizi ve vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Geride bıraktıkları kederli ailelerine Allah'tan sabrıcemil niyaz ediyorum. Ağır yaralı durumda olan kardeşlerimize de buradan acil şifalar diliyorum. İki gün önce Samsun Çarşamba ilçesinde bu yiğit kardeşlerimizden Mustafa Öztürk'ü ellerimizle toprağa verdik.

Terör örgütü PKK ve onun destekçileri, bu milleti korkutamayacak, yıldıramayacaktır. Bu hain saldırının hesabını sormak hepimizin boynunun borcudur. Terörle mücadele konusunda ülkemiz, bütün güvenlik birimleriyle kararlı bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye, NATO üyesi bir ülke olarak PKK, DAEŞ ve FETÖ başta olmak üzere DHKP-C, PYD gibi birçok terör örgütüyle etkin bir mücadele vermektedir. Bu şekilde aynı anda içeriden ve dışarıdan saldırıya geçmiş terör örgütleriyle mücadele eden başka bir NATO üyesi söz konusu değildir. FETÖ örgütünün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra özellikle devletin farklı birimlerine yuvalanmış olan hücrelerinin temizlenmesi konusundaki mücadelemiz de kararlı bir şekilde devam etmektedir.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; belki de insanlık tarihinin en acımasız dönemlerinden birini bugün Halep'te yaşıyoruz. Rejim ve destekçileri bunun en büyük sorumlusudur. Halep'in doğusunda yaralı insanların dışarı çıkmasına izin dahi verilmiyor. İnsanlık dışı ne varsa bugün Halep'te yaşanıyor ama biz gayretlerimize devam edeceğiz. Herkes sussa, biz Türkiye olarak susmayacağız. Bir taraftan açıklamalarımızla diğer taraftan da çözüm için uluslararası toplum nezdindeki diplomatik gayretlerimize devam edeceğiz.

Halep'te yaşanan katliam, bu Meclis çatısı altında bulunan herkesin ortak acısıdır. Rejim, Halep'te açıkça bir insanlık suçu ve savaş suçu işlemektedir. Bu da aslında Halep'te ve diğer bölgelerde rejimin asıl niyetinin ne olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu insanlık dramına bir dur denmesi için bütün uluslararası toplumun da harekete geçmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanımız ve Hükûmetimiz, Halep'te bir ateşkes sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması noktasında bildiğiniz gibi özellikle Rusya Federasyonu'yla yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu konuyla ilgili defalarca telefon görüşmeleri yaptı. Geçen hafta da Rusya'yı ziyaret eden Sayın Başbakanımız burada özellikle Halep konusunda insani yardımların ulaştırılması ve koridorun açılması konusunda çok ciddi bir diplomasi gerçekleştirdi.

Dün akşam neticesini aldığına inandığımız şey, maalesef bölgede bulunan rejim güçleri ve Şii güçler tarafından bugün sabah saatlerinde tekrar bombalarla ateşkes sona erdirildi. Bizim bugün yine çağrımız, çatışmaların, saldırıların bir an önce sona ermesi, insani yardımların ulaştırılması ve daha geniş kapsamda siyasi bir geçiş süreci için gerekli adımların atılmasıdır. Bu çerçevede Türkiye olarak biz, insani yardım noktasında üzerimize düşen görevi yerine getirmeye devam ediyoruz. Uluslararası toplum, bölgesel aktörler bu konuda adım atsalar da atmasalar da Türkiye, bu konudaki insani, vicdani sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir.

Halep'te zulmeden de bu zulme sessiz kalan da aynı şekilde sorumludur. Biz, bugün ve yarın, tüm dünyayla, Halep'in çığlığını tüm dünyaya duyurmak için var gücümüzle çalışacağız ve bu konuda, insani yardımların ulaştırılması konusunda girişimlerimizi sürdüreceğiz.

Sözlerimi bitirirken Erdem Bayazıt'ın bir şiiriyle Halep'e buradan seslenmek istiyorum. "Ahh! diyorduk/ Kanıyordu içimizdeki yara/ Bir bıçakla sökülüp alınıyordu sanki yüreğimiz/ Bedenimizden/ Ahh! diyorduk/ Bir başka şey gelmiyordu elimizden./ Ama sen şair/ Tekrar bir sayfa aralamalısın/ Sure sure/ Ayet ayet/ Fevc fevc gelen Fetihten!/ Ki kulaklarda çınlasın/ Yüreklerde tutuşsun/ Damarlara yürüsün dalga dalga/ Bir çağdan bir çağa gelip/(...)(x) (AK PARTİ sıralarından alkışlar)