| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 8'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 13.12.2016 |
CHP GRUBU ADINA YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizi izleyen sayın yurttaşlarımız; öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Personel Başkanlığı ile Mesleki Yeterlilik Kurumu bütçeleri üzerine söz aldım.
İki kurumu inceledim. Mesleki Yeterlilik Kurumu son dönemlerde meydana çıkmış bir kurum, önemli bir kurum; meslek standartlarının oluşturulmasında görevli bir kurum, iş kazalarının önlenmesine ya da azaltılmasına katkı sağlayacak bir kurum ancak işini ağır yapmaktadır bu kurum. Kadroları yetersiz olabilir, bu kurum bu anlamda desteklenmelidir. Ancak Devlet Personel Başkanlığı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim çünkü bu Başkanlığın yasası yok, bu kuruma bütçe ayrılmamalıdır. Yasası olmayan bir kuruma bütçe ayırmak bir yana, bunun görevlerini Mesleki Yeterlilik Kurumuna da verebiliriz, rahatlıkla yapabilir çünkü Devlet Personel Başkanlığı görevini layıkıyla yapamamaktadır. Kamuda cemaat örgütlenmesine göz yummuştur ve AKP'nin, tabiri caizse, arka bahçesi konumuna gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan cemaat, kendi başına, hiç kimseden destek almadan 81 ilin 74 emniyet müdürünü nasıl seçmiştir? Bu cemaat, valileri, kurum başkanlarını, rektörleri hiç kimseden yardım almadan nasıl belirlemiştir?
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz sonrası 93 bin kamu personeli açığa alındı, 60 bin personel kamudan ihraç edildi, 32 bin kişi de tutuklandı. Devlet Personel Başkanlığı 15 Temmuza kadar bu kadar büyük ve bunca yıl devam eden bu örgütlenmeyi, devleti ele geçirmeyi hedefleyen bu örgütü neden tespit edemedi? Sonra bu kişiler nasıl bir gün sonra tespit edilebildi? Burada aklımızla lütfen alay etmeyin. Bu kadroları AKP'yle birlikte bu kurum yaratmıştır. Devlet Personel Başkanlığı devletin bütün hücrelerinin işgal edilmesine aracılık yapmıştır. Çok başarılı çalışmış gibi bir de Devlet Personel Başkanı 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesinde 29 Ağustosta Türkiye Büyük Millet Meclisine Genel Sekreter olarak atanmıştır.
Değerli milletvekilleri, KPSS sınav soruları çalındı, yabancı dil sınav soruları çalındı. Devlet Personel Başkanlığının yetki ve yapısına baktığımızda, bu sınav sorularını, sınav sürelerini denetlemekle görevlidir. Peki, o kadar ihbar yapılmasına rağmen Devlet Personel Başkanlığı bu süreç içerisinde niye kayıtsız kalmıştır?
O süreçte, KPSS'yle ilgili, ÖSYM'yle ilgili soruların çalındığı dönemlerde biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunu, bu soruların çalınmasını gündeme getirdiğimizde Sayın Cumhurbaşkanı, ÖSYM Başkanı Ali Demir'i korumuş, kollamıştır. Peki, soruyorum size: 18 Ağustostan sonra ÖSYM Başkanı Ali Demir tutuklu mudur, değil midir cemaatten dolayı? (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, iktidarın bunun izahını yapacak cesareti olduğunu sanmıyorum. Çünkü cemaat kadrolaşmasının siyasi ayağı, dibine kadar AKP tarafından yapılmıştır.
Bakın, Devlet Personel Başkanlığının yapması gereken başka bir görevi nasıl yapmadığını da size söyleyeceğim: 2014 yılında bu Meclis bir kanun çıkardı. Taşeron kadrolarında asıl iş, yardımcı iş ayrımı yapılacaktı. Bunu kim yapacaktı? Devlet Personel Başkanlığı. 2015 yılı başına kadar bu ayrım yapılacaktı. Ancak aradan yirmi yedi ay geçmesine rağmen yapıldı mı? Henüz yapılmadı. Değerli milletvekilleri, iki buçuk yılda taşeron kadroları konusunda çalışmayı bitiremeyen Devlet Personel Başkanlığı, açıkça kamuda kölelik koşullarının, emek sömürüsünün, iş cinayetlerinin devam etmesinin sorumlusu olmuştur. Bu kurumun düsturu, liyakat yerine sadakat, bilgi yerine biat olmuştur.
Değerli milletvekilleri, geçen yıl bu kürsüden dile getirmiştim AKP anlayışı taşerona kadro vermeyecek, bir başka seçim arifesinde tekrar vadedecek diye. Sayın Başbakan, geçenlerde beni teyit etti, dedi ki: "Referandum sonrası kadro." İşte anlayış bu. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, kulislere çıktığınızda size çay servisinde bulunanların, odalarınıza serviste bulunanların yüzüne nasıl bakıyorsunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisinde taşeron çalışıyorsa diğer kurumlarda taşeron çalışmaması mümkün mü? (CHP sıralarından alkışlar) Hiç mi bu konuda utanmıyoruz, hiç mi bu konuda sıkılmıyoruz? Göz göre göre, biraz sonra... Bütün milletvekilleri burada bizi seyretmiyorlar, kuliste muhtemelen çay, kahve içiyorlar ama o çayı, kahveyi onlara getirenler de sömürünün kurbanı olan taşeron işçiler. (CHP sıralarından alkışlar) Gelin, kamuda kangren olmuş bu sorunu çözelim. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, size bir yasa teklifi vermiştik. Taşerona, 4/C'ye, 4/B'ye, geçici işçilere kadro teklifimizi siz de destekleyin ve Meclis bu soruna, bu ayıba bir son versin.
Şimdi, bakın "15 Temmuzda AKP ayrımcılık yaptı." dediğimiz zaman belki bize kızıyorsunuz. Bakın, bu Çalışma Bakanlığının bize gönderdiği bütçe açıklaması. 50'nci sayfayı açın, bakın. 50'nci sayfada "Demokrasi şehit ve gazilerinin yanındayız." diye...
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz demokrasi şehitleri ve gazileri şehit ve gazi de 15 Temmuzdan önce ya da 15 Temmuzdan sonra, ki iki gün önce Dolmabahçe'deki şehitlerimiz ve gazilerimiz şehit ve gazi değil mi? Bu konuda niye ayrım yapıyorsunuz? Bakın, bir nepotizm var, ayrımcılık var. Yazıktır, günahtır; şehitlerde, gazilerde, madenlerde ölen insanlarımızda ayrımcılık olmamalı. 15 Temmuzda gazi olanlara 3.200 ile 5 bin TL arasında aylık bağlandı. 15 Temmuz gazilerine aylık bağlanırken herhangi bir sakatlık oranı şartı aranmadı; iyi ki yapıldı, helal olsun ancak PKK ya da IŞİD ya da diğer terör örgütleriyle mücadele sırasında gazi olduysanız aylık almaya hemen hak kazanamıyorsunuz, vurulmak yetmiyor, en az yüzde 40 sakat kalmanız gerekiyor. Aylık dışında tazminatlarda da ayrımcılık var: 15 Temmuzda şehit olanların ailelerine 239 bin lira, PKK ya da diğer örgütlerinin şehit ettiği askerlerimize 88 bin lira tazminat; 15 Temmuzda bakıma muhtaç malul gaziye 327 bin TL, PKK'yla çatışmada yaralanan bakıma muhtaç askerlerimize 177 bin lira tazminat. Bu anlayış doğru değildir, adil değildir, ahlaki hiç değildir.
Değerli milletvekilleri, ayrımcılık AKP'nin ruhuna işlemiş, bunu maden kazalarında da görüyoruz. Soma'da, Ermenek'te maden kazalarında ölenlerin, iş kazalarında, iş cinayetlerinde ölenlerin hakları farklı; Zonguldak'ta ve Afşin Elbistan'da ölen diğer madencilerin hakları daha farklı. Madencilerle ilgili de böyle bir ayrımcılık olmasını çok doğru bulmuyoruz.
Ben buradan Sayın Çalışma Bakanına diyorum ki: Ey Sayın Çalışma Bakanı! Sen Cumhurbaşkanının sınıf arkadaşı olduğun için milletvekili oldun, belki Bakan da oldun. (CHP sıralarından alkışlar) Ama, dün yaptığın bir konuşma var taşeron işçiyle ilgili. Diyorsunuz ki...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAKUP AKKAYA (Devamla) - Devlete kapak atmakla onları itham ediyorsunuz. Yani, siz Cumhurbaşkanının imam-hatipten sınıf arkadaşı oldunuz, Bakan oldunuz, milletvekili oldunuz; devlete kapak atmadınız ama yargı kararıyla, taşerondan, hak ettikleri devletin kadrolarına geçmeyi devlete kapak atmak olarak görüyorsunuz. Bu yakışık bir durum değildir. (CHP sıralarından alkışlar)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Yıllardır siyaset yapıyor.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akkaya.
YAKUP AKKAYA (Devamla) - Değerli milletvekilleri, sonuç olarak...
BAŞKAN - Süreniz bitti.
YAKUP AKKAYA (Devamla) - Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.
YAKUP AKKAYA (Devamla) - Bir teşekkür konuşmasına izin verebilir misiniz?
BAŞKAN - Tabii ki teşekkür edebilirsiniz.
YAKUP AKKAYA (Devamla) - Değerli milletvekilleri, sonuç olarak bu bütçede emeğin hakkı yok, bu bütçede emeklinin hakkı yok, bu bütçede engellinin hakkı yok, bu bütçede üretim yok; esasen, bu bütçede insan yok. İnsan olmayan bir bütçeye de bizim "Evet." dememiz mümkün değildir.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) İçinde insan olan bütçe yaratmak dileğiyle hepinize 2017'nin sağlık, mutluluk, barış, huzur getirmesini diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Akkaya.