GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 7'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:38
Tarih:12.12.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 yılı Avrupa Birliği Bakanlığı bütçesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Konuşmanın başında, tüm diğer milletvekillerimiz gibi, cumartesi gecesi yaşamış olduğumuz acı olayda kaybettiğimiz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu topraklara en ufak bir aidiyeti olmayan, alçakça saldırmayı bir yöntem hâline getirmiş olan PKK'yı ve destekçilerini de bir kere daha lanetliyorum.

Değerli milletvekilleri, dünya önemli bir zaman diliminden geçiyor. Sıra dışılıkların öne geçtiği bir tarih diliminde yaşıyoruz. Haksızlıklar, eşitsizlikler, adaletsizlikler beraberlerinde çatışmayı, savaşı ve ölümleri getiriyor. Ötekileştirme, kendi acısını mutlaklaştırma, trajedilerin sıradanlaşması günlük birer pratiği hâline geliyor dünyanın.

İşte, tam bu noktada, ekonomik bir birlik olarak doğan ve değerler birliği ideasındaki Avrupa da, tüm bu gelişmelerin kalbinde, bir kimlik krizi yaşıyor. Yükselmekte olan kimlik siyaseti Avrupa Birliğinin bu krizi yaşamasının bir sonucu olarak önümüze geliyor. Yükselen aşırı milliyetçi dalgaya teslim olmak üzere Avrupa. Küreselleşmenin yıkıcı etkisi, yükselen İslamofobi yabancı düşmanlığını beraberinde getiriyor.

Değerli milletvekilleri, işte, tam burada Türkiye ise yeni bir dilin inşasında çok önemli bir vazife görüyor. Bu hikâyeyi başka bir yerden okuyor; bu toprakların, bu coğrafyanın, bu medeniyetin değerleriyle yeni bir hikâye yazıyor. İnsan onurunu merkeze alarak cesur bir şekilde itirazlarda bulunuyor, bu itirazlarının gereği üzerine düşen vazifeyi tarihin bu çok keskin döneminde hakkıyla yerine getiriyor. Ne yapıyor? 3 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Dünyanın meselelere belli kodlarla baktığı bir dönemde, Türkiye, insani ve vicdani bir sorumluluk üstleniyor; insanlığın vicdanı olmak adına itirazlarda bulunuyor, hem öznesi hem de nesnesi olduğu bir tarihin aktif olarak içinde yer alıyor ve inisiyatif alıyor. Tüm acılara eşit yaklaşıyor; Brüksel'de yaşanan terör olayına da, Fransa'da Paris'te yaşanana da, İstanbul'da yaşanana da "Bir insanın ölmesi insanlığın ölmesi gibidir." diye bakıyor, acılar arasında hiyerarşi kurmadan meseleye yaklaşıyor. Avrupa'nın 300 bin mülteciyi ülkesine almamak için soğuk savaş boyunca ördüğü duvarlardan ve tel örgülerden daha fazlasını inşa ettiği bir dönemde dünyaya örneklik teşkil ediyor, milyonlarca insana ev sahipliği yapıyor ve bunu da "Bizim kültürümüzde misafir berekettir." diyerek yapıyor. Aslında bu durum bir sonuç; Avrupa'nınkisi de Türkiye'ninkisi de. Avrupa'nın ehliyetsiz ve öngörüsüz liderleri, vizyonsuz liderleri Avrupa'yı bu noktaya getirdiler. Üzülerek ifade edelim ki, işte, bu vizyonsuzluk aslında Avrupa Birliğinin Türkiye'yle kurduğu ilişkilere de yansıyor.

Değerli milletvekilleri, bakınız, AK PARTİ hükûmetleri, Türkiye'nin Avrupa Birliğine katılım iradesinin güçlü bir göstergesi olarak sadece bu meseleyi merkezine alan bir bakanlık kurmuş; bugün görüşüyoruz. Bu, aslında, AK PARTİ'nin duruşunu, felsefesini de çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Hiç kuşkusuz Avrupa Birliği Türkiye'nin demokratikleşmesi adına önemli bir kaldıraç vazifesi de gördü fakat bugün Avrupa, ön yargılarının esiri olmuş; terör kapısını çaldığında tepki veren, oysa mesele Türkiye olduğunda sırtını dönen bir anlayışla içine düştüğü kimlik krizinde maalesef sınıfta kalıyor.

Türkiye egemen bir devlet. Hemen her tavrını bir koşula bağlayan, had bildiren, üstten bir dille parmak sallayan, bize değer dayatan bir anlayışı reddediyoruz. Çoluk çocuk demeden binlerce masum insanımızı katleden terör örgütlerine parlamentosunu açan Avrupa Birliğini elbette eleştiriyoruz fakat değer merkezli, eşit kurulmuş bir birlikteliğe "Evet." diyoruz, üstten konuşan bir tavra "Hayır." diyoruz.

Bakanlık bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)