GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 7'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:38
Tarih:12.12.2016

CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 yılı Türk Halk Sağlığı Kurumu ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı bütçeleri hakkında Cumhuriyet Halk Partisi grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi, ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımızı, Meclis çalışanlarını ve basın mensuplarını saygıyla selamlıyorum.

Beşiktaş saldırısında yaşamını kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmet, sevenlerine başsağlığı; yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

2011 yılında kurulan Halk Sağlığı Kurumuna, temel sağlık hizmetleri dâhil birçok önemli birimin bağlı olduğunu görüyoruz. Kuruluş gerekçesi olarak, daha kaliteli sağlık hizmetleri sunmak için bu birimlerin hepsinin tek çatı altında toplanması gerektiği belirtiliyor.

Daire başkanlıkları dâhil toplamda 38 birim, bu kuruma bağlı olarak çalışıyor. Fakat bu birimlerin çoğu sadece kâğıt üzerinde duruyor. Her birimi tek tek irdelemeye, ne yazık ki zamanım el vermiyor.

Örneğin, çok önemli bir işleve sahip olması gereken aile hekimliği uygulaması bile ancak kör topal bir şekilde yürüyor. 1'inci basamak, görevini yerine getiremediğinden 2'nci ve 3'üncü basamaklarda gereksiz hasta yığılmaları olmaktadır.

"Obezite" biriminin de işlevsizliğini her geçen gün artan obezite vakalarından biliyoruz. Şu an Türkiye'de 15 milyon obez, 17 milyon da fazla kilolu insan var; yani, her 3 insanımızdan 1'i fazla kilolu. Şeker hastalığı son yıllarda pik yapmış durumda.

Yine, bu kurumun sorumluluk alanlarından olan çalışma sağlığı ve güvenliği konusu ise Türkiye'nin hâlen kanayan yaralarındandır. İş cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor. Çalışma Bakanlığıyla bu konuda koordineli bir çalışma yürütülmesi gerekmektedir. Sadece kasım ayı içerisinde 190 işçimizi bu iş cinayetlerine kurban verdik. Kurumun mali saydamlık ve hesap verilebilirlik ilkesi gereğince de oldukça sorunlu olduğunu Sayıştay raporlarından anlıyoruz. Raporda kurumun hâlen yeterli niteliklere sahip olmadığı ve çok ciddi eksiklikleri olduğuna vurgu yapılıyor fakat burada belirtilen tüm sorunlar bugün de olduğu gibi duruyor.

Ayrıca, tüm tıp fakültelerini tek elden Sağlık Bakanlığının çatısı altında toplama ve AR-GE çalışmaları ile inovasyon stratejilerini geliştirme hedefiyle 2014 yılında kurulan Türkiye Sağlık Enstitülerinin tamamen işlevsiz bir durumda olduğunu görüyoruz. Bu kuruma bağlı 6 birimin şu an sadece 4'ü oluşturulabilmiş durumda.

Dolayısıyla, sağlığı ön plana alan bir devlet vatandaşları için birçok ayrıntıyı da göz önünde bulundurarak kararlar alır. Örneğin, yaz saati uygulamasına en başta Sağlık Bakanlığının itiraz etmesi gerekirdi çünkü karanlıkta kalkan öğrencilerde depresyon, kaygı bozukluğu gibi sorunlar artabilir, var olan psikiyatrik hastalıklar alevlenebilir, büyüme, gelişme olumsuz etkilenir. Duyumlarımıza göre çocuklar okula gitmek istemiyor, aileler bu konuda sıkıntıda. Yetişkinler ise mutsuz uyanma, yorgunluk, kaygı, gün içinde konsantrasyon sorunu yaşamaktadır. Yaz saati inadı ihracatçıyı da vurdu. Türkiye'nin ihracattaki kaybının 13 milyar olabileceği ve cari açık üzerinde olumsuz etkileri olacağı vurgulanmaktadır.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'de uzun yıllar boyunca, ortalamalara göre, GDO'lu mısır nişastasının yaklaşık yüzde 20'sinden glikoz, yüzde 80'inden ise izoglikoz üretilmiş ve pazarlanmıştır. Bu durum Avrupa Birliğinde Türkiye'dekinin tersine yüzde 20 izoglikoz, yüzde 80 ise glikozdur. İnsan sağlığı açısından sakıncalı olan izoglikozun en fazla tercih edildiği ülkelerden birisi durumdayız. Rastgele tatlıcılara girdim ve sordum; çoğu nişasta bazlı şurup kullandıklarını söyledi. Bu konuda yeniden bir düzenlemeye gereksinim vardır.

Sayın milletvekilleri, işsiz evlat vergisi olarak tanımladığımız genel sağlık sigortası mağdurlarının zorunlu borçlandırılıp, bu, milyarlara varan borçlandırmalara rağmen herhangi bir sağlık hizmetinden faydalanmaması garabeti devam etmektedir. Vatandaşlara sağlık hizmetinin sunulmasındaki sıkıntılar açısından devlet yeni mağdurlar yaratmadan çok daha hassas davranmalıdır. Güvencesi olmayan hasta hastane kapılarından dönmemelidir.

Bu iktidarın sağlık açısından ülkeye yaptığı en büyük iyilik tütünle mücadele anlamında sigara kullanımına karşı tavrıydı. Ölümlerin 3'üncü sırasında yer alan KOAH hastalığının en büyük nedeni tütündür. Fakat son zamanlarda bununla ilgili de çok ciddi bir gevşeme olduğunu görüyoruz.

Değerli milletvekilleri, gördüğünüz üzere sağlık alanındaki sorunların işlevselliği sağlanamayan halk sağlığı kurumları veya sağlık enstitüleri kurularak çözülemediği açıktır. Bunun için her şeyden önce sağlık alanında yapısal bir değişime ve sağlıkla ilgili bir vizyon geliştirmeye ciddi anlamda gereksinim vardır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)