GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:37
Tarih:11.12.2016

CHP GRUBU ADINA ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle, Beşiktaş'ta meydana gelen bu hunhar saldırıyı Cumhuriyet Halk Partisi olarak kınıyoruz ve terörü lanetliyoruz. 38 vatandaşımız hayatını kaybetti. Terör bir vahşettir, nereden gelirse gelsin, insan canına kıyan şey bir vahşettir.

İktidar partisine her zaman şunu söyledik: "Bu ülkedeki terörü çözmek için, terör sorununu yok etmek için, Cumhuriyet Halk Partisi olarak elimizden gelen tüm desteği vermeye hazırız." 2013'te Sayın Kılıçdaroğlu, o dönemin Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan'a gidip şunu söyledi, "Terör konusunda çözüm benim koltuğuma dahi mal olsa, bu terörü yok etmek için elimden gelen desteği size vermeye hazırım." dedi. Ama o günün Başbakanı "Ya, sen, himmete muhtaçsın, bırak, senin desteğine ihtiyacım yok." dedi.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin önemli sorunlarında iktidar-muhalefet ayrımı yapılmaz; iktidar-muhalefet ayrımı yapılmadan bu mesele çözülür. Ama, bizim yerimize o zamanın iktidarı nerelerden destek istedi? Kandil'den İmralı'ya seferler düzenlendi. Peki çözüldü mü? Çözülmedi. 2002'de bugünkü iktidar bu ülkeyi devraldığında 7 şehidimiz vardı ama bugün yüzlerce, binlerce şehidimiz var. Bu ülkeye yazık. Biz size destek vermek istiyoruz çünkü bu ülke hepimizin. Cumhuriyet Halk Partisi olarak ülkemizi seviyoruz, ülkenin bu terör belasından kurtulması için de elimizden gelen desteği vermeye de hazırız. O gün, 2002'de 1 tane terör örgütü varken bugün 3 tane terör örgütüyle Türkiye boğuşuyor. Bunun altında yatan sebep nedir acaba? Bunun altında yatan sebep; bu ülkeyi yöneten iktidarın yanlış politikasıdır, "Ben yaptım, oldu." politikasıdır, ortak aklı reddetme politikasıdır, iktidar-muhalefet ayrımı yapma politikasıdır. Bakın, eğer Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizden destek isteseydiniz... Ki, tüm konularda destek veriyoruz, on beş yıldır bu Parlamentoda AKP iktidarının hangi kanunu getirip de geçirmediğini ben hatırlamıyorum. Ama bizim yerimize PKK'yla iş tuttunuz, Habur'a seyyar mahkemeler kurdunuz, Oslo görüşmeleri yaptınız, ne oldu? Terör örgütü şehirlere yerleşti ve bugün yüzlerce şehit var. Sonra ne oldu?

Değerli arkadaşlarım, 15 Temmuzda bir darbe girişimi oldu, ikinci terör örgütü... Birincisi PKK, ikincisi FETÖ, üçüncüsü IŞİD. Peki, ondan sonra ne oldu? 15 Temmuzda FETÖ terör örgütü bu ülkeye darbe yaptı. Nasıl yaptı? Önce bu ülkenin yurtlarında, okullarında kadrolarını yetiştirdi ve sonra bu ülkenin Parlamentosunu bombaladı. Bugün, bu terör örgütüyle ilgili biz size dedik ki: "Destek vermeye hazırız." 15 Temmuzda sizin yanınızda durduk ve yetmedi, Yenikapı mitinginde de destek verdik ama ondan sonra, kapalı kapılar ardında kanun hükmünde kararnameler yaptınız, bu Parlamentoya getirip noter gibi kullandınız, ortak aklı yok ettiniz, ana muhalefet partisi gibi önemli bir partiyi yok kabul ettiniz ve ana muhalefet partisine dayatma yaptınız ve önceliğinizi fırsata çevirip başka bir şeyi getiriyorsunuz. Neyi getiriyorsunuz? Anayasa'yı getiriyorsunuz.

Arkadaşlar, ondan sonra, "Parlamentoya 600 tane milletvekili..." Ya, bu ülkenin önceliği Anayasa mıdır, Allah aşkına? Bu ülkenin önceliği Başkanlık mıdır? Bu ülkenin önceliği ortak akıldır, ortak akıl. Ortak aklı reddeden bir yapı bu ülkede başarılı olamaz.

Orada FETÖ terör örgütünün 15 tane üniversitesini kapattınız.

Değerli arkadaşlar, 15 üniversitenin 14'ü bu iktidar döneminde açılmış. Yani bizi dinleseydiniz ortak aklı egemen kılsaydık 15 tane üniversitenin 14'ü bu iktidar döneminde açılmazdı. Yurtları bunlara devrettiniz. Bakın, devletin elindeki yurt sayısı toplam 682. Peki, cemaatlerin veya farklı kesimlerin elindeki yurt sayısı kaç? 4.782 yani devlet, ancak yüzde 10 fakir fukara çocuklarına sahip çıkmış. Diğerlerini kime teslim etmiş? Başka yerlere, FETÖ'ye teslim etmiş. FETÖ'nün yurtları bizim yurtlarımızın yani devletin yurtlarının 2 misli neredeyse. Değerli arkadaşlarım, işte, biz evlatlarımızı böyle teslim etmişiz bunlara. Sonra, bunların beyni yıkanmış, bu ülkenin Parlamentosunu bombalamış.

Üçüncü terör örgütüne gelince; IŞİD. Değerli arkadaşlar, ben burada Sayın Başbakana ve Sayın Cumhurbaşkanına şunu sormak isterim ve söylemek isterim: Kim Türkiye'yi Suriye bataklığına çektiyse, bu aklı, fikri kim verdiyse, o günkü yönetime kim bunun kararını aldırdıysa, o, bu ülkenin hayrına düşünmemiştir, bu ülkeye ihanet etmiştir. O kişinin yakasına yapışın, Türkiye'yi o bataklığa onlar çekmiştir.

3 tane terör örgütü gibi bir yapıyı bu iktidar yaratmış ama hâlâ daha ortak aklı egemen kılmayı reddediyorsunuz. Ana muhalefetle görüşmek yerine gidip terör örgütleriyle görüşüyorsunuz; bu, doğru değil.

Bütçeye gelince sürem de bitti; sayın grup başkan vekillerine söylemiştim, bu kadar sürede bir şey konuşulmaz.- bütçe konusuna gelince, bu bütçe baştan iflas etmiş arkadaşlar. Bu bütçe 14 Ekimde Plan ve Bütçe Komisyonuna geldiği zaman tüm kurumlara "Doları 3 bin liradan hesap edin." ona göre dış borçlardı, ekonomiydi, gaz alımıydı, petrol alımıydı... Bugün ne kadar? 3.500 lira. Sapma ne kadar? Yüzde 14. Büyüme hızı ne kadar? 3,1. 2017'yi bir kere, planlar bitmiş, bütçeniz iflas etmiş; bütçe diye bir şey yok. 2018'i de kaybettiniz, kimseyi kandırmayın. Bütçe konusunda bir şey söylememe de gerek yok.

Spora... Es geçiyorum.

Sayın Bakanım, dopingle ilgili yaptığınız güzel çalışmalardan dolayı sizi kutluyorum ama güzel bir çalışma yaparken getirip, yirmi ay dopingle cezalandırılmış bir kişinin Basketbol Federasyonunun Başkanlığına atanmasını da doğru bulmuyorum. Yani, yaptığınız o kadar güzel çalışmayı alıp çöpe attınız. Ya, bu adam örnek olacak.

MUSA ÇAM (İzmir) - Elinde değil.

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Yirmi ay dopingden ceza almış birini niye atadınız? Eski başkan bir yıl daha devam edecekti. Eski başkanın...

MUSA ÇAM (İzmir) - Bakanın elinde değil, Bakanın elinde değil.

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Spora siyaseti bulaştırırsanız başarı olmaz. Başarı geldi mi? Hayır.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Bakanın suçu değil, Cumhurbaşkanı atıyor, ne yapsın Bakan?

ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) - Olimpiyatlara bakın: 80 milyonluk Türkiye, 1 madalyayla geçiştiriyorsunuz. Bakın, sürekli, istikrarlı bir şekilde -yıllara bakın- 1 altın madalya, 1 altın madalya, 1 altın madalya... Yani, bununla Türkiye'nin başarılı olması mümkün mü?

2004'teki... Geçen hükûmetlerin size devrettiği dönemde 3 tane altın madalyayla devraldınız. İstikrarlı bir şekilde: 2008, Pekin, 1 madalya; Londra, 1 madalya; Rio, 1 madalya. Sonra, 2012'de ben bin uzman alınınca çok gurur duydum, mutlu oldum; ya, belki madalya sayısı artar, gençlerimiz spora daha da yatkın olur... Arkadaşlar, 2016'da gene 1 madalya. Neden? Liyakati esas kılmadınız, torpille adam aldınız.

Yeter arkadaşlar; Türkiye batıyor, Türkiye kötü bir yere gidiyor. Bu ülke hepimizin. Hepinizin bu ülkeye karşı sorumlulukları var, partizanca düşünmeyi bırakalım. Ortak aklı egemen kılma dönemi, sevgiyi egemen kılma dönemi; gücü tek kişide devşirme dönemi değil. Türkiye hızla irtifa kaybediyor. Bu gemi batarsa hepimiz batarız.

Hepinize saygılar sunarım.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Toprak.