GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:36
Tarih:10.12.2016

CHP GRUBU ADINA MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine parti grubumuzun görüş ve önerilerini paylaşmak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, vatanımızın bölünmez bütünlüğü için canını ortaya koyan tüm aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize acil şifalar, ülkemizin huzuru ve güvenliği için gece gündüz demeden kahramanca görev yapan tüm güvenlik güçlerimize görevlerinde başarılar diliyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün İnsan Hakları Günü. İnsanların özgür, onurlu, adil ve eşit bir şekilde yaşadığı bir Türkiye ve dünya özlemiyle İnsan Hakları Günü'nüzü kutluyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün, ülke olarak cumhuriyet tarihimizin en zor, en belirsiz, en yalnız, en güvensiz, en karanlık ve en zorlu döneminden geçiyoruz. Demokraside, özgürlüklerde, yargıda, güvenlikte ve istihbaratta büyük tahribatlar yaşanıyor, ekonomimiz alarm veriyor, yapısal sorunlarımız her geçen gün daha da derinleşiyor. AKP'nin tek başına iktidar olduğu son on beş yılda, içeride ve dışarıda uygulanan yanlış, tutarsız, basiretsiz ve dirayetsiz politikalar yüzünden ülkemiz ve halkımız ağır bedeller ödüyor. AKP Hükûmeti, 2002 yılında sıfır noktasına gelmiş olan terörü yeniden ayağa kaldırmıştır. Terör örgütlerine can verilmiş, yeniden palazlanmalarına göz yumulmuştur. Türkiye'nin başındaki PKK belası yetmezmiş gibi, IŞİD, FETÖ ve daha adını bile bilmediğimiz birçok terör örgütü ülkemizin başına bela edilmiştir. Dünyada terör örgütlerinin en çok hedef aldığı ülke Türkiye olmuştur. İktidarın hem iç hem dış politikada yaptığı sayısız yanlışlıklar Türkiye'yi Orta Doğu'nun tipik bir korku ülkesi hâline getirmiştir. İçeride yurttaşlar, dışarıda komşular "Ne olacak bu ülkenin hâli? diyerek endişelerini, kaygılarını dile getirmektedir. İnsanlar korkuyorlar, korkmakta da haklılar çünkü ülkenin de halkın da güvenliği artık Allah'a kalmıştır. Bunu sadece ben söylemiyorum, geçtiğimiz günlerde Kültür Bakanı Sayın Nabi Avcı şöyle dedi: "Memleket sıkıntıda, dua bekliyorum." Birkaç gün önce Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek'in de benzer bir açıklaması oldu, "Türkiye Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en zor günlerini yaşıyor." Ülkemizi Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en zor günlerini yaşamasının içine kim soktu, hangi politikalar buna neden oldu? Ne oldu da ülkemiz duaya muhtaç bir ülke hâline geldi?

Değerli arkadaşlar, şapkanızı önünüze koyun ve düşünün: Biz bugüne kadar ne dedik, ne yaptık ve sonuçları ne oldu, bu noktaya nasıl geldik, geldiğimiz yolun taşları kimler tarafından nasıl döşendi? Bu gerçekçi muhasebeyi artık yapmanız gerekiyor.

Sayın Bakan, ne yazık ki geçen on beş yılda terörle mücadelede günü kurtarma hesabı içinde kaldınız, cesur ve kararlı bir hareket tarzını ortaya koyamadınız. Bu tutumunuz terörle mücadelede çok büyük zafiyetlere yol açtı ve kaybeden ülkemiz oldu. Vatandaşlarımıza hep yeni bir şeyler yapılıyormuş, her seferinde bu işin üstesinden gelinecekmiş gibi bir umutla değişik isimler altında terör konsepti sundunuz ama geldiğimiz noktada hiçbir şey değişmedi, işler daha kötüye gitti. Terör bugün kontrol edilemez bir noktaya ulaştı. Sadece son bir yılda teröre verdiğimiz şehit sayısı bine yaklaştı, şehirlerde patlayan bombalarla yüzlerce sivil vatandaşımız hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı. Yitirdiğimiz her bir vatandaşımızın üzerinde yanlış politikalarınızın izi vardır, sorumluluğu vardır, vebali vardır. Sadece ben bilirim diyerek siyasi ikbal ve hırs uğruna attığınız her adımın sonunda ülke olarak yeni bir felaketle karşılaştık. Bugün de ocaklar sönmeye devam ediyor. Gelen her şehit haberinde tarifi olmayan acılar çekiyoruz. Şehit ana babalarının feryatları kulaklarımızdan gitmiyor. Babasının tabutuna sarılıp arkasından ağlayan çocukların, eşlerin görüntüleri hepimizin yüreğini dağlıyor. Bütün bu olayların temel sorumlusunun kim olduğunu milletimiz çok iyi biliyor ama artık yeter.

Değerli arkadaşlar, 15 Temmuz tarihimize önemli bir özelliği kazandırdı, siyasi uzlaşmanın kapısını araladı. Biz bu uzlaşma kültürünü ileriye taşıyabilirsek çocuklarımıza çok daha güzel bir Türkiye'yi hep birlikte bırakabileceğiz. O hâlde, bizlerin tarihsel bir sorumluluğu var. Artık, şehit cenazelerine katılmanın, üzülmenin, taziye bildirmenin dışında bir şeyler yapmalıyız. Türkiye'nin kalbinde Gazi Meclisimizde çözüm merkezi olarak inisiyatif almalıyız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak buna hazırız; terörün bitmesi için her konuda destek vermeye hazırız, adım atmaya hazırız, taşın altına elimizi koymaya hazırız. (CHP sıralarından alkışlar) Yeter ki siz samimi olun, içten olun. Türkiye bu süreci akılla, ferasetle, tarihî birikimiyle, devlet kültürüyle aşacak yetkinliğe sahiptir.

Sayın Bakan, sizden önceki İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala "81 ilin emniyet müdürünün 74'ü FETÖ'cü, 7 bin istihbaratçının 6.500'ü FETÖ'cü, İstihbarat Daire Başkanlarının tamamı FETÖ'cü." dedi. Yine siz, Emniyet ve Jandarma dâhil, Bakanlığınızdan 21.929 personelin ihraç edildiğini açıkladınız. Daha iki gün önce, Van ziyaretinizde 400 mülki idare amirinin görevden alındığını yine siz söylediniz. Sizin ve Sayın Ala'nın açıklamalarını üst üste koyduğumuzda iktidarınızın ülkemizi ne hâle getirdiğinin fotoğrafı daha net olarak ortaya çıkmaktadır.

Sayın Bakan, unutmamak gerekir ki "devlet memurluğu" kavramı millî bir görevdir, bu kavram devletimizin bekası ve geleceği için son derece önemlidir. 15 Temmuz bu gerçeği bize bir kez daha göstermiştir. İktidarınızın yıllar boyu devlet kurumlarının içine doldurduğu tarikatlar, cemaatler devletimizi ele geçirmeye çalışmıştır. Yarattığınız güç kavgası ülkemizde bir darbe girişimini yaşatmıştır.

Sayın Bakan, şimdi soruyorum: Türkiye, 15 Temmuza nasıl geldi? Bu yolun taşlarını kimler, nasıl döşedi? Bu hataları kimler yaptı? Devlet kurumlarına bu kişilerin atanmasına kimler aracılık yaptı, kimler referans oldu? Atama kararnamelerini kimler imzalattı? Kürsüye çıkın ve bu soruların cevaplarını millete verin. (CHP sıralarından alkışlar) Çıkın, ülkemizin geleceğini karartacak bu hataların, bu yanlışlıkların bir daha asla yapılmayacağının güvencesini bu halka verin. Allah aşkına, artık tüm bu olup bitenlerden ders çıkarın, hata yapmayın, yanlış yapmayın ki evlatlarımız ölmesin, cumhuriyetimiz ve devletimizin kurumları tahrip olmasın, devletimizin bekasına zarar gelmesin; insanlarımız geleceğe güvenle ve umutla baksın.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)