GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:36
Tarih:10.12.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET ALİ PULCU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Savunma Sanayii Müsteşarlığının 2017 yılı bütçesi hakkında grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, hem size geçmiş olsun diyor hem de üçüncü konuşmamı bu kadar pozitif bir Başkanın riyasetinde yapmaktan duyduğum memnuniyeti ayrıca belirtiyorum.

BAŞKAN - Çok teşekkür ederim, sağ olun.

MEHMET ALİ PULCU (Devamla) - Savunma Sanayii bütçesini konuşacağız ama ben Schwarzenegger'den başlayayım. Malum "Arnold Schwarzenegger" diye bir aktör var. Kendisi, Hollywood'un Cüneyt Arkın'ı sayılır. Bu arkadaşın 1994 yılında çektiği bir film var "Gerçek Yalanlar" diye. Hikâye bu ya, New York'ta Irak'tan gelmiş sanat eserleri sergilenecek fakat şu işe bakın ki sanat eserlerinin içinden Rus yapımı güdümlü füzeler çıkar. Asyalı, çekik gözlü, alımlı bir bayan ile gözlerini kan bürümüş Orta Doğulu teröristler hiç sebepsiz yere New York'ta bir bomba patlatacaklardır. Endişeye mahal yok, hemen Schwarzenegger yetişir, dünyayı kurtarır.

1994 geç bir tarih, 2013'te, Sayın Bakanım, başka bir filmden bahsediyorum, "Kapalı Devre", ABD-İngiltere ortak yapımı. İngiltere'de bir terör faaliyeti olmuştur, 150 kişi ölmüştür. Bir zanlımız vardır, zanlımızın adı film icabı "Farroukh Erdoğan"dır. "Mister Erdoğan yaptı.", "Erdoğan planladı.", "Erdoğan vurdu." bir buçuk saatlik bu film boyunca tam 55 sefer "Erdoğan" ismi geçer.

Savunma Sanayii Müsteşarlığı bütçesinde bu filmlerden bahsetmemin özel bir sebebi var. Bir: Fransızların çok meşhur bir sosyoloğu, sinemanın gücünün Pentagon'un ve hükûmetlerin gücünden daha fazla olduğunu söylüyor; Jean Baudrillard. Bunu önemsiyorum. İki: Bu filmler, Huntington'un 1993'te akademiye sunmuş olduğu "Medeniyetler Çatışması" tezinin popüler versiyonlarıdır. Huntington, akademik camiayı ikna etme vazifesini göz önüne almıştı. Bu popüler filmler de bu kanaatin dünya kamuoyunca kabul edilmesi vazifesini aldılar.

Arkadaşlar, şöyle hatırlatayım: Huntington, artık bundan sonra Batı ve diğerleri arasında bir çatışma başlayacağını söyler ve Türkiye'yi bir yerde konumlandırır. Türkiye için özel bir paragraf vardır, der ki: "Batılı seçkinler, Türkiye'nin Batılı olduğu iddiasındadırlar fakat Batılı seçkinler bunu kabul etmemektedirler." Tarih 1993, iktidarda Demirel-İnönü Hükûmeti var, sonra da Çiller-İnönü Hükûmeti olacak.

Şöyle devam eder: İdeolojiler çağında "Ne adına savaşıyorsun?" sorusu önemliydi ama medeniyetler çağında "Sen kimsin?" sorusu sorulacak. Sen kimsin sorusuna verilecek cevap sabittir, belirlidir ve değişmez. Buna bizim üstat Cemil Meriç -mekânı cennet olsun- şöyle demişti: "Olimpos Dağı'nın çocukları, Hira Dağı'nın çocuklarını asla kabul etmeyecek." Bunu şundan söylüyorum: Savunma sanayimizin son on senede AK PARTİ iktidarında atmış olduğu inanılmaz adımlar var, saymaya kalksak bitiremeyiz. ATAK'lar, ALTAY'lar, MİLGEM'ler, CİRİT'ler, GÖKTÜRK-2'yi yeni attık fakat ben bu çatı altında millî savunmamız için çok daha önemli bir hususun da gerçekleştirilmesini ve önümüzdeki otuz, elli ve yüz senelik yürüyüşte bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.

HDP Grubundan bir sürü arkadaş, ayet meali ve hadis rivayetlerini bolca yapmaktalar. Bu çatı altında, çok yeni, Sayın Kılıçdaroğlu "Ne diyor Sevgili Peygamberimiz Veda Hutbesi'nde?" diye bir cümle kurdu. Bunlar şimdilik çok araçsal olmakla beraber ileride muhakkak ve evleviyetle içselleşecektir.

Amerikan filmlerinden bahsettim, konuşmamı bir Türk filmiyle bitirmek isterim, AROG, Cem Yılmaz, arkadaşlar...

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Takiyeci değiliz sizin gibi, takiyeci olan sizsiniz.

MEHMET ALİ PULCU (Devamla) - ...AROG filminde 1 milyon yıl geriye götürülür, orada maymunları karşısında toplar "Arkadaşlar, hızla çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmanız lazım. Onun için yapmamız gereken çok fazla bir şey yok: İki ayak üstünde dik bir duruş." der. AK PARTİ öncülüğünde, Sayın Cumhurbaşkanının duruşuyla Türkiye, çok şükür, dik bir duruş göstermektedir, bu yüzden kısmi bir sıkışıklık altındayız fakat bu yürüyüş başlamıştır, er geç nihayete erecektir diyor, hepinize bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.

Çok teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)