| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 08.12.2016 |
CHP GRUBU ADINA MAZLUM NURLU (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun 2017 bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Güya ülkemizde tütün ve alkol piyasasında birtakım sektörel düzenlemeler yapmakla görevli bir kurum var, adı "Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu." Bu kurum neyi nasıl düzenliyor merak ediyorum. Tütün piyasasını düzenliyor desek, Türkiye'de paketlenen sigaranın yüzde 86'sı ithal tütün yani yurt dışından satın aldığımız yabancı tütünlerden üretiliyor. Alkol piyasasını düzenliyor desek, yerli rakıdaki vergi oranı ithal viskiyi geçmiş durumda. Ne gariptir ki, bu ülkenin Cumhurbaşkanı azarlayarak gariban vatandaşın cebinden sigarasını alarak çöpe atacak ancak ekonomi sıkıştığında ise sigaradan medet umulacak, alkolden medet umulacak.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde 9 liraya satılan bir paket sigaranın 7,5 lirası yani yüzde 83'ü, bir şişe rakının ise yüzde 70'i vergi olarak alınıyor. ÖTV'deki bu artışlarla tütün ve alkolde toplamda, sadece ÖTV olarak, 45 milyar lira vergi toplanması hedefleniyor. Peki, bu zam ve artan vergilerden dolayı devletin gelirinde gerçekten ciddi bir artış sağlanıyor mu? Hayır; tam aksine, azalıyor. İçki ve sigara tüketiminde bir azalma oluyor mu? Resmî rakamlar azaldığını söylese de, aksine, tüketim giderek artıyor çünkü aşırı yüksek fiyatlar nedeniyle tüketici maalesef kaçak sigaraya, kaçak içkiye yöneliyor. Tabii, buna bağlı olarak da merdiven altı, sağlıksız, kaçak alkol üretimi artıyor, yurt dışından da milyonlarca paket sigara yurda giriş yapıyor. Sadece geçen yıl 143 milyon paket kaçak sigaranın emniyet güçlerince yakalanmış olması bile bu tespitlerimizi doğruluyor. Kaçak içki, kaçak sigara hem devletin vergi gelirlerinde büyük bir kayba neden olmakta hem de insan sağlığını ciddi boyutlarda tehdit etmektedir.
Sayın milletvekilleri, son on üç yıllık dönemde rakının ÖTV'si yüzde 477 artarken aynı dönemde gerçekleşen TEFE enflasyon oranı yüzde 171'dir. Tütün, alkol ve akaryakıt üzerindeki vergiler Maliye bütçesini dengelemek için kullanılan en önemli gelirlerdir ancak Hükûmet, bütçe açığını kapatmak için, tabiri caizse, tiryakinin ve akşamcının sırtına binmiş durumda.
Sayın milletvekilleri, bu kurumun en önemli görevlerinden birisi de tütün ekimini ve üretimini planlamak ancak görülüyor ki bu kurum, piyasayı düzenleyen değil, piyasayı batıran bir kuruma dönüşmüş. Neden diyecek olursak rakamlarla bir bakalım: Bu kurumun açıldığı 2002 yılında, örneğin Manisa'da yılda 43 bin ton tütün üretiliyordu. Bugün ise bu rakam 20 bin tona kadar düşmüştür ki hâlâ en fazla tütün üreten ilimiz Manisa'dır. 1999 yılında 260 bin ton olan ülkedeki yıllık tütün üretimi bugün 67 bin tona düşmüş durumda. 2003 yılında 112 bin ton olan tütün ihracatımız bugün 31 bin tona düşmüştür. 2002'de 55 bin ton olan ithalatımız, maalesef, bugün 92 bin tona kadar yükselmiş durumdadır. Resmî rakamlar bunlar. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun piyasayı nasıl düzenlediğini anlamış değiliz.
Sayın milletvekilleri, rakamlarla görülmüştür ki ülkemizde tütün üretimi ciddi boyutlarda azalmış, ithalatımız ise katlanarak artmıştır. Bu nasıl olmuştur der isek, TEKEL'in yok yere özelleştirilmesiyle birlikte üreticinin "sözleşmeli tarım" adı altında uluslararası tütün kartellerine mahkûm edilmesinin bir sonucu, aynı zamanda ülkemiz tarımına ağır bir faturası diyebiliriz.
Sayın milletvekilleri, resmî rakamlara göre ifade ediyorum, 2002'den bugüne tütün eken çiftçi sayısı 600 binden 170 bine, tütün ekim alanı ise 285 bin hektardan 140 bin hektara kadar düşmüş durumda. Dünyanın ikinci büyük tütün ihracatçısıyken, ne acıdır ki bugün yurt dışından tütün satın alan bir ülke durumuna düştük. 2002 yılında kurulan bu kurumun tarıma, tarımsal sanayiye, sigara ve alkolizmle mücadeleye hiçbir katkısı olmadığı anlaşılmıştır. Sigara kaçakçılığını önleyemediği, üretimi artıran, fiyat dengesini sağlayan bir yararı olmadığı da rakamlarla görülmüştür.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bağımsız bir kurum olduğu iddia edilen bu kurumun ülkemiz tarımına katkı sağlayacak bir yapıya kavuşturulması temennisiyle birlikte, tütünü ve tütüncüyü yabancı tütün şirketlerine mahkûm etmeyecek tedbirleri alamayan, siyasetten bağımsız olamayan, yabancı tütün kartellerinin oyuncağı olmaktan kurtulamayan, ulusal tütün ve alkol politikası belirleme yeteneği bulunmadığını gördüğümüz bu kurumun bütçesine "hayır" oyu vereceğimizi ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)