| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 07.12.2016 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ERTAN AYDIN (Ankara) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun 2017 yılı bütçesi üzerinde grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, El Bab'da şehit düşen askerimize Allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize şifalar diliyorum.
Değerli arkadaşlar, Yüksek Kurum, Atatürkçü düşünceyi, cumhuriyetin ilke ve inkılaplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak, yaymak ve yayınlar yapmak amacıyla Anayasa'nın 134'üncü maddesi gereği kurulmuştur. Yüksek Kurum, Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşmaktadır. 11/10/2011 tarihli ve 664 sayılı KHK ile kurumun kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları bilimsel yöntemlerle dil ve tarih çalışmaları yapabilmesi için AK PARTİ Hükûmeti döneminde yeniden düzenlenmiştir. Yüksek Kurum bünyesindeki kurumlar 2016 yılında 46 uluslararası ve 44 ulusal olmak üzere toplam 90 bilimsel etkinlik gerçekleştirmiş olup yıl sonuna kadar 3 adet bilimsel etkinlik daha gerçekleştirecektir. Yüksek Kurum ve bünyesindeki kurumların fiziksel yapısını güçlendirmek ve tek bir yerleşke içinde hizmet vermesini sağlamak amacıyla 48.725 metrekare kapalı alan olarak proje edilen inşaatın 2017 yılı sonunda başlaması öngörülmektedir.
Yüksek Kurum, bünyesinde yer alan kurumların sosyal ve beşerî bilimler alanında eğitim gören lisans, yüksek lisans, doktora öğrencileri ile doktora sonrası araştırmalarında, 2016 yılında 130 lisans, 120 yüksek lisans, 114 doktora ve 6 doktora sonrası olmak üzere toplam 370 kişiye burs verilmiştir; 2017 yılında da bu burs verme destekleri devam edecektir. 2016 yılında üniversitelere, kütüphanelere ve kamu kurumlarına yurt içi ve yurt dışında toplam 48.503 adet eser, 10.505 adet süreli yayın Yüksek Kurum tarafından ücretsiz dağıtılmıştır; 2017 yılında da ücretsiz eser dağıtımına devam edilecektir. 2000 yılından itibaren yasal boşluk nedeniyle verilemeyen Atatürk Uluslararası Barış Ödülü 2015 yılından itibaren tekrar verilmeye başlanmış ve her yıl olduğu gibi, 10 Kasım Atatürk'ü Anma Toplantısı devlet töreniyle ilgili organizasyon 2017 yılında ve gelecek yıllarda da devam edecektir.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye'de imparatorluktan ulus devlete geçiş süreci olumlu yönleriyle beraber birtakım olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. Özellikle yeni devletin kurucusu olan milletin değerlerinin yok sayılması toplumun kültür dünyasında önemli boşluklar doğurmuştur. Bu boşluğu doldurmak için bilhassa erken cumhuriyet döneminde tek parti tarafından kullanılan yöntem ve uygulamalar bir nevi sosyal mühendislik projelerine dönüştürülmüştür. Kullanılan yöntem açısından ele alındığında bir çeşit kültürel despotizm olarak değerlendirilebilecek bu tepeden inmeci anlayış aynı zamanda milletin hafızasında da derin bir darbe oluşturmuştur.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Ne münasebet!
ERTAN AYDIN (Devamla) - Örneğin, radikal dil devrimleriyle toplum ertesi sabah hafızasını kaybetmiş olarak uyanmış, 1930'lu yıllarda ortaya atılan Güneş Dil Teorisi toplumun gerçeklerinden ziyade o dönemin dünyada moda olan radikal milliyetçi refleksleriyle geliştirilmiş, uluslararası alanda Türkiye'yi âdeta gülünç duruma düşürecek ve Yakup Kadri'nin bir nevi "safsata" olarak değerlendirdiği projeler doğmuştur.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Tamamen iftiradır efendim.
ERTAN AYDIN (Devamla) - Yine bu baskı döneminde, zararlı neşriyat oldukları gerekçesiyle yüzlerce kitabın basılması yasaklanmıştır.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Bilimsel konuşmuyorsunuz.
ERTAN AYDIN (Devamla) - Bu süreç elbette bununla sınırlı kalmamıştır. Örneğin, resmî tarih anlayışıyla binlerce yıllık geçmişi yok sayılan toplum bilimsellikten uzak tarih okumalarına maruz bırakılmıştır.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Tarihin süzülmüş hâli...
ERTAN AYDIN (Devamla) - Alaturka müzik yasaklanmış ve Batı müziğinin dinlenilmesi mecbur kılınmıştır. Tiyatro içerikleri ideolojik propaganda, rejim propagandasına dönüştürülmüştür. Çok çarpıcı bir örnek vardır: Hacivat-Karagöz replikleri değiştirilerek Hacivat ilerici, çağdaş bir figüre dönüştürülmüş; Karagöz ise gericiliğinden, yobazlığından dolayı sürekli Hacivat'tan hakaret işiten bir figüre dönüştürülmüştür.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Sizi yeniden cumhuriyet tarihi okumaya davet ediyorum Sayın Hatip.
ERTAN AYDIN (Devamla) - Bu tek parti kültür politikası çok partili hayata geçişle beraber varlığını sürdürmüş, bilhassa darbe dönemlerinde ideolojik propaganda aracı hâline getirilmiştir. Kısaca, devlet, dar bir elit çevre eliyle toplum için neyin iyi, neyin kötü olduğunu tayin etmiş, "toplumsal yarar" kavramının içeriğini otoriter ve dayatmacı bir şekilde kendi belirlemiştir. AK PARTİ'nin iktidara gelmesiyle beraber devlet eliyle kültür politikası oluşturmak âdeta geçerliliğini yitirmeye başlamış, millî yerel kültürümüz bir taraftan kadim medeniyetimizden beslenirken diğer taraftan evrensel kültürle de etkileşim hâline girmiş yani doğal ve asli olana dönüş başlamıştır. Sonuç olarak, devletin talepleri ve dayatması sonucu değil, toplumsal talepler doğrultusunda şekillenen bir kültür politikasını önemsiyoruz.
Bugüne kadar hep bu ilkeye riayet etmeye çalıştık, bundan sonra da bu anlayışla hareket edeceğimizi belirterek sözlerime son veriyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RUHİ ERSOY (Osmaniye) - İyi ki son verdin Hatip.
ERTAN AYDIN (Ankara) - Bunu tartışabiliriz sizinle ayrıca.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.