| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 07.12.2016 |
CHP GRUBU ADINA ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Bu yoğun isteğin daha çok AKP sıralarından olmasını dilerdim ama ne yazık ki yoğunluk bu tarafta görülüyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, dün insan hakları konusunda yine Sayın Adalet Bakanı ile bizim grup başkan vekilimiz arasında bir tartışma geçti ve biraz ortada kaldı diye düşünüyorum. AKP, daha doğrusu düzeltiyorum Hükûmet, hangi konulara çekince koydu ve Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi çerçevesinde ne istedi, nelerin kısıtlanmasını, nelerle ilgili çekince istedi? Ben bunları biraz burada anlatmak istiyorum çünkü Atatürk Kültür Merkezi şu anda konuşulan konu. Bildiğiniz gibi, Anayasa'nın 134'üncü maddesi kapsamında yürürlüğe girmiş olan bir kurum. Bu kurumun amacı bilimsel araştırmalar yapmak, bilimsel üretimde bulunmak. Bilimsel çalışma ve bilim üzerine konuşmanın da esas yerinin Parlamento olduğunu düşünüyorum; yoksa, bizim, havadan sudan konuşarak Türkiye üzerine doğru politikalar üretmemiz mümkün olmayacak ya da sorunları doğru saptamamız mümkün olmayacak.
Bakınız, hangi maddelere çekince koymuşuz, ayrıntılarına girmeyeceğim; atıf yaparak, madde adı söyleyerek... 1'incisi hak arama özgürlüğü, 9'uncu madde özgürlük ve güvenlik hakkı. Neyi kapsar? Gözaltı süreçlerini kapsar, haksız tutuklanmamayı kapsar. 10'uncu madde tutukluların haklarını, 12'nci madde seyahat özgürlüğünü, 13'üncü madde yabancıların sınır dışı edilmelerine ilişkin hakları kapsar. 14'üncü madde adil yargılanma hakkını, 19'uncu madde ifade özgürlüğünü; 17'nci madde mahremiyet hakkını, özel yaşam hakkını; 22'nci madde örgütlenme özgürlüğünü, 25'inci madde siyaset hakkını, 21'inci madde -karışık olarak okudum- toplanma özgürlüğünü, 27'nci madde azınlıkların korunmasını ve 26'ncı madde hukuk önünde eşitliği.
Şimdi, siz bütün bu temel hak ve özgürlüklerle ilgili çekince koyuyorsunuz ve bu çekinceyi bildiriyorsunuz. Bu nedir arkadaşlar? Biraz önce ifade etmeye çalıştım ve cümlem yarım kaldı, dedim ki: Eğer eleştiri hakkını kullanamıyorsak yani siyasi olan -ki dün ifade edildi bir siyasi makam olduğu- Cumhurbaşkanını eleştiremiyorsak, ona dokunan yanıyorsa Türkiye de yanar diye ifade ettim. Şimdi yineliyorum: Şu haklar, şu sıraladığım haklar, bütün bunlara siyaset hakkı da dâhil... O sebeple, HDP'li milletvekillerinin tutuklamış olmasını çok garip karşılamamak gerekiyor çünkü bu konuda bir çekince var, gazeteci arkadaşlarımızın tutuklanmış olmalarını ya da işkence olgusunun alabildiğine yaygınlaşmış olmasını garipsememek gerekiyor. Biz şimdi kalkıyoruz diyoruz ki: Yaşam hakkı var mıydı, yok muydu? Bütün şu temel insan hakları eğer korunmuyorsa orada yaşamaktan söz edilebilir mi arkadaşlar? Dün burada yine ifade edildi, "Nefes alamıyoruz." denildi; halk nefes alamıyor, biz de nefes alamıyoruz. Hakların bu kadar kısıtlandığı bir süreçteyiz.
Anımsatıyorum arkadaşlar, sözleşmenin 4'üncü maddesi durumun gerektirdiği ölçüde sınırlamayı emreder. Aynı zamanda, bu sınırlama temel haklara ilişkin olarak kesinlikle yapılamaz. Şimdi yaptığımız iş, OHAL'le birlikte yapmış olduğumuz iş temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıdır ve bu hak çerçevesi içinde nefes alabilme özgürlüğünün ortadan kaldırılmış olmasıdır.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Sarıhan.