GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:33
Tarih:07.12.2016

CHP GRUBU ADINA MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Evet, bütçeyi görüşüyoruz. Dün de Cumhurbaşkanlığı bütçesini görüştük ama maalesef, biz Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın maliyetini ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın aylık giderini hâlâ daha öğrenemedik, bütçe görüşmelerinde dahi öğrenemedik.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Çanakkale bütçesini biliyor musun gözünü seveyim ya!

MUHARREM ERKEK (Devamla) - Biliyorum, biliyorum.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Yapma Allah aşkına ya!

MUHARREM ERKEK (Devamla) - Bakın, Sayın Cumhurbaşkanı bir evde 2-3 arabanın dahi israf olduğunu söylüyor. Bizim, millet olarak, milletvekili olarak Cumhurbaşkanlığı makamına kaç araç tahsis edildi, kaç uçak tahsis edildi -tabii ki edilecek ama- bunların maliyetlerini ve giderlerini bilme hakkımız var. Çünkü, bu memlekette, bu ülkede devlet yurt yapmadığı için maalesef, küçük çocuklar tarikatların, cemaatlerin yurtlarında yanarak ölüyorlar. Onun için, bunu bilmek bizim hakkımız. Ama, biz bu soruyu soruyoruz, cevap alamıyoruz. Sayın Başbakan Yardımcısı dün "Siz yabancı devletlerin cumhurbaşkanlığından bahsetmiyorsunuz." dedi. Tabii ki bahsetmiyoruz, bana ne yabancı yabancı devletin cumhurbaşkanlığı bütçesinden. Ama, kendi ülkemin, kendi devletimin Cumhurbaşkanlığının bütçesini ayrıntılarıyla bilmek herhâlde en doğal hakkımız.

Evet, Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine söz aldım. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, maalesef, son dönemde Fetullah Gülen cemaatinin büyümesine, yapılanmasına destek olmuş kurumlardan biri.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - FETÖ terör örgütü...

MUHARREM ERKEK (Devamla) - Önceden öyleydi, "Fetullah Gülen hazretleri" diyordunuz.

Kapatılan vakıflardan bahsediyoruz. Bu FETÖ'ye yasal izinler Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından nasıl verildi? Nasıl Vakıflar Genel Müdürlüğü FETÖ'nün bu kadar büyümesine destek oldu? Bakın, vakıflar yardımlaşmanın, dayanışmanın kurumsallaşmış tüzel kişilikleridir, vakıflar insanların mutluluğunu amaçlayan sistemlerdir ama geldiğimiz noktada nasıl devlet, sosyal devlet görevini bir yana bıraktıysa Vakıflar Genel Müdürlüğünün de birçok görevini başka kurumlara bıraktığını maalesef görüyoruz.

Ülkemizde acı bir tablo var, gerçekleri konuşmaktan kaçınmayacağız değerli milletvekilleri. Bakın, 2006 yılında çocuklara yönelik cinsel istismar ve taciz davalarında -2006 yılında tam 2.414 dava açılmış, 2015 yılında açılan dava sayısı 16.957 yani on yılda- yüzde 700 bir artış var. Bunu nasıl izah edeceğiz? Çocuklara yönelik bu cinsel istismar, taciz iddiaları yoğunluklu olarak nerelerde gündeme geliyor? Bu vakıflar neden kapatılmıyor? Nerelerde gündeme geliyor? Yüzde 700 bir artış nasıl olur? Biz çocuklarımızı dahi koruyamayan bir devlete, bir iktidara mı dönüştük? Bugün 1 milyonun üzerinde çocuk dinî vakıfların elinde, lütfen dikkat edelim, kontrol edelim, denetleyelim ve çocuklarımızı koruyalım. Kutsal din duygularının istismar edilmesine müsaade etmeyelim çünkü dinin temeli de ahlaktır.

Bakın, bu verdiğim istatistik aslında ahlaki bir çöküntüyü de gösteriyor. Ahlak çökmüş, adalet çökmüş, ekonomi çökmüş, 7 milyon işsiz var, milyonlarca insanımız maalesef açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor, dış politikada tarihimizin en hazin tablosunu yaşıyoruz. Bizim derdimiz ne? Bizim derdimiz, başkanlık ambalajı altında suistimal anayasacılığı yaparak otoriter bir tek adama ülkeyi götürmek, anayasal demokrasi yerine anayasal diktatörlüğü tesis etmek.

Bakın, dış politikayla ilgili bir şey söyleyeceğim, dört gün beş gün önce bir Suriye uçağı kalktı Türk birliğini vurdu ve orada Mehmetçikler şehit oldu. Hükûmet de bu uçağın Suriye'ye ait olduğunu doğruladı. Peki, ben özellikle iktidar grubuna sormak istiyorum: Suriye uçağının Rusya'nın onayı olmadan havalanması, bizim birliğimizi vurabilmesi mümkün müdür? Siz buna inanıyor musunuz? Nasıl bir dış politika bu? Nasıl bir vatan sevgisi? Neden bu konuda bir tavır koyulamıyor?

Bakın, şimdi bizim derdimiz bunca sorunumuza rağmen bir anayasal diktatörlük inşa etmek olmamalı. Cumhurbaşkanını halkın seçtiği sistemlerde de parlamenter sistemler vardır; Türkiye gibi, Avusturya gibi, İrlanda gibi, İzlanda gibi, Bulgaristan gibi. Buralarda da cumhurbaşkanını halk seçer ama sistem parlamenterdir. Neden buralarda cumhurbaşkanını halk seçer? Çünkü, cumhurbaşkanı ulusal birliği temsil etsin diye, siyasal güç kullansın diye değil. Çünkü, siyasal güç merkezi parlamentodur ve parlamentonun çoğunluğundan çıkmış hükûmettir, sorumluluk da ona aittir. Bizim Anayasa'mız da bunu öngörür; Anayasa madde 103, 104, 112'de cumhurbaşkanının konumu da, hükûmetin, başbakanın konumu da belirlenmiştir. Cumhurbaşkanını halkın seçtiği parlamenter sistemlerde Cumhurbaşkanı parlamenter sistemin ruhuna uygun hareket eder, siyasi tercih kullanmaz hükûmetin önerisi olmadan, yürütme yetkisini de tek başına kullanmaz. Bu ülkelerde cumhurbaşkanının, halkın seçtiği cumhurbaşkanının tek başına kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi yoktur.

Bakın, getirdiğiniz teklifle ilgili bir şeyi vurgulamak istiyorum özellikle. Hani diyorsunuz ya "İlk 4 madde değiştirilemez ve ilk 4 madde değişmeyecek." Aslında getirdiğiniz teklifle ilk 4 maddenin de özüne dokunuyorsunuz çünkü sizin getirdiğiniz teklif Anayasa'nın 2'nci maddesinde yer alan demokratik devlet düzenini de maalesef derinden zedeleyen bir teklif. Çünkü, siz Meclisi, Parlamentoyu, demokrasiyi değil, yalnızca bir kişiyi güçlendiriyorsunuz. Biz 1920 yılında Meclisi kurduk ve bu cumhuriyet iktidarı saraydan aldı, Meclise yani millete verdi. Siz, bugün, tekrar Meclisten, milletten alıp iktidarı saraya vermek istiyorsunuz ama buna asla müsaade etmeyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Bu mücadelede Parlamentoda da, referandum gerçekleşirse referandumda da iktidarseverler değil, vatanseverler kazanacaktır bu mücadeleyi diyorum.

Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.