| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 06.12.2016 |
CHP GRUBU ADINA ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri; konu RTÜK, dakika altı. Altı dakikada RTÜK'ü ve Türkiye'deki basının, medyanın, televizyonların, radyoların sorunlarını tartışmak mümkün değil. Bana bir buçuk iki saat bile yetmez ama ben altı dakika içerisinde özetlemeye çalışacağım.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görevlerini özetlemek gerekirse denetlemek ve o denetimi ifa etmektir ama bugün gelinen noktada Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ne yazık ki bir sansür kurulu hâline gelmiştir. İktidara önerim şudur, Sayın Numan Kurtulmuş'a önerim şudur: RTÜK bitmeli, RTSÜK başlamalıdır, Radyo Televizyon Üst Kurulu değil, radyo televizyon sansür kurulu olarak yeniden düzenlenmelidir çünkü her konuda sansür, her konuda yayın engelleme karşımıza çıkmaktadır. Geçen yıl 44 kez televizyonlara, radyolara, medyaya yayın yasağı getirilmiştir, 44 kez. Tecavüzü önleyemiyorsunuz, tecavüzle ilgili yayın yasağını getiriyorsunuz. Patlama oluyor, terör olayı oluyor, terörü lanetle kınıyoruz, kınıyorsunuz, terör önlenemiyor ama terörle ilgili yayın yasağını getirip çakıyorsunuz. Adana'da Valilikte patlama oluyor, daha televizyon kanalları oraya ulaşmadan, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Hükûmet hemen olayı yasaklıyor. Yasakçı bir zihniyetle Türkiye'deki sorunların üstesinden gelmeniz asla mümkün değil, asla çözemezsiniz. Üstünü örterek sorunlar çözülmüş olsaydı gerçekten çok başarılı bir iktidar olurdunuz. O kadar çok konunun üstünü örtmeyi o kadar maharetle beceriyorsunuz ki, yasakçısınız ve gerçekten Türkiye'de televizyonları kapatmakta, radyoları ve televizyonları susturmaktan öte medyayı susturmakta bir dünya rekorunuz var.
Kanun hükmündeki kararnameyle 50 yayını durdurdunuz, 34 televizyonu kapattınız, 33 radyoyu kapattınız. Bu kapatmalarda RTÜK'ün imzası yok, RTÜK devre dışı, olağanüstü hâl kapsamında keyfî hükümler kararnamesiyle bu kararları aldınız.
Ahlaka önem vermiyorsunuz. Önem verseydiniz RTÜK'le bütün gün evlilik programları diye yayınladığınız saçma sapan ve manken artıklarının çıkarılıp bir dizayn içerisinde Türk toplumuna sunulmasını ahlaka aykırı bulur ve o programları yasaklardınız. Ama o programlar sizin işinize geliyor ve o toplumun sorunlarının konuşulması yerine kim kimle, ne yapıyor, kim kimi gözetliyor, gözetleme evinden evlilik evlerine Türkiye'yi çevirdiniz.
Ayrıca, yerel televizyonlara, yerel basınlara Anadolu içerisinden baktığımızda Anadolu'nun içindeki arkadaşlarımızın büyük sıkıntılar içerisinde olduğunu söylemek isterim. Adıyaman'da -Ahmet Aydın'ın memleketinde- Mercan TV var. Mesela Mercan TV'nin yayın yapmak için 3 megabit banda ihtiyacı var. Bu 3 megabit banda toplam 16.500 dolar para ödemek zorunda. Bununla yetinmiyor Mercan TV, 2.500 dolar da uplink bedeli ödüyor. Yani toplamda 19.500 dolar her ay takır takır bu kasaya ödeniyor.
Arkadaşlar, ocak ayında bir yerel televizyon 65.914 lira kira bedeli veriyordu, bugün bu rakam 79.147 liraya çıktı. Şimdi soruyorum: Ulusal bazda yayın yapan televizyon kanallarına da aynı fiyat uygulanıyor, yerel bazda 500 liraya, bin liraya, 300 liraya, 150 liraya ilan almış televizyon kanalları için de aynı rakamlar sunuluyor. Bu hak mıdır? Soruyorum: Nerede yerel televizyonların ayakta kalması, mümkün müdür? Takır takır düşüyorlar ve hepsi birer birer kapanıyor arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, geçen gün, AVM açılışında, Kayseri'de, Sayın Cumhurbaşkanı konuşuyor: "AVM kiraları Türk lirası olsun, dolar bitsin, dolar kalksın, dolarla uygulamayın." diyor, doğru söylüyor, tamam, katılıyoruz. Peki, AVM olunca dolar uyuyor da uydu kiraları olunca dolar niye uymuyor, niye Türk lirasına çevrilmiyor? AVM'ye uyan, uyduya niye uymuyor? Bunu sormak lazım. (CHP sıralarından alkışlar)
Sevgili arkadaşlarım, 720 civarında basın kartını iptal etti bu Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürü. İçinde çalışanların ve hangi kuruluşta çalışırsa çalışsın hiçbirinin basın kartının iptal edilmemesi lazım. Ama bir arkadaşımız var ki -benim neredeyse çocukluktan beri beraber büyüdüğüm ve beraber çalıştığım arkadaşım, Sedat Kaya- sadece "facebook"ta yaptığı yorumlar nedeniyle sürekli basın kartı elinden alınmıştır. Bu ayıptır, bu yazıktır, bu günahtır, böyle bir şey olmaz. (CHP sıralarından alkışlar) Sevgili arkadaşlarım, bunun hesabı bir gün gelir sorulur. 1919'da Mustafa Kemal Atatürk nasıl Samsun'a çıktıysa, 2019'da da Cumhuriyet Halk Partisi iktidarıyla bu sorunlar çözülecektir.
Teşekkür ediyorum.