GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:32
Tarih:06.12.2016

CHP GRUBU ADINA ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayıştay bütçesi üzerine söz aldım.

Değerli milletvekilleri, Sayıştay Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yani millet adına denetim yapmakla görevlidir. Etkin denetim, kamunun iyi yönetilip yönetilmediğinin göstergesidir. Etkin denetimle kamu hesap verir, etkin denetimle kamuya güven sağlanır ve kamuda yolsuzluk riski azalır ancak ne yazık ki Türkiye'de bütçesini görüştüğümüz Sayıştay da dâhil olmak üzere, tüm kurumlarda hiçbir denetim mekanizması çalışmamaktadır ya da çalıştırılmamaktadır. Bağımsız olmayan denetim mekanizmalarıyla ülkemiz yıllardan beri hukukun yerle yeksan olduğunu, ekonominin tükenmişliğe itildiğini; yolsuzluk, hırsızlık, çevre sorunları ve istismarın alıp başını gittiğini; daha birçok konuda -bu konuları sayacağım ama can ve mal kayıpları geri getirilemeyecek bir kayıp, asıl bunu anlatmak istiyorum- denetimsizliğin ekonomiye verdiği zararı, yolsuzluğun artan etkisini; bütün bunları hepimiz biliyoruz ancak denetimsizliğin bir de facialara yol açması var.

Değerli milletvekilleri, daha önce de örneklerini yaşadık ancak ders almadık, bugün yeniden tekrarlandı, ocaklara ateş düştü. Yurt yangınlarında denetimsizlik nedeniyle canlarımızı kaybettik, Aladağ'da bir cemaate ait olan yurtta 11 küçük kız çocuğumuz çocukluklarını yaşamadan toprağa gömüldüler. Yaralı yavrularımızı ziyaret ettim; hepsinin gözlerinde yaşadıkları yangının alevini ve korkuyu gördüm. Eğitim öğrenim hakkı anayasal bir haktır. Neden AKP iktidarı çocuklarımızın anayasal hakkını kullanmasının gereklerini yerine getirmemektedir? Türkiye Cumhuriyeti'nde on beş yıldan bu yana AKP iktidar.

Adana'nın yalnızca Aladağ ilçesi değil, Saimbeyli, Tufanbeyli, Feke, Ceyhan, Kozan, Pozantı ilçelerinde de köylerimizin birçoğunda okullar kapatıldı. Çocuklarımız ya taşımalı eğitime ya da Aladağ'da yaşandığı gibi ana kucağından koparılarak dernek, vakıf ve cemaat yurtlarına teslim ediliyorlar. Aladağ'ın Köprücük, Kışlak ve Karahan köyleri, 11 çocuğumuzu kaybettiğimiz köyler. Bu çocuklarımızın bu yurtta kalmalarının tek nedeni var: Köylerindeki okullar kapatıldı. Ve bu köyler Aladağ'a bir buçuk iki saat uzaklıkta. Bu çocuklarımız -özellikle yağmurda ve karda- eğer evlerindeyse okula gidemez durumdalar, okuldaysa evlerine dönemez durumdalar. Bu nedenledir ki ana babalar, mecburen, buldukları hangi yurtsa çocuklarını oraya vermek zorundalar.

Zaten Ceyhan'daki bir hemşehrimizden bugün "WhatsApp"tan bir mesaj aldım, Millî Eğitim Müdürünün gönderdiği mesaj. Burada günlerce taşımalı eğitimle ilgili haykırdık, duymadınız. Ceyhan İlçe Millî Eğitim Müdürü bir yazı göndermiş veliye, ne diyor biliyor musunuz? "Biz, taşımalı eğitimi kaldırdık, yapacağımız bir şey yok ama isterseniz Ceyhan'ın merkezinde çocuğunuzu bir okul pansiyonuna yerleştirebiliriz." Bu, devletin resmî bir kurumunun göndermiş olduğu bir yazı. Bunun benim anladığım meali: "Çocuğunuzu bir cemaat yurduna teslim edebiliriz."

Şimdi, bugün, AKP'li milletvekili arkadaşlar mega projelerden, büyük Türkiye'den bahsettiler. Ben de bir şeyi sormak istiyorum: Daha çocuklarımızın cenazesini götüremeyeceğimiz yollar yaptınızsa -daha doğrusu yapmadınızsa- daha çocuklarımızın anayasal hakkını teslim etmiyorsanız hangi büyük Türkiye'den bahsediyorsunuz siz? (CHP sıralarından alkışlar) Büyük Türkiye böyle olacaksa olmaz olsun o büyük Türkiye!

Sevgili milletvekili arkadaşlarım, AKP iktidarının yaptığı bir şey var: Köylerimizi öğretmensiz, çocuklarımızı geleceksiz bırakıyorlar ve on beş yıldır, AKP, bu eğitim politikasını bilinçli bir biçimde sürdürüyor. Hani o televizyon programlarında diyorlar ya "Ne yapsın, aileler yoksul, çocuklarını mecburen gönderiyorlar." diye. Ailelerin yoksulluğuna bir şey demiyoruz ama çocukları bu denetimsiz yurtlara teslim eden AKP anlayışını gerçekten kınıyoruz.

Ve şunu söylemek istiyorum: Ne yazık ki Türkiye'de hiçbir konuda etkin denetim mekanizması yok; olsaydı bugün, başta Millî Eğitim Bakanı olmak üzere, seçilmişler istifa ederdi ve atanmışların tamamı görevden alınır ve haklarında soruşturma yapılırdı ama Türkiye'de ne yazık ki, Meclis başta olmak üzere, Meclisin denetim kurumu Sayıştay başta olmak üzere, denetim mekanizması hiçbir şekilde işlemiyor; işlemiyor çünkü niye biliyor musunuz? İktidarın bir sloganı var, iktidar diyor ki: "Her zaman için 1; 317'den büyüktür."

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)