GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:32
Tarih:06.12.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Anayasa Mahkemesi bütçesi hakkında Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

AK PARTİ'nin göreve geldiği 2002 yılından bu yana, insan haklarıyla ilgili standartların gerek iç hukukumuzda ve gerekse de uluslararası düzeyde yükseltilmesine yönelik reformlar yapılmış ve uluslararası yükümlülüklerimize titizlikle riayet edilmiştir. Söz konusu bu reform hareketi sürecinde devrim niteliğindeki ilk değişiklikle, Anayasa'nın 90'ıncı maddesine eklenen ve 2004 yılında yürürlüğe giren temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalar ile kanunların aynı konuda çelişmesi durumunda milletlerarası anlaşmalara üstünlük tanınacağı hüküm altına alınmıştır. Bu, devrim niteliğinde bir karar olup birçok Avrupa ülkesinde bile mevcut böyle bir düzenleme yoktur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu reformun devamı sürecinde 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğinin referandumla kabulü üzerine Anayasa'nın 148'inci maddesiyle bireysel başvuru hakkı ve yolu getirilmiştir. Bireysel başvuruyla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınanların haklarının kamu gücü tarafından ihlal edilmesi durumunda vatandaşlara Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu getirilmiş ve bu ciddi manada bir işlev görmeye başlamıştır.

Bu başvuru sonucu olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yıllık 8 bin civarındaki müracaat 2 bin-2.500 arasına inmiştir. Ayrıca, Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Tazminat Komisyonunun kurulmasıyla ve değişik reformlarla da bu sayılar ciddi manada azalmış ve 2012 yılında 17 bin civarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dosya var iken Ekim 2016 itibarıyla bu sayı 7.750'ye inmiş ve yüzde 50'nin çok daha altına inmiştir.

Bireysel başvuru kapsamında Anayasa Mahkemesinde verilen kararlara da dikkatinizi çekmek istiyorum. 23 Eylül 2012 tarihinde başlayan bireysel başvuru kararıyla birlikte, bugüne kadar 65 binin üzerinde bireysel başvuru olmuştur ve bu 65 bin bireysel başvurunun yaklaşık yüzde 54'üne tekabül eden 43.201'ini Anayasa Mahkemesi sonuçlandırmış ve bunlardan yüzde 22'sine idari ret, yüzde 21'ine birleştirme kararı, yüzde 54'üne de kabul edilmezlik kararları vermiş, yalnızca 1.339 bireysel başvuruyu kabul etmiştir. Bu da toplam başvurunun yüzde 3'üne tekabül etmekte olup ülkemizde son yıllarda insan haklarıyla ilgili ihlallerin ne kadar azaldığını göstermesi bakımından son derece önemli bir istatistiki bilgidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vatandaşlarımızın iç hukukumuzda hak arama sürecinde, Anayasa Mahkemesinin referans niteliğinde önemli kararları olmuş ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu kararlara atıf yapmış ve Anayasa Mahkemesini iç hukukun tüketilmesi gereken etkin ve zorunlu bir yolu olarak görmüştür.

Bilhassa 2016 yılında PKK terör örgütünün hendek ve çukur kazması sonrasında sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili terörle mücadele kapsamında alınan kararlara yapılan bireysel başvuruları iç hukuk yolları tüketilmeden yapılmış olması nedeniyle reddetmiştir. Ayrıca, FETÖ mensuplarının müracaatlarını da yine aynı gerekçeyle reddetmiştir ve İnsan Hakları Mahkemesi ciddi bir atıf yaparak Anayasa Mahkememizi önemsemiştir.

Anayasa Mahkememizin bu süreçte, 2014 yılında 2014/256 sayılı bireysel başvuru kararı -bu bireysel başvuruyu da şahsım olarak ben yapmıştım- bir başörtülü avukat arkadaşımızın mahkeme salonundan çıkarılması üzerine vermiş olduğu çok tarihî bir karardır. Bu kararla başörtüsünü Anayasa'nın 24'üncü maddesindeki din ve vicdan hürriyeti içinde görmüş ve buna müdahale yapılamaz diyerek bireysel başvuruyu kabul etmiştir. Bu kararla da Anayasa Mahkemesi tarihteki saygın yerini almıştır.

Değerli milletvekilleri, Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun kabul edilmiş olduğu bu beş yıllık süreçte gelmiş olduğu noktada sayının çok artmış olması ve Anayasa Mahkemesinin aşırı iş yükü kapsamında bir kısım değerlendirme yapmamız ve bununla ilgili yeni mekanizmaları da üretmemiz gerektiği kanaatindeyim. Zira, mahkeme nezdindeki iş yükü sayısı ciddi manada artmıştır, bununla ilgili bir kısım düzenlemeler yapmamızın da faydalı olacağı kanaatindeyim.

Bu vesileyle, Anayasa Mahkemesi bütçesinin hayırlara vesile olmasını temenni eder, saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)