| Konu: | Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 433 sıra sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde Hükûmet adına yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 05.12.2016 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, öncelikle teşekkür ederim size.
Değerli milletvekilleri, tabii, burada, kamuoyunun ve Meclisimizin doğru bilgilendirilmesi esastır. Hele bakanlığı adalet olan bir bakanlığın makamında bulunan kişinin burada söylediklerinin de hesabını vermesi gerekir ve yüzleşmekten de kaçınmaması gerekir.
Sayın Bakan, ben ısrarla "Birleşmiş Milletlere Türkiye Cumhuriyeti'nin olağanüstü hâl ilanından sonra vermiş olduğu kısıtlamalara ilişkin siz elinizdeki belgeyi açıklayın," dediğim zaman, hiçbir açıklama gelmedi ama ben açıklıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu İngilizcesi, bu da Türkçesi. Birleşmiş Milletlerin "Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi" diye bir sözleşmesi var, ta 1966 tarihli. Bunun 27 maddesi kişisel ve siyasal haklara ilişkindir. Türkiye bu sözleşmenin 27 maddesinden tam 13 tanesini Birleşmiş Miletlere bildirmiştir. Bakın, zabıtlara geçsin ve Sayın Bakan da öğrensin diye bildiriyorum. Eğer Sayın Bakan benim konuşmamdan sonra "Levent Gök, sen doğruyu söylemiyorsun, doğrusu budur." derse, onu da dinleyelim. Ama, biz neyi bildirdik? O sözleşmenin 2/3, 2/9, 2/10, 2/12, 2/13, 2/14, 2/17, 2/19, 2/21, 2/22, 2/25, 2/26 ve 2/27'nci maddelerinde kısıtlamaya gideceğimizi Birleşmiş Milletlere bildirdik. Şimdi Bakan, gözümüzün içine baka baka bizim doğru söylemediğimizi söylüyor. E, siz doğruyu söyleyin. Bunun 2/3'üncü maddesi işkenceyle ilgilidir, 14'üncü maddesi adil yargılanmayla ilgilidir.
Sayın Bakan, sizi buradan kürsüye davet ediyorum, buyurun. Ben belgemi açıklıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi hem İngilizcesini hem de Türkçesini kamuoyuyla paylaşıyor. Türkiye'nin Birleşmiş Miletler Daimi Temsilcisinin verdiği belgeyi sizlere sunuyoruz, açıklama yapıyoruz; buyurun bunu çürütün, yüzleşelim, biz doğrusunu öğrenelim ya da siz kalkın bizden özür dileyin, olur mu böyle bir şey! Sayın Bakan, bekliyorum bunu. Sayın Bozdağ, bekliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)