| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 01.12.2016 |
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Divan, Değerli Bakan, çok değerli çalışma arkadaşlarım; hepinizi selamlıyorum.
Evet, Sayın Bakanım, ilk önce, ben tekrar düne dönmek istiyorum, Adana'daki bu çok acı olaya. Aladağ'daki bu 11 çocuğumuzun, aynen dünkü dediğim gibi, en kötü şekilde, ölümün en kötüsünü tadarak ölen bu 11 çocuğumuzun ahları, günahları bizlerin boynunda. Onun için, haziran ayında bu kontrolü yapan kişilerin tespitlerinin yapılıp, muhakkak gerekli cezaları aldırmanızın, buradan hepimizin görevi olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Sekiz yıl önce Konya'da ölen 18 çocuğumuzun da aynı şekilde olması gerektiğinin buradan altını çiziyorum, çünkü Konya'da ölen 18 çocuğumuzun da hiçbir faili bulunmamaktadır şu anda. Bu birinci konumuzdu.
Şimdi, maddelerle ilgili aslında konuşacaktım, ancak Engin Başkanım gayet güzel bir şekilde değerlendirdi. 2.400 müfettiş bizleri dinlemekte ve onların da haklarını savunmaktayız, bunu bu şekilde kapatıyorum.
Diğer taraftan, çok sayıda telefon ve de özellikle mailler geldi. Sayın Bakan, dün müjdeli haberi verdiniz, 1.500 engelli öğretmenin şubat ayında atanacağını belirttiniz.
Peki, dünkü bu müjdeden sonra, diğer öğretmenlerin, atama bekleyen öğretmenlerin -yüz binlerce öğretmen var çok değişik dallarda- onların kaçının atanacağıyla ilgili ne zaman rakam ve ay vereceksiniz? Bunu da sizden özellikle bekliyoruz, ben de onların buradan sözcüsü olarak bunu size soruyorum lütfen.
Şimdi, biraz önce Engin Başkanım çok güzel konulara değindi, ben de onu pekiştireceğim. Sayın Cumhurbaşkanı Avrupa Birliğine ne dedi? "Hadi len oradan!" dedi, "Biz sizi tanımıyoruz." dedi, vesaire, vesaire, "Avrupa Birliği olmazsa, işte, Şanghay Beşlisi..." vesaire.
Değerli milletvekili arkadaşlarım; bakın, 15-16 Temmuz gecesi sokağa çıkan, demokrasiye sahip çıkan bu vatandaşlar Avrupa Birliğine vizesiz gitme, gezme hakkını hak eden insanlardır. Bunların haklarını almak için Avrupa Birliğiyle ilk önce onların istedikleri şartları değil, bizlerin de istediği şartları ama insanların haklarını, insanların demokrasisini, insanların özgürlüğünü kısıtlamadan, hiçbir televizyon ekranını kapatmadan, gazetecileri içeriye sokmadan, akademisyenleri içeri almadan, o almadığımız günler, o günler geldiğinde, inanın, Avrupa Birliği bizi kendiliğinden içeri alacaktır, Avrupa Birliğine kendiliğimizden üye olacağız.
Bunun yanında, bu "Hadi oradan!" dedikten sonra neler oldu? Bakın, değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün dolar 3,52 oldu, euro 3,75 oldu. Asgari ücretle çalışan bir işçimiz, bir vatandaşımız bundan yirmi gün önce bu cep telefonunu almak için iki ay çalışıyordu. Değerli Bakan, bugün bu cep telefonunu almak için asgari ücretli üç ay çalışacak yani sizlerin yaptığı en ufak yanlış bir hareket bizim asgari ücretlimize, öğretmenimize, bütün vatandaşımızın cebine zarar vermektedir. Onun için, yaptığımız her hareketin vatandaşımızın cebine, millî bütçemize zarar verdiğini, ülke ekonomimizi dipten dibe vurduğunu özellikle belirtmek istiyorum. O kadar dipten dibe vurdu ki bakın, son iki ayda ÖTV zamlarından akaryakıt yüzde 18 arttı. Bugün nakliyeci kontağını çalıştıramıyor, çeviremiyor kontağını çünkü akaryakıt -motorin- şu anda 4,5 TL oldu. Bekleyin, dolar böyle giderse, ben şimdiden size buradan teyit ediyorum, en fazla bir ay içinde motorin 5,5 TL olacak arkadaşlar ve de bundan sonra ne yiyecek olduğumuz ekmek ne oturduğumuz koltuk evimize gelebilecek. Onun için, sizleri, buradan, ilk önce Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar ve de milletvekilleri olarak vatandaşımızın hakkını korumak adına yaptığımız hamleleri, yapacak olduğumuz kanunları ve de konuşacak olduğumuzu -ister Avrupa Birliği olsun ister Şanghay olsun- daha dikkatli konuşmaya, ekonomimizin daha doğru gitmesine... Sizleri hep birlikte bu göreve davet ediyorum. Çünkü, vatandaşımızın haklarını savunmanın bizim, hepimizin boynunun borcu olduğunu buradan tekrar beyan ediyorum.
Sizleri bu yanlıştan bir an önce dönmeye davet ediyorum, Genel Kurulu saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)