| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 01.12.2016 |
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Arkadaşlar, 85 maddelik eğitimle ilgili uzun bir yasanın sonuna yaklaşmaktayız. Bu yasa tasarısında üniversitelere giriş koşullarından çıraklık eğitimine, maarif müfettişliğinin çalışma koşullarından okullardaki denetime kadar pek çok alanda yeni düzenleme getiriliyor. İddiayla söylüyorum, bu yasa üzerinde en çok bir yıl içinde yeni oynamalar yapmak zorunda kalacaksınız çünkü ne yazık ki yasa yapma biçimi o andaki gereklere göre yapılıyor.
Arkadaşlar, Almanya, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra çok büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldığında Almanlara soruyorlar: "Şimdi ne yapacaksınız?" Almanlar şu karşılığı veriyor: "Bizim üniversitelerimiz var." Gerçekten de Almanya o yıkıntının üzerinden yeni bir devlet yaratıyor, yeni bir demokrasi üretiyor ama ne yazık ki bizim şu anda eğitim kurumlarımız, üniversitelerimiz eğitimden çok sorun üretmekte.
Sayın milletvekilleri, bugün Aladağ'da meydana gelen olaydan sonra dört partinin bir araya gelip bu sorunla ilgili araştırma yapmış olmasına, yapmak istemesine sevindik. Gerçekten olması gereken buydu ama ortak noktalarımız öylesine azaldı ki dört partinin en temel konuda bile, en azından çözümde değil, "Çözüm nedir?" ya da "Sorun nedir?" bunu araştırmak için bir araya gelmesini bile çok önemsedik.
Bugün Türkiye'ye baktığımızda, bu Meclis ortamında olduğu gibi, bir yandan tutuklu milletvekilleri, bir yandan Türkiye'nin etrafındaki ülkelerle karşı karşıya kaldığı tablo, bir yandan dolardaki yükseliş; öyle bir yönetilemez ortamdayız ki sadece bugünkü iki haberi sizinle paylaşmak istiyorum. Biraz önce, akşam saatlerinde Atina bir açıklama yaptı arkadaşlar, dedi ki: "Siz Lozan'ı istemiyorsanız Sevr'i verelim." Atina Türkiye'ye böyle bir şey deme hakkını gördü kendisinde. Rusya'da da Lavrov, Dışişleri Bakanı, Türkiye'ye "Ne yapmak istiyorsunuz? Suriye'yle ilgili niyetinizi bilmek istiyoruz, bir açıklama bekliyoruz." dedi. Bununla ilgili, sosyal medyada çok iyi, iki farklı görüş var. Gerçekten de Türkiye'de üniversite eğitimi almış, diploma sahibi bir Cumhurbaşkanı olsaydı böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmazdık arkadaşlar.
HİKMET AYAR (Rize) - Hadi oradan be!
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Şimdi, bir başka tablo; önümüzdeki günlerde belki de bir tartışma yaşanacak, belki de bir referandum ortamına girilecek, bir kesim başkanlık sistemine "evet" diyecek, bir kesim "hayır" diyecek. 4 Aralık günü Ankara'da, Tandoğan'da Türkiye'nin üç büyük kuruluşu; Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Birleşik Kamu-İş ortak bir karar aldılar ve Ankara'da bir miting yapmak istediler. Mitingin başlığı da şu: "Cumhuriyetimiz ve Parlamenter Sistemimiz İçin Halk Buluşması." Bu miting bugün akşam saatlerinde yasaklandı arkadaşlar. Böylece, demokrasi anlayışınız, eğer önümüzdeki günlerde bir referandum söz konusu olursa bakışınız ortaya çıktı. "Evet" diyecek olanlara her yer serbest, "hayır" diyecek olanlara yasak. Daha yakın geçmişte, 15 Temmuzdan sonra sokaklara çıkmamak yasaktı, kim çıkmıyor onları denetliyorlardı ama şimdiyse çıkmayı yasak hâle getirdiniz. Bu mu demokrasi anlayışı? Bu mu demokrasiyi kurtarmak?
Sayın milletvekilleri, sözlerimi tamamlarken diktatörlükle ilgili bir sözü paylaşmak istiyorum. Diktatörlük, bir kişinin milyonlarca kişiye hükmetmesi değildir, milyonlarca kişinin bir kişinin zulmünü kabul etmesidir. Türkiye bu zulmü kabul etmeyecek. (CHP sıralarından alkışlar) Türkiye bu süreci aşacak. Göreceksiniz, 2017 çok yeni bir ufuk açacak Türkiye'nin önüne ve önümüzdeki dönem demokrasi Türkiye'de yerleşecek, bugünkü, biraz önce anlattığım anlayış tarihin çöplüğüne gidecek.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Fidel Castro sizin için ne anlama geliyor? Diktatör değil, değil mi sizin için?
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)