| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 01.12.2016 |
GAYE USLUER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle Sayın Bakanımıza, dün 37'nci maddeyi bir önergeyle geri çektikleri için, teşekkür ediyorum. Gerçekten, ben de bir öğretim üyesi olarak böyle bir madde yasa olarak bu Kuruldan çıksaydı, öğretim üyesi kimlikleriyle bugün milletvekili olan, yarın tekrar öğretim üyesi olacak kişilere kıyak emeklilik, kıyak çalışma koşullarından son derece büyük rahatsızlık duyacaktım. Sayın Bakanım, bir kez daha duyarlılığınız için size teşekkür ediyorum.
Şimdi, eğitimde başarının, verilen eğitimin başarısının ölçümü elbette ki çok önemli. Bu anlamda sınavların yapılması kaçınılmaz. Ancak merkezî sınavlara baktığımızda hiç öğretmeni olmayan öğrenciler ile tüm öğretmenleri seçilerek atanmış olan öğrencileri aynı sınava alıyoruz. Bu sınavlar çocuklarımızın çocukluğunu, yeteneklerini ve umutlarını öldürüyor. Âdeta sınavlar araçken sınavlar amaç hâline gelmiş durumda. Eğitim sistemimiz bir sınav şantajı içerisinde bulunmakta.
"ÖSYM" dediğimizde -aslında hepimizin ÖSYM'yle ilgili anıları elbette ki var, en azından ÖSYM içinde bir ya da birkaç sınava hepimizin girdiğinden eminim- aynı zamanda bugün Türkiye'de adı en fazla şaibeye karışmış, adı en fazla yolsuzluğa karışmış bir kurumdan da ne yazık ki bahsetmek durumundayız. 2002-2013 yılları arasında binlerce uyarıya karşın, çokça basın ve medyada yer almasına karşın bugün geldiğimiz noktada hep birlikte itiraf edilebiliyor ki FETÖ 2002-2013 yılları arasında ÖSYM'yi ve tüm sınavları ele geçirmiş. ALES soruları çalınmış ve bugün üniversitelerdeki akademik kadroların büyük kısmı, o çalınan ALES soruları ve o çalınan ALES sorularıyla başarılı olan kişilerin akademi camiasına FETÖ eliyle, FETÖ marifetiyle yerleştirildiği alanlar olmuş. İşte onun için uğraşıyoruz, uğraşıyoruz akademiyi bir türlü FETÖ'den temizleyemiyoruz.
Akademinin her tarafı FETÖ'yle dolu ancak bundan sonraki süreçte başka cemaatlerin akademide ve sınavla girilen hiçbir kurumda yer almaması için büyük dikkat gösterilmesi gerekiyor. Bakın, 2002-2016 yılları arasında istihdam edilen en az 500 bin kişinin, bu çalınan sorular marifetiyle, çalınan sorularla geçilen sınavlar sonucunda istihdam kazandığını biliyoruz ve yine eski ÖSYM başkanlarından birisi, zamanında suçlandığında, o dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı tarafından "Açıklamaları bizi tatmin etti." denilen kişi şimdi tutuklu olarak yargılanmakta. Yine "Sınav soruları çalındı." diyen, polis okulu sınavlarına giren, hakkında uyuşturucu kullanımı davası açılan bir öğrenciyi usulsüz olarak dinleyen 7 polisin 7'si de FETÖ nedeniyle bugün gözaltında.
Bakınız, ÖSYM'de bugün köklü bir değişikliğe gidilmek isteniyor ancak yapılan değişikliklerin bir bölümü olumlu görünmekteyse de Sayın Başkan, Sayın Bakanım, ÖSYM'de yapılan değişikliklerle yeni bir siyasi yapılanmanın, yeni bir ideolojik yapılanmanın asla ve asla önü açılmamalıdır. Aksi hâlde, bugün geldiğimiz nokta yani FETÖ'ye teslim ettiğimiz önemli kadrolar yine ÖSYM marifetiyle başka başka cemaatlere teslim edilecektir.
Bu noktada, Başkanlıkça uygun görüldüğünde ÖSYM'deki uzmanlara "eğitim uzmanı" kadrosunun verilmesinin son derece sakıncalı, maarifte, Millî Eğitimdeki eğitim uzmanlarına ve müfettişlere büyük haksızlık olduğunu da bildirmek isterim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)