Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 29 |
Tarih: | 30.11.2016 |
LEZGİN BOTAN (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde hitap etmek, belki sesimizi yeterince duyuramayacağız ama usulen bu konuşmayı yapmak durumundayım.
15 Temmuzda bombalanmış bir Meclis, hemen arkasından yasama yetkisi gasbedilmiş, hükümsüz ve yetkisiz kılınmış bir Meclis, 4 Kasım siyasi darbesiyle milletvekilleri içeri atılan bir Meclis gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Bu Meclisin itibarının yerine getirilmesi ve 80 milyon insanın vekâletlik yetkisinin gereği, arkadaşlarımız, eş genel başkanlarımız derhâl serbest bırakılmalıdır. 6 milyon insanın vekâletini almış insanlara, milletvekillerine 15 Temmuzda yaşanmış olan darbeden sonra en büyük darbeyi iktidar partisi yaparak Meclisin itibarını yerle bir etmiş ve 6 milyon insanın vekâlet yetkisini gasbetmiştir. Bu bakımdan, ben buradan eş genel başkanlarımızı demokrasi, eşitlik, özgürlük ve emek için, Anadolu, Mezopotamya halklarının onurlu yaşamı, birlikte yaşamı, kardeşçe yaşamı için bedel ödedikleri için burada saygıyla selamlıyorum. Tarih bunu mutlaka yazacak.
Diğer bir konu: İktidar, gerçekten, çoğunluk gücüne dayanarak yargıyı resmen araçsallaştırmış; kendi hegemonyasını pekiştirmek, kendi ajandasını bu topluma dikte etmek için resmen yargıyı araçsallaştırmıştır. Bizim burada yargının bağımsızlığını artık tartışmamızın bir kıymetiharbiyesi kalmamış ancak şöyle bir hatırlatmada da bulunmak istiyoruz: Öfkelerinize teslim olmayın, nefretinize teslim olmayın. Öfke ve nefret insanın en büyük düşmanıdır.
Başka bir konuda da birkaç şey söylemek istiyorum. Şimdi, ikide bir burada Kürtçeyle alakalı birtakım tartışmalar yürüyor. Bizim ortak dil Türkçeyle, resmî dil oluşuyla bir sıkıntımız yok ancak ana dilimiz Kürtçedir. Bir insanın aidiyet duygusunun en güçlü bağı kendi dilidir. Bir dilin bağımsız bir dil olduğunun -burada belki filologlar var aranızda, dil bilimciler var- kriterleri var arkadaşlar. Çok merak ediyorsanız yanı başınızda "bin yıldır kardeş" dediğiniz insanların dilini, kültürünü bir zahmet artık öğrenin, bilin. Şimdi, yanı başınızda bin yıldır kardeşiz, iç içe yaşamışız, kız alıp vermişiz ama hâlen daha Kürtleri tanımıyorsanız, dillerini tanımıyorsanız vallahi artık söyleyecek bir şey yok.
Bakın, bir dil eğer bağımsız bir dilse evrensel ölçekte filologlar şunu der: Kendisine münhasır zamirler, renk isimleri, hayvan isimleri, insan organlarının isimleri, sayı isimleri, vesaire. Bu bakımdan, merak edenler baksın, dünyanın ilk 10 dili arasındadır Kürtçe. AKP çok şey yaptığını söylüyor ama kayyumların ilk işi, şu an, iş başına gelir gelmez Kürtçeyle alakalı olan bütün şeyleri silip aldılar.
KHK'yla, şu an, KURDÎ-DER'i kapattınız, Kürtçe kursları kapattınız, Kürtçe televizyonları kapattınız, Kürtçe dergileri, gazeteleri kapattınız. Niye yaptınız bunları? AKP geriye doğru sardı. (AK PARTİ sıralarından "Teröre destek veriyorlar." sesi) Terörle alakası yok. Kürtçe 20 bin yıllık dildir. Bunu öyle, terörle merörle falan yaftalayıp işin içinden çıkamazsınız. Giderek otoriterleşen, giderek Türkiye'nin iç barışını, Türkiye'nin iç huzurunu tehdit eder hâle geldiniz.
Dolayısıyla, şu an Fransa Anayasası'nı merak edenler baksın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Fransa'yı çok örnek gösteriyoruz. Fransa Anayasası'na baktığınız zaman, yanı başınızda birçok ülkeye de baktığınız zaman, çok dillilik artık toplumsal gelişmişliğin bir ölçütüdür, bölünmüşlüğün değil. Aksine, reddetmek, inkâr etmek, aşağılamak, dışlamak, yok saymak bölücülüğün en büyüğüdür.
Saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Botan.