GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:29
Tarih:30.11.2016

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri...

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Evet, sus, ben konuşmacıyı dinliyorum.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Başkanım, ben, sükûnet sağlansın, süremin tekrar başlatılmasını rica ediyorum. Şu tartışma bitsin.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ne oluyor böyle sallana sallana, herkese talimat veriyorsunuz ya?

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Sizi ilgilendirmez, ne istersem onu yaparım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Meclis Başkan Vekillerimize saygılı olun ya.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Hatibi dinlemek istiyoruz Başkan.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, hatibi kürsüye çağırdım. Lütfen dinleyelim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ya, tarza bakar mısınız, sallanarak bize diyor ki: "Ne bakıyorsunuz?" Yani böyle bir şey var mı? Ayıp ya!

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Arkadaşlar, sükûnet sağlandıktan sonra başlayacağım.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Sayın Başkan, hatibi dinlemek istiyoruz.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, kürsüdeki hatibe saygılı olalım lütfen. Sayın hatibi dinleyeceğiz.

Sürenizi yeniden başlatıyorum Sayın İrgil.

Buyurun, devam edin.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; oldukça gergin bir ortamda tabii ki Millî Eğitim yasalarını konuşmak kolay değil. Fakat ben, Millî Eğitimle ilgili maddeye dönmeden önce biraz önce grup başkan vekilinin bizim konuşmacılarımıza dönük olarak, ortamı da yumuşatan daha sonra yaptığı konuşmada şöyle bir ifade kullandı. Dedi ki: "Biz isteriz ki muhalefet öneride bulunsun. Biz isteriz ki muhalefet güzel önergeler getirsin, tasarılar getirsin, biz bunları konuşalım, bunların üstünden yürüyelim."

Arkadaşlar, buraya gelen herkes millî iradeyle geldi. Siz oy aldıysanız, muhalefet patates toplayarak gelmedi. Biz de bu ülkenin toprakları içinden, şehirlerinden seçilip geldik. Biz uzaydan gelmedik. Biz de uzaydaki insanların tasarılarını veya taleplerini buraya iletmiyoruz. Biz de toplumdaki istekleri, talepleri veya size dönük eleştirileri iletiyoruz, bu da doğal bir şey. Kaldı ki, öfkeli olmak, şikâyet etmek bize yakışır muhalefete ama siz bir iddiada bulunarak bir seçime girdiniz ve bu seçimi kazanarak iktidar oldunuz. Size yakışan, icraat etmektir ama sizin yaptığınız şey, devamlı şikâyet etmek, devamlı taziyede bulunmak, devamlı acıları paylaşmak.

Şimdi ben, burada grup başkan vekiline birkaç belge göstermek istiyorum. Diyor ki: "Siz bir şey söyleyin, öneride bulunun, biz kabul edelim." Buyurun arkadaşlar, üç yıl içerisinde HDP Grubu 135 tane Meclis araştırması önergesi getirmiş, kabul edilen sıfır; MHP Grubu 150 tane Meclis araştırması önergesi getirmiş, kabul edilen sıfır; CHP Grubu 238 Meclis araştırması önergesi getirmiş, kabul edilen 2; AKP Grubu 94 tane Meclis araştırması önergesi getirmiş, kabul edilen hepsi. Şimdi, biraz önce siz bize üstenci, üsten bakan, işte bilgiç tavırlar falan. Ben söylüyorum, bu rakamlara göre üstenci, üstten bakan, muhalefeti dinlemeyen, "Başkasının ortak aklına ihtiyacım yok." diyen, "Kendimden başka akıllı tanımıyorum." diyen kimdir acaba? Rakamlar burada. Bu, bir saygısızlıktır bir kere. Bu kadar insanın bu üç yıl içerisinde bir tane mi işe yarar fikri olmadı, bir tane mi akla, mantığa, vicdana uyan, hukuka uyan yararı olmadı? Kaldı ki, ben Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahraman'a bu dönem sordum, dedim ki: Ne kadar önerge var, ne cevap verdiniz? Kendi cevabını buradan size okuyorum aynen: "4 bine yakın önerge verilmiş muhalefet tarafından, 3.778'i cevaplanmamış ama bunun için, muhataplara dikkat çekmek için yazı gönderdim, merak etmeyin." diyor. Bu, ayıp değil midir? 3.700'üne hiç yanıt vermemişsiniz. En azından saygı gereği, saygıyı geçtim, yasa gereği cevap vermeniz gerekirdi.

Şöyle bir şey söyleyeyim: 24'üncü Dönemde -hadi bu dönem bitmedi- 772 yasa tasarısı, 2.828 kanun teklifi gelmiş, muhalefetten kabul ettiğiniz bir tane yok. Onu da geçtim.

Arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi? Bu, ancak Türkiye'de olur. Siz kendinizden başka hiçbir şeyi duymuyorsunuz, herkese karşı duvarsınız. Ya, böyle bir şey olur mu? Dünyada olur mu bu? Bir tek bizde olur.

Ulusal medyada haber: "İlk kez muhalefetin önergesi kabul edildi." Haydar Akar'ın önergesi kabul edilmiş, haber yapmış gazeteler ya. Neden o da biliyor musunuz? Kabul ettiğinizden değil. "hayır" demişsiniz de çoğunluğu sağlayamamışsınız, hasbelkader muhalefet bunu kabul ettirebilmiş.

Arkadaşlar, bu saygısızlıklara, bu çarpıtmalara son vermek lazım.

Şimdi, bu önerge bağlamından, nitekim, biz yine... Adana'ya geliyorum, bu çocuklarımızın yandığı okul meselesine, bu yaşanan son acıya. Biraz dinleseniz muhalefeti, biraz vicdanlı davranabilseniz, biraz önyargılı olmasanız, belki birçok konuda yararlı olabiliriz. Burası ortak aklın meydanı değil mi? Burası vicdanın, bu Türkiye'nin, bu toprakların, bütün insanların ortak vicdanı değil mi? Yüzde 51'in hiç mi vicdanı yok, hiç mi aklı yok?

Adana Milletvekilimiz ve bizim de imzamızın olduğu yirmi arkadaşımız daha altı ay önce -Adana milletvekili üstelik- demiş ki: "Bu özel yurtların daha etkin denetlenmesi ve öğrencilerin yurt ihtiyaçlarının giderilmesi için politikaların belirlenmesi ve önlemler amacıyla araştırma önergesi." Bunu dinleseydiniz şu anda bu 12 çocuk yaşıyor olacaktı. Hani ortak akıl? Niye dinlemediniz o zaman?

Nitekim, aynı şekilde Konya'da -Bunlar hep yaşandı; hadi bizi dinlemiyorsunuz, yaşanan olaylardan da ders almıyorsunuz.- 1 Ağustos 2008'de 17 çocuk yanarak öldü. Hiçbir şey yapmadınız. Tek yaptığınız, buradan rahmet dilemek. Rahmet dilemek, herkesin, her vatandaşın görevi, herkesin vicdani görevi ama sizin işiniz icraat. Gelin, samimiyseniz, sahiciyseniz bu ülkedeki yurtları ve özel yurtları inceleyelim, araştıralım, önlem geliştirelim.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın İrgil.