GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:28
Tarih:29.11.2016

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken Adana'da bir yurtta çıkan yangında hayatını kaybeden çocuklarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Yine, Batman'da 4 çocuğumuza yönelik cinsel saldırı olayını şiddetle ve nefretle kınıyorum.

Değerli milletvekilleri, yaklaşık bir yıl önce Suriye ve Irak tezkereleri burada tartışılırken biz ısrarla hem Suriye'ye hem Irak'a müdahalenin bir çıkmaz olduğunu, her iki ülkedeki gelişmelerin aslında bizim dışımızda o ülkelerin iç sorunları olduğunu defalarca ifade ettik ama maalesef Suriye tezkeresi Meclisten geçti. Yine, bir yıl önce Kilis sınırında hemşehrim de olan, Iğdır Aralık ilçesinden olan Sefer Taş isimli bir askerimiz IŞİD tarafından kaçırıldı. Buna ilişkin defalarca soru önergesi vermemize rağmen, Meclis kürsüsünde bu durumu dile getirmemize rağmen... Kaçırılan askerin ailesinin hem il valiliği hem Savunma Bakanlığıyla yaptığı bütün görüşmelerde ısrarla aile telkin edildi ve askerin kurtarılacağı dile getirildi ama hiçbir gelişme olmadı ve askerin akıbeti hakkında hiçbir bilgiye bugüne kadar ulaşılmadı ama bugün El Bab bölgesinde 2 askerin daha IŞİD teröristleri tarafından kaçırıldığını öğrenmiş oluyoruz.

Şimdi, tabii, değerli arkadaşlar, paralelinde bugün Sayın Cumhurbaşkanı da şimdiye kadar Suriye'de bulunma gerekçelerinden farklı olarak bu kez direkt Suriye'deki mevcut iktidarı hedefleyen, Beşar Esad'ı devirmek amacıyla orada olduğumuzu ifade eden bir açıklama yaptı. Doğrusu, AKP iktidarının hangi politika üzerinden, hangi gerekçeyle ve hangi nedenle Suriye'de ya da Irak'ta bulunmak istediğini biliyoruz ama bu gerekçelendirilirken maalesef Türkiye kamuoyu ciddi bir şekilde yanıltılmakta, hamaset siyaseti üzerinden, Neoosmanlıcılık üzerinden, bazen Halep, Musul topraklarımız Misakımillî sınırları içerisinde denilerek aslında Suriye'de tam bir çıkmazın içerisine girilmiş durumda. Son yirmi gündür El Bab'a 2 kilometre mesafede olan ÖSO ve TSK'ya ait güçler El Bab'a giremediği gibi, belli olmayan, kimler tarafından bombalandığı bilinmeyen uçaklarla bombalanıyor. Yine bu bölgede IŞİD tarafından askerler kaçırılıyor ve sonu belli olmayan bu macerada aslında giderek Suriye'de bir bataklığın içerisine girmiş olduğumuz ortaya çıkmaktadır. Bakın, Halep ile El Bab'ı takas yapmak adına Rusya ve Esad'la yapılan görüşmelerden netice alınamadı. Suriye'de son iki gün içerisinde -özellikle Halep'te- Esad ordusunun saldırılarıyla, muhaliflerin elinde, özellikle ÖSO'nun elinde bulunan kuzeydoğu Halep'in üçte 1'i alındı ve burada bahsedilen yüz binlerce sivilin Türkiye'ye geleceği iddiası da boşa çıkmış oldu. Zira, Halep'te ÖSO'dan ve muhaliflerden kurtarılan bölgelerdeki sivil halk Türkiye'ye gelmiyor. Nereye gidiyor? YPG'nin kontrolünde olan bölgeye gidiyor. Sadece dünden bu tarafa 10 bin sivil Esad'ın hâkim olduğu alana da değil, YPG'nin olduğu alana sığınıyor.

Değerli arkadaşlar, Suriye'deki politikamızda yeni bir düzenlemeye girmemiz, oradaki demokratik, özgürlükçü güçlerle iş birliği ve ittifak içerisine girmemiz gerektiğini düşünüyorum. Aksi hâlde, El Bab ekseninde tam bir çıkmaz ve bataklığa girmiş olacağız diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Adıyaman.