| Konu: | ALMANYA'DAKİ NEONAZİ CİNAYETLERİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 07.03.2012 |
NEVZAT PAKDİL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sanayileşmenin kaçınılmaz sonuçlarından biri olan göç hareketlerinden bir tanesi de uluslararası iş gücü göçüdür. Ülkemizin de göç veren bir ülke olduğu düşünüldüğünde, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın olduğu, beraberinde bu vatandaşlarımızın çeşitli problemler yaşadığı bilinmektedir. Özellikle Almanya'da yaşayan vatandaşlarımıza karşı işlenen son Neonazi cinayetleri incelendiğinde, bu problemlerin ne tür boyutlara ulaşabileceği farklı bir boyutuyla gözler önüne serilmektedir. Öncelikle insan canına kastetmenin hiçbir ahlaki, dinî ya da siyasi bir açıklaması olamayacağını belirtmek istiyorum.
AHMET YENİ (Samsun) - Sayın Başkan, çok gürültü var.
BAŞKAN - Arkadaşlar, yoğun bir gürültü var, biraz sakin ve sükûnet içinde dinleyelim.
NEVZAT PAKDİL (Devamla) - "Neonazi seri cinayetleri" adıyla anılan, 2000-2006 tarihleri arasında 8 vatandaşımız öldürülmüştür. Nasyonal Sosyalist yeraltı örgütünün gerçekleştirdiği bu cinayetlerle ilgili olarak terör örgütünün 3 üyesinden 2'sinin bir karavanda intihar etmek suretiyle ölü olarak bulundukları, fakat intihar etmeden önce örgüt üyelerinin polis telsizini dinledikleri, yakalanacaklarını anlamaları üzerine örgütün diğer üyesi olan kadın teröriste delilleri yok etme talimatı verdikleri, gözaltına alınan otuz altı yaşındaki teröristin ifadeleri sonucu ortaya çıkmıştır.
Özellikle 2000 yılından bu yana işlenen cinayetlerin faillerinin yakalanamaması, Alman yetkililerinin bu konuya olan samimiyetsizlik ve ciddiyetsizliğini gözler önüne sermektedir ve Almanya'da yaşayan Türklerin büyük bir bölümü de bu tür cinayetlerin devam edeceği kanaatindedir. Bu cinayetlerle ilgili olarak, 21-24 Şubat 2012 tarihleri arasında, Almanya'daki Neonazi cinayetlerini yerinde inceleyip vatandaşlarımıza destek olmak için, Sakarya Milletvekili, Komisyon Başkanı Sayın Ayhan Sefer Üstün Bey'in Başkanlığında, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu olarak Almanya'da bir dizi ziyaretlerimiz ve görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerimizin ilk gününde Federal Parlamento Neonazi Cinayetleri Araştırma Komisyonu, Federal Hükûmet İnsan Hakları Komiseri, Hükûmet ile maktul aileleri arasında arabulucu olarak atanan ombudsman ile daha sonra, ırkçı Neonazi teröründe hayatlarını kaybedenler için düzenlenen anma töreni ve sonrasında Şansölye Sayın Merkel, Federal Parlamento Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve bakanlarla görüşmelerimiz oldu. Bu cinayetlerde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın aileleri onuruna Türk Evinde bir yemek düzenlendi ve bu yemekte Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Gauck bir konuşma yaptı. Bu toplantıda, ayrıca maktul aileleri ile tek tek görüşüldü. Bu görüşmelerde, cinayetlerin işlendiği yerlere intikal eden Alman güvenlik güçlerinin vatandaşlarımıza suçlu gibi davrandıkları, cinayet sonrasında hiçbir gerekçe göstermeksizin kendilerinin on-on iki saat gözaltında tutuldukları beyan edildi. Bu görüşmelere ek olarak, Türk toplumu temsilcileriyle Sayın Büyükelçinin konutunda bir görüşme gerçekleştirildi. Sayın Başbakanımızın Türkiye'den Avrupa'ya göçün 50'nci yılı vesilesiyle düzenlenen etkinliklerde dile getirdiği gibi, artık, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımızın sahipsiz olmadıklarını, kendi vatandaşlarımızın hak ve hukuklarını her yerde sonuna kadar savunacağını belirterek vatandaşlarımızın da, özellikle üçüncü ve dördüncü nesil olarak nitelendireceğimiz gençlerimizin, kendi inanç, dil ve kültürel değerlerinden vazgeçmemelerini, asimilasyona karşı tedbirli olmalarını vurgulamışlardır. Sayın Başbakanımız açıklamalarının devamında "Elli yıl önce misafir işçi olarak gelen, bugün üçüncü ve dördüncü nesille Almanya'nın sosyal dokusunda tartışmasız yer edinen Türklerin fırsat eşitliğinden, eşit katılımdan ve birlikte yaşama imkânlarından ne kadar istifade ettiğini sormak ve sorgulamak bizim hakkımızdır." diyerek 11 Eylül saldırılarından sonraki dönemde genelde Müslümanlara ve özelde Almanya'da yaşayan vatandaşlarımıza birer tehdit unsuruymuşlar gibi bakılmalarının ne denli yanlış olduğunu bir kez daha dünya kamuoyuna açıklamışlardır.
Hükûmet olarak yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın gerek kendi işlerinde ve gerekse farklı kültür ve gruplar ile uyum içinde yaşamaları gerektiği, ayrıca Türkiyeli göçmen vatandaşlarımızın, Anayasamız'da da belirtildiği gibi, gereken tüm devlet desteğinin sağlanması ve ana vatanla koordinasyon içinde olmaları hasebiyle Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı kurulmuş, yurt dışında unutulmuş vatandaşlarımızı kucaklayıcı ve vatanlarıyla bütünleştirici politikalar geliştirilmeye gayret gösterilmiştir.
Bu cinayetlerle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükûmet olarak konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı, bilerek ve tasarlanarak işlenen?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
NEVZAT PAKDİL (Devamla) - ?bu cinayetlerin faillerinin yakalanması ve yargı önüne çıkarılmaları yönündeki hassasiyetlerimizi Alman yetkililerine anlattık. Türk milleti adına bu işin her kademesinde konunun takipçisi olacağımızı açıkça belirtmek istiyorum. Kaldı ki bu cinayetlerin faillerinin yakalanmaması veya yakalanamaması Alman güvenlik güçlerinin ve Alman yargısının çok ağır bir kusuru ve ayıbıdır.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
NEVZAT PAKDİL (Devamla) - Ümit ediyoruz ki bu cinayetlerin failleri yakalanacak ve yargı önüne çıkarılacaktır.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)