| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 29.11.2016 |
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana'daki yurt yangınında hayatını kaybeden tüm öğrencilerimize Allah'tan rahmet, yaralı öğrencilerimize acil şifalar diliyorum.
Biz bu akşam burada ne için kanun düzenlemesi yapmaya çalışıyoruz? Eğitim öğretim sistemimizle ilgili. Eğitim öğretim sistemimizin en önemli unsuru kimler? Tabii ki, öğretmenler. Büyük Önder, asrın lideri Mustafa Kemal Atatürk'e "Paşam, milletvekili maaşlarını düzenliyoruz. Nasıl olsun?" diye soruyorlar. O da "Öğretmen maaşlarını geçmesin." diyerek öğretmenlerin bir toplumun gelişmesinde ve muasır medeniyet seviyesine yükselmesinde ne kadar önemli olduğuna işaret ediyor. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ta o yıllardan işaret etmiş etmesine ama maalesef AKP bir türlü bunu kavrayamadı. İktidarınız döneminde öğretmenlerin durumuna baktığımızda ne yazık ki içler acısı.
Bakın, EĞİTİM İŞ Sendikasının 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yapmış olduğu bir anket yayınlandı. 43 ilde 837 öğretmenle görüşülmüş. Öğretmenlerin yüzde 52'si kredi borcu olduğunu belirtiyor, yüzde 52'si bankaya borçlu. Öğretmenlerin yüzde 25'i şahıslara borçlu, yüzde 22'si esnafa borçlu ve ne yazık ki yüzde 32'si anne, babasından aldığı maddi destekle geçinmeye çalıştığını belirtmiş. Yine öğretmenlerin yüzde 8'i en az 1 kez icralık olduğunu belirtmiş ve öğretmenlerimizin yüzde 60'ı ne yazık ki "Gelecekten ümitli değilim." diyor. Yine aynı öğretmenlerimizin yüzde 64'ü de fikirlerini bu ülkede artık özgürce beyan edemediklerini açıklıyor.
Öğretmenlerin maaşlarının yetersizliği ve bunun üzerine allak bullak ettiğiniz eğitim politikaları, öğretmenler üzerinde kurmuş olduğunuz siyasal baskılar ve özellikle idari kadrolarda partizanca yaklaşımınız, liyakat sistemini kaldırmanız yüzünden öğretmenlerimiz belki de hayatlarının en zor dönemini yaşıyorlar.
KHK'larla binlerce öğretmeni ihraç ettiniz. 12 Eylülde bile 3.700 öğretmen ihraç edilirken 15 Temmuz sonrası ihraç edilen öğretmen sayısı 30 bini buldu. Niye ihraç ettiniz biliyor musunuz? FETÖ'cü olup olmadığına bakmaksızın, gerçekten FETÖ'cü mü değil mi diye bakmadan muhalif görüşleri nedeniyle birçok öğretmeni açığa aldınız veya ihraç ettiniz. Açığa aldığınız, ihraç ettiğiniz öğretmenler aynı zamanda bu ülkede yaşayan 1.5 milyon öğrencimizin de öğretmenden mahrum kalmasına neden oldu. Siz bir öğretmenin FETÖ'cü olup olmadığına bakmadan ihraç ediyorsunuz ya. Bakın, kendi seçim bölgemden bir örnek vereceğim. İnternet modemi alıp komşusuyla ortak kullanan bir öğretmen -komşusu byLock kullandığı için- FETÖ'cü damgası vurulup ihraç edildi. Üstelik o öğretmenin her türlü itirazına rağmen, her türlü delil sunmasına rağmen gözünün yaşına bakılmadı, hiçbir araştırma yapılmadan alelacele ihraç edildi.
Adana EĞİTİM SEN Şube Başkanı. Bu adam, FETÖ'cü değil, herhangi bir terör örgütüyle bağlantılı değil. Kardeşi Afyonkarahisar'da Cumhuriyet Halk Partisi üyesi, eski il yöneticimiz. Ailece neredeyse yedi göbek CHP'li bir aile ama muhalif diye bir gecede KHK'yla ihraç ettiğiniz bir öğretmen. Öğretmenlerin durumundan bahsetmeye çalıştım.
Bir de yıllarca dirsek çürüttüğü hâlde, okulunu bitirdiği hâlde mezun olup atanamayan, öğretmenliğini yapamayan öğretmenlerimiz var. Bakın, 2009-2016 yılları arasında ilk atama başvurularına ve atama sayılarına baktığımızda 660 bine yakın atanamayan öğretmen olduğunu görüyoruz. Bir yandan öğretmen açığı var, öte yandan atama bekleyen binlerce öğretmen var. Ama, siz onları da sözleşmeli, kadrolu, ücretli diye ayrıma tabi tuttunuz. Sözleşmeli öğretmen diye bir şey olmaz. Öğretmen, öğretmendir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURCU KÖKSAL (Devamla) - İş güvencesi, devlet memurluğu cumhuriyetin en büyük kazanımlarındandır ve o kazanımları almaya hakkınız yok.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)