| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 25.11.2016 |
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, arkadaşlar; bu Millî Eğitim Yasa Tasarısı'yla ilgili birçok maddeyi Komisyonda konuştuk, birçok konuda uzlaşığız, birçok konuda hemfikiriz ama bazı maddeler var ki, özellikle bu maarif müfettişliğiyle ilgili madde, bu konuda kesinlikle uzlaşma şansımız yok.
Arkadaşlar, birçoğunuz, madde çok teknik bir madde olduğu için, içselleştirmeden, ne olduğunu hissetmeden el kaldırıyorsunuz ama ben size çok anlaşılabilir bir dille anlatmaya çalışıyorum. Şu an getirilmek istenen bu maddeyle ve özellikle AKP'nin verdiği son önergeyle, maarif müfettişliği gibi kariyer bir mesleğin, neredeyse şube müdürlerine, eğitim uzmanlarına -mülakatla- veya daire başkanlarına, herhangi bir kariyer mesleği olmayan, siyasi atama yoluyla gelen insanlara maarif müfettişi olma yolunu açıyoruz.
Arkadaşlar, orta yaş ve üstünde olanlar bilirler, maarif müfettişliği cumhuriyetin en temel kurumlarından biridir. Birçok şairin, birçok yazarın, bildiğimiz birçok ünlünün kariyerine baktığımızda hep maarif müfettişi olduğunu görürüz. Yani, Can Yücel'in şiirinde bahsettiği gibi, maarif müfettişleri o kadar kariyer mesleği... Ve önemli bir görev atfedilmiştir ki Hasan Âli Yücel gibi bir kişi maarif müfettişliğinden Millî Eğitim Bakanlığına gelmiştir. Şimdi biz burada bu işi sıradanlaştırıp siyasallaştırmaya çalışıyoruz. O yüzden, ben bu önerge konusunda AKP Grubuna, bu işten anlayan ve ilgilenenlerin biraz ciddiyetle bakmasını ve daha dikkatli olmasını öneriyorum. İçinizden birçoğunun, millî eğitimle ilgili olan vekillerin bu konuda rahatsız olduğunu biliyorum. O yüzden, tekrar, bu konuda bir kez daha uyarıda bulunuyoruz.
Bunun dışında, bugün Millî Eğitim Bakanlığından nihayet iyi bir haber alabildik. Açığa alınan 6.007 öğretmen görevlerine iade edildi ve illere bildirildi, tebliğ edildi valilere. Fakat, biz isterdik ki bu kadar geç kalmasaydınız çünkü bu süreçte açığa alınan 20 öğretmen arkadaşımız veya öğretmenimiz, bu ülkenin "öğretmen" unvanı verdiği insan intihar etti.
Örneğin, dün Öğretmenler Günü'nde, 47 yaşındaki Ergülü Yıldız kendini asarak intihar etti; açığa alınmış bir öğretmendi, maalesef kararınıza yetişemedi. Bir gün önce olsaydı belki bugün iade etmiştiniz ama bilmiyoruz. Aynı şekilde, yine ihraç edilen öğretmenlerden bir tanesi, Bilecik'te, Mustafa Güneyler, 50 yaşında, evinde tüp gazıyla intihar etti. Yine, aynı şekilde, Muğla'nın Ortaca ilçesinde, 37 yaşında Mehmet Karadoğan limon bahçesinde kendini vurarak intihar etti. Yine, aynı şekilde, Mersin'de, öğretmen olan oğlu tutuklanan bir imam, bu itibarsızlığa, bu karalamaya tahammül edemeyip intihar etti.
Gördüğünüz gibi, onurlarıyla oynanan insanlar özellikle haksız ithama uğradıklarında eğer bunu kaldıramıyorlarsa ve bu yükün altından kalkamıyorlarsa intihar ediyorlar. Bu intiharlar kul hakkı değil mi? Bu haksızlıklar, hiç sorgusuz sualsiz bu ihraçlar, bu açığa almalar kul hakkı değil mi? Bu insanları geriye kim getirecek? Belki bugün onları iade ettiniz, haberleri yok ama bu insanlar öldüler ve her şey bitti.
Bizim sizden ricamız, bunların ders olması, bunlardan bir mesaj çıkarılması. Biz bundan sonra geri kalan, açığa alınan öğretmenlerin dosyalarının veya yapılacak işlemlerin bir an önce gözden geçirilmesini, olabilecek en hızda iadelerini veya bir hükme varılmasını istiyoruz. Çünkü, insanlarla ilgili hüküm kurmadan, bir hükme varmadan onları karaladığınızda onurlarını yaralamış oluyorsunuz.
Başınıza geldiğini düşünün. Lütfen, bir an önce ihraç edilen veya açığa alınan öğretmenlerle ilgili kriterleri net olarak belirleyin ve bu kriterleri -genişletmek değil- daraltarak insanların onurlarını, aşlarını, işlerini iade edin.
Onun dışında, bugün, MEB Teşkilat Yasası'ndaki bu maddeyle ilgili son söyleyeceğim de, burada yapılmak istenen şeylerden bir tanesi, Bakanlığın daha etkin bir denetleme mekanizması oluşturmak istemekten ziyade, daha çok, kişilere dönük ve siyasi atama yoluyla belli bir güç devşirmeye odaklı bir teşkilat yapılanmasına gitmek istediğini ve bu yapıyı oluşturmak istediğini görüyoruz. Maalesef bu sıkışıklık içerisinde ve bu karmaşa ve kaos içerisinde bu yapı geçiyor ama maarif müfettişliği mesleğini, kariyer mesleğini heba ederseniz gelecekteki denetlemelerde ve millî eğitimin sorgulanmasında veya bazı meselelerin sonuçlandırılmasında kalite ve niteliği kaybedeceksiniz. Bunda tekrar sizi uyarmak istiyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.