GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:26
Tarih:24.11.2016

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Millî Eğitim Kanunu'nun pek çok maddesinde değişiklik yapan bu torba yasanın en tartışmalı ve ileride, eğer hukuk var ise Anayasa Mahkemesinden dönecek düzenlemelerden biri bu. Çünkü, maarif müfettişlerini ikiye ayırıyor bu yasa; bir, Bakanlık bünyesinde maarif müfettişleri, bir de il bünyesinde maarif müfettişleri.

Sayın Bakan ve Komisyon üyeleriyle bu konuyu uzun uzun tartıştık ve sonunda maarif müfettişliği mesleğinin, kimlik olarak, bu kariyer mesleğinin kalmasını kabul ettiler, yoksa bu meslek de ortadan kalkıyordu ama ne yazık ki içini boşalttılar.

Şu anda görev yapmakta olan 2.334 maarif müfettişinden 500'ünü Bakanlık bünyesine alacaklar ve maaşı 6 bin lira olacak arkadaşlar. Kalanları ise, il maarif müfettişi olarak kalacak ve onların maaşları da 3.800 lira olacak. Bu, çok büyük bir haksızlık, hem maddi olarak haksızlık hem de manevi olarak haksızlık.

Tabii, daha önce yaptığımız tartışmalara gönderme yapmak gerekirse sayın milletvekilleri, bu, bir mesleğe, tıpkı haneye tecavüz gibi, maarif müfettişliği mesleğine tecavüzdür, bunun geri alınmasının ve maarif müfettişlerinin o hak ettiği kariyer mesleğini sürdürmesini Hükûmetten talep ediyoruz.

Arkadaşlar, bugün Öğretmenler Günü. Ben de Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.

Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; son yapılan araştırmalarda, önceki yıllardaki öğretmenler günlerindeki araştırmalardan farklı olarak iki önemli sonuç var. Bir: Öğretmenlerin yüzde 50'si "Her an meslekten atılabilirim." korkusuyla güne başlıyor, yüzde 50'si de daha iyi bir iş bulursa öğretmenlikten ayrılmayı düşünüyor. Bu, eğitim açısından, Türkiye'nin geleceği açısından çok karanlık bir tablodur. Sayın Bakandan özellikle bugün son dönemde tartışılmakta olan atılmış, meslekten uzaklaştırılmış kimi öğretmenlerle ilgili yeni bir düzenleme var mı; 10 bin civarında öğretmenin geri alınabileceği konuşuluyor, bu konuda net bir bilgi var mı; kendisinden bizimle paylaşmasını diliyoruz.

Arkadaşlar, bugün tabii Millî Eğitim yasasını görüşüyoruz ama mesleğin de verdiği bir içgüdüyle bugün, sadece bugün olanlara şöyle bir baktığımızda, gerçekten, Türkiye'nin ne durumda olduğu çok net ortaya çıkıyor. Her şeyden önce Fırat Kalkanı'nda 3 şehidimiz var, Allah'tan rahmet diliyoruz, yakınlarına -ki tüm yakınları 78 milyondur- başsağlığı diliyoruz.

Sayın Fikri Işık buradaydı, Savunma Bakanı, sanıyorum şu anda değil; 24 Ağustos günü, bu operasyon başladığı gün Işık "Bir haftada temizleyeceğiz." demişti. Bugün üçüncü ay ve 3 şehit verdik. Bunu değerlendirmenize sunuyorum. Şırnak'ta bir şehidimiz var, yine Allah'tan rahmet diliyorum ve Adana'da 2 kişi yaralı şu ana kadar; dileriz, ölenlerin sayısı artmaz.

Ve tabii, arkadaşlar, Avrupa Parlamentosunun kararı... Burada sizler -kimi laf atmalardan ya da daha önceki konuşmalardan- AB'nin kimi ikili tutumlarıyla ilgili düşüncelerinizi anlattınız ama unutmayın ki siz, Avrupa Birliği tartışmaları başladığında gündüz havai fişekle kutlamıştınız ve Kızılay'a saat takmıştınız "geri dönüş" diye ve 2014 yılı en geç AB'ye giriş yılıydı. Bugünkü tabloya baktığımızda, ne yazık ki, iktidara geldiğinizde AB'ye çanak tutarak siyaset yaptığınız, şimdi de kafa tutarak siyaset yapıyorsunuz. Bence, Türkiye'nin geçmişini ve geleceğini planlayarak siyaset yapmalısınız.

Bugün bu tabloya baktığımızda bu anlattıklarım ve şu anda... Köşe yazarlığına başladığımda arkadaşlar, Türkiye'nin ciddi bir sorunu vardı: Hapisteki milletvekilleri. Aylarca biz onları yazmıştık ve devamında hiç de Türkiye için iyi olmamıştı. Bugün yine aynı tabloyla karşı karşıyayız ve görüyoruz ki sayın milletvekilleri, Türkiye uzun dönem bu önemli sorunun çözümünde bir arpa boyu bile yol alamadı.

İktidara geldiğinizde "Türkiye'yi AB'ye sokacağız." demiştiniz, maalesef sadece bugünkü tablo bile gösteriyor ki Türkiye'yi birbirine soktunuz. Şimdi, sayın milletvekilleri, öyle bir hâle gidiyoruz ki -Türkiye'de genel örgütlülük oranı yüzde 10'dur- yakında Avrupa'nın, dünyanın en örgütlü toplumu olacağız. Çünkü, sizden olmayan herkesi terör örgütüne örgüt üyesi olmaktan herhâlde zan altında bırakacaksınız ve Türkiye'yi dünyanın en örgütlü toplumu hâline getireceksiniz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)