Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 26 |
Tarih: | 24.11.2016 |
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Evet, bu önergeyle ve tasarıyla ilgili son sözlerimizi aslında söylemek üzere ben de söz almış oldum.
Geçtiğimiz hafta boyunca tartışılan 438 sıra sayılı Yasa Tasarısı görüşülürken son dakika korsan bir şekilde aslında getirilen malum önerge aslında tüm toplumun vicdanını rahatsız etmişti. Buna "sürpriz önerge" diyenlere ben katılmıyorum. Bu, apaçık korsan bir önergeydi ve oldukça rahatsız ediciydi çünkü deminden beri yapılan konuşmalarda da sayın hatiplerin belirttiği gibi birçok korkunç sonucu içeriyordu. Önerge, açıkça, tecavüze uğrayan çocuğu tecavüzcüsüne teslim eden, tecavüzcüleri ve istismarcıları cesaretlendiren ve hatta ödüllendiren sonuçlara vesile oluyordu. Neyse ki kadınların, sivil toplum örgütlerinin, toplum vicdanının hassasiyeti sonucu bu ısrarınızdan vazgeçmek zorunda kaldınız.
Adalet Bakanı, Komisyondaki konuşmasında ve hatta önergeyi hâlâ savunurken yaptığı konuşmasında mağdur olarak gördüğü tecavüzcülere daha etkili kamuoyu oluşturmaları yönünde çağrı yapmak konusunda da geri durmadı. Bir yandan da Komisyon toplantısında "Biz derdimizi anlatamadık, onlar anlattı." dedi. Oysa, buradaki kürsüden tecavüzcülerin ve istismarcıların mağduriyetini savunarak aslında derdinizi anlatmıştınız. Neredeyse her gün bir yöneticisi çocuk istismarından dolayı hüküm giyen ve tutuklanan Ensar Vakfına kol kanat gerdiğinizde de derdinizi anlatmıştınız, onların toplantılarına katılmak için sıraya girdiğinizde de.
Ama "onlar" dediğiniz, mağdur çocukları savunanları susturmayı kendinize görev bilmişsiniz. Örneğin, tek amacı, çocuğun yüksek yararını korumak olan Gündem Çocuk Derneğini kapatarak böyle bir pratiği sergilemiş oldunuz. Ama, bunu hiç aklınızdan çıkarmayın: Ne yaparsanız yapın, istismarı da, tecavüzü de meşrulaştıramayacaksınız ve yine, siz ne yaparsanız yapın, Gündem Çocuk Derneği de, o kapısına kilit vurduğunuz kadın dernekleri de, sivil toplum örgütleri de canla başla, her yerde çalışmaya devam edecek.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Kimlerle iş birliği hâlinde çalışıyor o dernek, kimlerle?
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, AKP'nin çocuk tecavüzcülerini kurtarma gayretini hangi ortamda yaptığına bir bakacak olursak sadece bu yılki istatistiklere bakmamız aslında yeterli olur. 1 Ocak 2016-20 Kasım 2016 arasında sadece, erkekler toplam 236 kadını öldürdü, kayıtlara geçtiği kadarıyla da 71 kadına tecavüz etti, 368 kız çocuğuna yönelik olarak da cinsel istismar vakası meydana geldi. Böyle bir ortamda, geçtiğimiz hafta tasarının 1'inci maddesine eklenen değişiklik önergesiyle çocuklara yönelik cinsel istismar faillerinin mağdurlarla evlendiklerinde cezadan muaf olması öngörüldü. Bunu siz yaptınız. Yani açıkça -neyi inkâr ediyorsunuz- ortaya çıktı zaten.
Aslında, görüşülmekte olan bu 438 sıra sayılı Kanun'un 13'üncü maddesi çok kritik, hiç kimse bunun üzerinde konuşmuyor. Çok kısa bir zamanı kaldı diye 11 Aralık meselesini dayatıp bir an önce yine, hiç kimsenin içine sinmeyen bir düzenlemeyi getirerek çözüm bulmuş olmuyorsunuz. Aslında, bu önergeyi Komisyona çektiğinizde 13'üncü maddeyi yani Ceza Kanunu'nda 103'üncü maddeyi değiştiren, düzenleme yapan 13'üncü maddeyi de çekmeniz beklenirdi; olsun, birkaç gün de çalışabilirdik, hafta sonu da çalışabilirdik.
Eğer siz çocuğu önceleyen, istismarcıları değil, çocuğu öngören ve odağınızda çocuğun korunması olarak bir tasarı ve bir düzenleme getirmeyi hedeflemiş olsaydınız günlerce çalışıp 13'üncü maddedeki düzenlemeyi de, getireceğiniz diğer önergeleri de toplum vicdanına uygun, çocukları koruyan bir şekilde düzenleme yapabilirdik. Bunu yapmak için hâlâ zaman var. Aslında, oylamaya geçmeden önce Hükûmet hâlâ 13'üncü maddeyi tekrar tartışılmak üzere Komisyona gönderebilir ve bütün muhatapların dinlendiği, toplumun dinlendiği bir düzenleme hâlâ getirilebilir diye tekrar ediyorum ben. Ve yine, bu düzenleme yapılırken sonucunu almak istediğimiz şey, örneğin, N.Ç. davasında olduğu gibi, 25 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki bir kız çocuğunun rızası olduğu gerekçesiyle sanıklara alt sınırdan ceza verilmesi gibi utanç verici kararların önü kanunen kesilmiş olacaktı. Ve samimiyetinizi göstermenin son fırsatı da aslında budur diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)