GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:22
Tarih:17.11.2016

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Umarım, Meclis de bu konuşmamın sonucunda benim istediğim doğrultuda bir karar verir.

Evet, her zaman olduğu gibi, gecenin son dakikasında yine bir sürpriz değişiklik önergesiyle karşı karşıyayız. Aslında, eski Türk Ceza Kanunu'nun 434'üncü maddesindeki bir hükümdü yani tecavüzcüyle evlenme hâlinde açılan kamu davasının ertelenmesine ilişkin bir düzenleme. Şimdi yeniden bu gündeme getirilmektedir. Bu düzenlemeyi kabul etmek doğru değildir.

Bakın, bir örnek vereyim: 50-60 yaşında bir adam, 11 yaşında bir genç kızın ırzına geçtikten sonra yıllar geçip evlendiğinde bunun cezasını çekmek durumundadır. Eğer bu evlenme dolayısıyla o kişiye cezasızlık hakkı verirseniz bu takdirde o kızcağız ömür boyu hapse mahkûm olmuş olur o adamın bir anlamda uşağı konumunda, eşi değil. Evlilik sadakate dayalıdır, evlilik karşılıklı sevgiye dayalıdır, saygıya dayalıdır. Evlilik zorlamaya dayalı olamaz. Eğer böyle bir eylemi gerçekleştiren varsa bunun cezasını çekmelidir, çıktığında o kişiyle isterse evlenebilir. Böyle bir dayatmaya "Evet" dememeniz lazım sayın milletvekilleri. Bunu çok iyi düşünmek lazım. "Tecavüzcüyle evlenen" kavramı yarın bütün basında yer alacaktır. Herkes buna çok dikkat etsin. Birinci noktası bu.

İkinci bir noktası, bu suç belli bir alanla sınırlandırılmaktadır, yani 16/11/2016'dan önceki eylemlere ilişkindir. Peki, bundan sonra ne olacak? Bundan sonra, Anayasa Mahkemesine gidilecek, eşitlik ilkesi gereğince Anayasa Mahkemesi teşmil kararı uygulayacak ve bu, bir alışkanlık hâline gelecektir, bir yasal düzenleme hâline gelecektir.

Üçüncü bir nokta, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231'inci maddesi vardır yani hükmün açıklanmasının ertelenmesine dair bir düzenlemedir. Sadece iki yıla kadar olan suçlar için geçerlidir. Oysa bu yapacağınız uygulama, on sekiz sene hapis cezası yemiş insanlar için uygulanacaktır. Bu da başka bir garabet hâlidir. Öyle ki yarın ağırlaştırılmış müebbet hapis alan birine dahi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair bir düzenleme yapılabilir hâle gelecektir. Yani hangi anlamda bakacak olursak olalım bu düzenlemenin iler tutar yanı yoktur. Her şeyden öte, eski Türk Ceza Kanunu'nun 434'üncü maddesi beş yıl süreyle bir ertelemeyi amirdi. Yani böyle bir evlilik hâlinde, tecavüzcüyle evlenen kişi hâlinde beş sene süreyle bekleniyor, bu süre içinde kocanın kusuruyla bir boşanma vuku bulursa tekrar o kişi cezaevine girebiliyordu. Ama, yine bu düzenlemede bu sonsuza kadardır. Yani sonsuza kadar küçük bir çocuk o hiç istemediği adamın, kendisine tecavüz edenin yanında kalmak durumunda kalacaktır.

Keza şu kurtarıcı bir yan hâline asla dönüşemez: Cebir, tehdit, hileyle bu ırza geçme olmuşsa işte biz bunları kapsam altına almıyoruz demekle bu işten kurtulunmaz.

Bakın, burada önemli olan "istismar" sözcüğü şu anlama gelir: Irzına geçilen kişi çocuktur, çocuk ve bu, 15 yaşından aşağı bir çocuktur. Elbette ki şu kaygılar olabilir: Cezaevinde bu nedenle yatan ya da yatmak durumunda olan binlerce kişi olabilir. Asıl amacınız, cezaevlerini boşaltıp yerine insan doldurmak da olabilir ya da toplumdaki belli kültürel düzeye sahip insanların küçük yaşta bu tip eylemleri dolayısıyla onlara bir nevi değişik bir af getirme anlayışı içinde de olabilirsiniz. Ama şunu unutmayalım: Hepimizin çocukları vardır. Bunu hiçbir zaman gözden ırak tutmayalım. Ve böyle bir uygulamanın ileride başımıza neler açabileceğini çok iyi hesaplayalım diyorum.

Bu bir başlangıçtır. Eğer bu başlangıca "Evet." dersek, bundan sonraki düzenlemelerde bu tip arızalı, hukuk dışı pek çok konuyu gündeme getireceğiz ve bunun altından da hiçbir zaman kalkamayacağız.

Hukuk zorlamayı kaldırmaz. Hukukun kendi içinde bir kurallar manzumesi vardır. Lütfen, bunu bozmayalım diyorum. Bizim değişiklik önerimize "Evet." demeniz dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)