| Konu: | Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 16.11.2016 |
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yukarıda bütçe yapılıyor, aşağıda siz değiştirmeye kalkıyorsunuz. Bütçede sınırı Meclis belirlerken siz bu Meclisi devre dışı bırakıyorsunuz. Fasıllar arasında ödenek aktarma yetkisi yüzde 5 iken bugün yüzde 20'ye çıkarıyorsunuz. Daha önce "5018 sayılı Yasa'nın 21'inci maddesi uygulanmaz." diyordunuz, buradaki sınırı böyle aşıyordunuz ama ilgili kanunda değişiklik yaparken yüzde 5 sınırını aşıyorsunuz, yüzde 20'ye çıkartıyorsunuz. Yüzde 21 sınır sayılmaz. Bu bütçe hakkının devri demektir. Bir tertipten yüzde 20 alınması demek o tertipteki işlevin yapılmaması anlamına gelir. Bu da bütçe hakkının devridir.
Değerli milletvekilleri, şu anda devlet bütçesinin yapılma ilkelerini, 5018 sayılı Kanun'un hükmünü değiştiriyorsunuz. Yukarıda, Plan ve Bütçe Komisyonunda maç başlamış ama siz burada maç başlamışken kuralı değiştirmeye kalkıyorsunuz. Bu, yasa yapma ciddiyetiyle bağdaşmaz. Ama sizden farklı bir şey beklemek de aslında yanlış çünkü siz Meclisi sadece yasa yapma fabrikası olarak görüyorsunuz. İçtihatlara, uygulamalara hiçbir şekilde değer vermiyorsunuz. Siz "hukukun üstünlüğü" diyorsunuz, sadece kâğıt üzerinde kalıyor. Sizin yaptıklarınız hukukun üstünlüğüyle çelişiyor, bağdaşmıyor.
Bakın, bu ülkede yabancı yatırımcılar artık Türkiye'de yatırım yapmıyorlar. Neden biliyor musunuz? Çünkü sizin ekonomi politikalarınıza güvenmiyorlar. Olağanüstü hâl sürecinin kötüye kullanılmasını onlar da gözlemliyorlar ve burada hukukun, temel hak ve hürriyetlerin askıya alındığını, insanlar üzerinde büyük bir siyasal baskı kurulduğunu onlar da görüyorlar. Ya, Allah aşkınıza, toplumun üzerine kurduğunuz bu siyasal baskıdan elinizi çekin.
Bakın, bir örnek vereceğim dernek ve STK'lar üzerindeki siyasal baskıyla ilgili; seçim bölgem Afyonkarahisar'da Şehit Yakınları Derneği. Bize sorunlarını aktarıyor dernek başkanı ama sorunları aktarırken farklı yazıyor, yaptığı açıklamalar farklı, orada bir sıkıntı var. Şehit yakınlarına, şehit eş ve çocuklarına TOKİ'den bir tane konut hakkı veriliyor. Biz dedik ki sadece eş ve çocuklara değil, şehidin anne ve babasına da bu hak tanınsın. En son, dernek başkanı dedi ki: "Peşinat isteniyor." Şunu söyledim: Şehit yakınları en değerli varlıklarını, evladını, eşini bu vatana vermiş, bırakın peşinatı, bu devlet onlara bedava konut vermeli. Çünkü gidiyoruz, bakıyoruz, hepsi yoksul aile çocukları. Şehit evlerine bir bakın, zengin bir tane ev göremezsiniz, hepsi fakirdir o insanların. Onun için onlara en iyi konutu vermek, içine en iyi tefrişatı vermek herhâlde sosyal devlet olarak önce vicdanımızda sonra da insan olarak görevimiz. Biz bu konuda mücadele edelim. Bu kürsüden söylüyoruz: Sadece şehit yakınlarının eş ve çocuklarına değil anne ve babalarına da konut hakkı verin. Bunları söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz çünkü onlar bizim başımızın tacı, gaziler bizim başımızın tacı. Ama o kadar büyük bir baskı kurmuşsunuz ki Şehit Yakınları Derneğinin bize yazdığı yazılar farklı, yaptığı açıklamalar farklı ve "Üzerimde siyasal baskı var. Bu şekilde açıklama yapmak zorundayım." diyor. Onun için söylüyorum. Lütfen, şu toplumda kurmuş olduğunuz siyasi baskıyı kaldırın. Çekin elinizi sivil toplum örgütlerinden ve derneklerden. Allah aşkına ya! Bir gün hukuk size de lazım olacak ve sizin hukukunuzu da size lazım olan o hukuku da Cumhuriyet Halk Partisi savunacak.
Hepinize saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)