GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 12 Kasım 1999 Düzce depreminin yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:21
Tarih:16.11.2016

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 12 Kasım 1999 yılında meydana gelen, tüm Düzce'yi ve ülkemizi yasa boğan Düzce depremini hafızalarımızda taze tutmak ve deprem sonucu hayatını kaybeden vatandaşlarımızı anmak için gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Düzce'yi sarsan 12 Kasım depreminin üzerinden on yedi yıl geçmesine rağmen depremin izleri hâlâ yüreğimizde taze. Kasım soğuğunda, başta Kaynaşlı ilçemiz ve merkez ilçemiz olmak üzere, tüm Düzce ve ilçelerinde o anı yaşayan ailemin, tüm Düzceli hemşehrilerimin duygu, düşünce, hüzün ve acıları hâlâ yüreklerinde. Daha 17 Ağustos depreminin yaraları sarılmadan, enkazları henüz kaldırılmadan, üç ay sonra yaşanan 12 Kasım Düzce depreminde 710 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 2.679 vatandaşımız ise yaralanmıştı. Depremin gerçekleştiği otuz saniye geride kaldığında Düzceliler olarak yüzyılın felaketini yaşadık. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, yaşanan acının ve depremin yıkıcı sonucunun tüm boyutları ortaya çıktı. Düzce Afet ve Acil Durum İl Müdürlüğü verilerine göre, 1999 depreminde Düzce genelinde 16.666 konut, 3.837 iş yeri ağır hasar gördü. Bugüne kadar bolluğun, bereketin sembolü olan şehrimiz, yıkım ve kayıplarıyla uzunca bir süre âdeta derin bir sessizliğe gömüldü.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; binlerce binanın yıkımına neden olan 12 Kasım depreminin ardından il olan Düzce, güzel ülkemin en genç şehri. Şehir kimliğine kavuşmak için büyük mücadele veren Düzce, 2004 yılında 5084 sayılı teşvik yasası kapsamına alındı ve hızla büyümeye başladı.

Düzce, İstanbul ve Ankara'nın tam ortasında, organize sanayi bölgeleri, modern konut alanları, üniversitesi, tarım ve turizm yatırımları, ovası, denizi, yaylaları, şelaleleri, mağaraları, ekstrem spor alanları, tarihî kimliğiyle bereketin sembolü olan ekolojik bir kenttir. Henüz çok genç bir şehiriz ve şehircilik alanında alacağımız çok daha fazla mesafenin olduğunun farkındayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; afet zararlarının azaltılması, yapıların teknik olarak afetlere dayanıklı hâle getirilmesi ve zemine, tabiata uygun yapıların yapılmasıyla mümkündür. Pek çok alanda olduğu gibi doğal afetlerde de koruyucu, önleyici tedbirlerin maliyeti, afetlerin sonucunun maliyetinden çok daha düşüktür. Afet, olayın kedisinden çok doğurduğu sonuçlar olarak görülmektedir. Afetler can kaybı kadar bölgede meydana getirdikleri ekonomik kayıplarla da gelecek neslin yarınlarına bloke koymaktadır.

Değerli milletvekilleri, tabiatla savaşan değil, iş birliği yapan bir toplum müreffeh yarınlardan da hissesini alacaktır. Bir afetle başa çıkma ve bozulan dengenin yerine konulmasında vazgeçilmez ön koşul önceden hazırlıklı olmaktır, bu tür bir birikim de ancak bir bütünlük ve iş birliği içinde yürütülebilir. Bu bağlamda, 1999 tarihi hem 17 Ağustos hem de 12 Kasım depremleriyle ülkemizin afet yönetimi stratejisi açısından bir milat olmuştur. AFAD, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında başlatılan Ulusal Deprem Araştırmaları Programı'yla üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve kamu kurumlarının depremle mücadele konusundaki projelerine destek vermeye başlamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Düzce depremi ve diğer doğal yıkımlar sonrasında yaşadığımız birliktelik duygusu, acılara ortak olma, zorluklar karşısında tek vücut olma bilincini 15 Temmuz gecesi de bu aziz millet tekrar göstermiştir.

Depremler ve tüm doğal afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Keşir.