GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 674 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/760) ve İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:10.11.2016

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir hakkı teslim etmek, bir yanlışlığı düzeltmek için söz aldım.

Değerli arkadaşlar, 15 Temmuz tarihinde -Türkiye darbeler geçmişiyle olan konudan- gerçekten bütün siyasi parti genel başkanları o gün birlik ve beraberlik içerisinde dik bir duruş sergilemişlerdir. 15 Temmuzun olduğu gün hem Milliyetçi Hareket Partisi grup başkan vekilleriyle hem Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan vekili arkadaşlarımızla belki 10'dan fazla görüşmeler gerçekleştirdik. Bir ve beraber hareket etmemiz gerektiğini, bu darbeye karşı hep birlikte durmamız gerektiğini ifade ettik. Sayın Başbakanın hem Sayın Devlet Bahçeli'yle yaptığı telefon görüşmesi hem Sayın Kılıçdaroğlu'yla yaptığı telefon görüşmesi sonucunda, Türkiye'deki siyasetin, milletin temsilcilerinin birlik içerisinde, beraberlik içerisinde bu darbeye karşı duruşlarıyla birlikte olağanüstü derecede bir güven hasıl oldu ve o gün sabahlara kadar Türkiye'deki 81 vilayetin meydanlarında, hangi partiden olursa olsun, hangi siyasi görüşten olursa olsun, bütün millet, 79 milyon Türk halkı darbeye karşı direnç kahramanlığını hep birlikte gösterdiler. O anlamda, biraz önceki yaptığım konuşmada, hem Sayın Devlet Bahçeli'nin hem Sayın Kılıçdaroğlu'nun darbe günü darbeye karşı siyasi birlik ve beraberlik içerisindeki yaptığı dik duruşu buradan ifade etmedim, haksızlık ettiğimi düşündüğümden dolayı bu açıklamayı yapma ihtiyacını hissettim. Ki o zaman Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Erkan Akçay'dı, "Bir açıklama yaptınız mı, yapıyor musunuz?", gece on bir civarındaydı veya on biri on geçe, "Bizim Sayın Genel Başkanımız açıklama yaptı." dedi. Levent Bey'le yaptığımız görüşmede, Sayın Genel Başkanın uçakta olduğunu söyledi ve "İner inmez bu konuyla ilgili derhâl değerlendirmemizi yapacağız." dedi ve aynı şekilde devam etti. O gün şu gerçek: Bizim bundan önceki geçmişlerimizde darbe ve darbe girişimciliğiyle ilgili konuda birlik ve beraberlik içerisinde gösteremediğimiz dik duruşumuzu 15 Temmuz günü siyasi parti liderleri başta olmak üzere hep beraber gösterdik.

27 Nisan konusunu Sayın Altay hatırlattı. 27 Nisan 2007 Cuma saat beş buçuk, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunu yapıyoruz. Saat altıya on kala Anayasa Mahkemesine gidildi ve Anayasa Mahkemesi 367'yle ilgili karar verdi.

27 Nisan, saat 23.13; bir haber, bir anda teyakkuz hâlinde, Genelkurmay Başkanlığının İnternet sitesinde bir bildiri yayınlandı, televizyonlarda alt yazı olarak geçiyor, mahiyetinin ne olduğu belirsiz. Ama, ertesi gün, cumhuriyet tarihinde yine ilk defa bir Hükûmet kendi memurları tarafından kaleme alınmış, İnternet sitesinde yayınlanmış "postmodern muhtıra" diye ifade edeceğimiz bir konuya 28 Nisan günü saat 14.00'te -İnternet'e bakarsanız- o zamanki Hükûmet Sözcüsü Sayın Cemil Çiçek -biraz önce burada oturuyordu- Hükûmet adına açıklama yaptı: "Herkes haddini bilecek. Hükûmet görevinin başında." dedi ve ilk defa o gün muhtıralara karşı dik durulmasının sergilendiğini gördük.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - "Herkes haddini bilecek." sizin eklemeniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bazıları o zaman milletvekili olmayabilir, itiraz edebilir, niye böyle yaptı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yazdığı bildirinin altına imza atmış olabilirim diyebilir. Hatta, Cumhuriyet Halk Partisinin bir genel başkan yardımcısı ve bir grup başkan vekili "Ben bunun altına imza atıyorum." ifadesini kullandı.

Bakın, değerli milletvekilleri, 15 Temmuz topyekûn darbeye karşı duruşumuzun bir tarihî işaretiydi. Bu anlamda, gerçekten bütün siyasi partilere, milletvekillerine teşekkürlerimi sunuyorum. Öte yandan, 27 Nisan konusunda, 23.13 saatlerinde yayınlanan e-bildirgede de Hükûmet şapkasını alıp gitmedi, gerekli dersi, gerekli cevabı verdi.

Bu konuyu aydınlatmak için söz aldım. Yüce heyetinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.