GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 674 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/760) ve İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:10.11.2016

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Elitaş biraz önce on dakikalık bir öz eleştiri konuşması yaptı. Söylediklerinin bazıları doğru.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - İkisi hariç hepsi doğru.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 1960 doğru.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, sayın milletvekilleri, darbelerin meşruiyeti olmaz. Sadece darbeleri meşru göstermeye matuf, makul görülmesine zemin hazırlayıcı kimi iş ve işlemler yapılır ve bu hep böyle olmuştur.

Bu iş ve işlemler de genellikle şöyle bir yolla yapılır: Yaşam tarzı üzerinden siyaset, inanç aidiyeti üzerinden siyaset, etnik aidiyet üzerinden siyaset yapmak yoluyla toplum önce bir ayrıştırılır, kutuplaştırılır, kamplaştırılır, ülkede gerilim, kaos ortamı yaratılır, insanlar birbirine düşürülür, kardeş kardeşe kırdırılır, sonra duruma el koyma bahanesiyle, kardeş kanını akıtmayacağız bahanesiyle Türkiye'de birileri yönetime el koyar. 15 Temmuzu bundan önceki müdahalelerden farklı kılan hususlar var. Ama 15 Temmuzun özünde de geriye dönük bu yaşam tarzı üzerinden yapılan siyaset, inanç aidiyeti üzerinden yapılan siyasetin izlerini görmek mümkün.

Şimdi, ben öteden beri şunu söylüyorum ve partimizin düşüncesi de budur: 27 Mayısın 12 Eylülle bir farkı yoktur. 28 Şubatın 12 Marttan bir farkı yoktur. Bunu ben ilk defa söylemiyorum, söylediğimiz bir şeydir.

Şunu size yakıştıramadım: 2'nci Genel Başkanımızın 27 Mayısla ilgili, 27 Mayısa müdahalesi ya da idamların engellenmesi noktasında yaptıklarından bihaber olabilirsiniz yani bilmeyebilirsiniz. Size bir tane tavsiyem var: Merhum Menderes ailesinin yaşayan çocukları var, torunları var. Onlardan biriyle bir temas ediniz, merhum Menderes'in eşinin İsmet Paşa'yla yaptığı görüşmeleri, orada konuşulanları, İsmet Paşa'nın bu konudaki girişimlerini lütfen öğreniniz. Geçmişi karalamak en kolay şeydir. İsmet Paşa'yı sevmeyebilirsiniz, saygıyla da karşılarım. Yani ben saygı duymam ama bu düşüncenizi söyleminize saygı duyarım en azından. Merak ederim İsmet Paşa size ne yaptı? Merak ederim size İsmet Paşa ne yaptı?

Bakın, şunu da doğru bulmadım: Ben, "Yaşam tarzı üzerinden, insanların kılığı kıyafeti üzerinden siyaset yanlış." diye bağırıp duruyorum. Siz biraz önce dediniz ki: "Tankın üstüne başörtülü de çıktı, başörtüsüz de çıktı." Olmadı, olmadı; yine ayrıştırdınız. Buna gerek yok. Baş kapatmakla laiklik elden gitmez ama baş açmakla da din elden gitmez. Bu ayrışmadan bir vazgeçin. (CHP sıralarından alkışlar) Buradan siz kurtulacaksınız ki millet kurtulsun. Yani insanların inançlarını, Hükûmetiniz, sömürmekten vazgeçsin. Yapmayın, buna gerek yok. Bunu yaparak toplumu ayrıştırmaktan başka bir şey yapmayız.

Ayrıca, 12 Mart 1971'de -hani hep birilerini suçluyorsunuz ya- 12 Eylül 1980'de, hatta 28 Şubatta ve sizin pek darbe saymadığınız, altına kurşungeçirmez araç aldığınız 27 Nisan elektronik muhtırası noktasında...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Darbe, darbe o. Onu unuttum bak, o doğru.

ENGİN ALTAY (Devamla) - ...şimdi "Türkiye'nin lideri." dediğiniz, neredeydi?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Haddini bil." dedi o zaman.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Hayır, hayır, onun bir sesi çıktı mı?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 27 Nisanda "Haddini bil." dedi.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Dört gün sonra söyledi, konuşma. Dört gün bekledi, ondan sonra söyledi. Dört gün 27 Nisana bile sustu sizin lideriniz.

Buradan şunu çıkarmak istemiyorum: Bu darbe ordu içinde bir kalkışmaydı. TSK'nın komuta kademesi içerisinde bir hiyerarşik darbe değildi, rahattınız yani herkes bir parça rahattı. Merak ediyorum, komuta kademesi içinde olsaydı acaba ne olacaktı?

Bir şeyi daha merak ediyorum, madem açtınız: Özel hukuk olarak ben Binali Bey'i çok severim ama 15 Temmuz gecesi Sayın Bahçeli'den ve Sayın Kılıçdaroğlu'ndan sonra Binali Bey'den millet bir ses duydu. Neredeydi?

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Yapmayın ya!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bak, bu "Neredeydi?"lere girmeyelim ama, girersek bir yere varamayız. Bunlar yanlış işler. "O oradaydı, bu buradaydı, şu şuradaydı..." Gergin, soğuk, katı, ağır bir geceydi hepimiz için. Lider tek başına şu zannediliyorsa, gene yanılgı içindesiniz: Lider WhatsApp'tan mı, FaceTime'dan mı, bir yerden konuşuyor ve millet sokağa çıkıyor. Yani "Lider konuşmasa bu millet sokağa çıkmayacaktı." gibi bir algıysa, o da yanlış. Elbette etkisi olmuştur, hiçbir itirazım yok ama 15 Temmuzun püskürtülmesinde... Bu darbe Parlamentoya, demokrasiye, siyaset müessesesine, hepimize yapılmıştır ama öncelikle, siz iktidarda olduğunuz için öldürmeye sizden başlayacaklardı, sonra bize geleceklerdi.

Ama, burada, öncelikle Sayın Bahçeli'nin de, Sayın Kılıçdaroğlu'nun da hakkını teslim etmeniz lazım. Bunu tek başına Tayyip Erdoğan engellemiş değildir. Öyle olması için...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onun için "Yenikapı" diyoruz zaten.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Şunu yapsaydı kabul ederdim: Çıksaydı, bulunduğu yerde bir tankın üstüne çıksaydı... Diyecek ki: "Tank vardı da ben mi çıkmadım?" E, hani, neredeydin sen? Etrafında tank yok senin. Böyle şey olur mu?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (Devamla) - Samimi olalım, yapıcı olalım, sahici olalım. Bu darbe milletin direnişiyle engellenmiştir. (CHP sıralarından alkışlar)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Katılıyorum.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bunun altını çiziyorum ve 27 Mayıs bütün darbelerin anasıdır. 27 Mayıs olmasaydı, 12 Mart da olmazdı, 12 Eylül de olmazdı, 28 Şubat da olmazdı, 27 Nisan da olmazdı, 15 Temmuz da olmazdı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak düşüncemiz de budur.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - 27 Mayıs engellenebilir miydi Başkan?

ENGİN ALTAY (Devamla) - Sen o zaman dünyada olsaydın kesinlikle engellenirdi! Bütün kusur senin dünyada olmaman!

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz, çok sağ olun Sayın Altay.