| Konu: | 671 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Kurum ve Kuruluşlara İlişkin Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/756) ve İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 09.11.2016 |
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Temmuz sonrası olağanüstü hâl ilanı sayesinde âdeta darbe fırsatçılığı yapıp KHK'larla devleti yeniden şekillendirmeye çalışıyorsunuz. "FETÖ'cüleri temizliyoruz." diye suçlu, suçsuz bakmadan insanları işinden, aşından ve özgürlüğünden ettiniz. Bank Asya'dan kredi çeken memuru işten attınız ama bu FETÖ'cülerle Bank Asyanın açılışında kurdelesini birlikte kestiniz. FETÖ'yle bağlantısı olduğunu gördüğünüz okullara çocuklarını gönderen memurları açığa aldınız ama o okullara arsa tahsis eden belediye başkanlarınıza, o okullara giden öğrencilere devlet teşviki veren Millî Eğitim Bakanınıza dokunmadınız. Türk Silahlı Kuvvetlerinde ne kadar Atatürkçü, cumhuriyetçi asker varsa bunlara kumpas kurulup içeri atılırken sesinizi çıkarmayıp bir de üstüne "Ergenekon'un savcısıyız." deyip FETÖ'cüleri Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevlendirip bize 15 Temmuzu yaşattınız. Biz "Fetullah Gülen terör örgütüdür." dediğimizde, kürsülerden "Gel de bu hasret bitsin." diye seslendiniz. "Hoca Efendi" diye Türkçe Olimpiyatları'na katılıp methiyeler düzdünüz. Pensilvanya'ya gidip elini ölüp fotoğraflar çektirip icazet aldınız.
Bakın, biraz önce, AKP Grup Başkan Vekili Sayın Naci Bostancı söylemlerimizin altının boş olduğunu ifade etti. Ben size söylemlerimizin altının aslında ne kadar dolu olduğunu bizzat örnek vererek açıklayacağım.
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Sayın Burhanettin Çoban -ki AKP'nin kurucularındandır, yıllar boyunca da İl Başkanlığı yapmıştır- geçtiğimiz ay katıldığı bir televizyon programında, AKP'de insanların vekil, bakan veya belediye başkanı olmak için -birçok AKP'linin- Pensilvanya'ya gidip icazet aldığını, kendisinin belediyeye ait bilgi evlerini 1 Nisan 2014 tarihine kadar FETÖ'cülere kullandırdığını, ayrıca, FETÖ nedeniyle kapatılan Osmanbey Kolejine belediye arsasını Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine kendisinin tahsis ettiğini bizzat itiraf etti. İsterseniz, buna ilişkin kaseti de televizyon programının kasetini size ulaştırabiliriz Sayın Bostancı.
On dört yıllık iktidarınız döneminde FETÖ'yle et ile tırnak gibi oldunuz, sonra da çıkıp "kandırıldık" dediniz. "FETÖ'cüleri temizliyoruz." diye, hiçbir FETÖ bağlantısı olmayan yirmi dört yıllık Adli Tıp uzmanını ihraç edip tutukladınız. Gerekçe ne biliyor musunuz? Gizli tanık beyanı. Hoş, gerçi biz ülke olarak gizli tanıklara çok alıştık. PKK'nın 2 numaralı adamı kumpas davasında askerlere karşı gizli tanık olarak görüldü. Ondan sonra, bunu gördükten sonra, artık bunlar hafif kalıyor. Bakın, 29 Ekim töreninde Afyonkarahisar Sinanpaşa Kaymakamı cumhuriyetin önemini vurgulayıp "Padişahlık gelmeyecek, tek adamlık gelmeyecek." dedi, bununla ilgili bir konuşma yaptı, ondan sonra açığa alındı. Bu manidar değil mi? "FETÖ temizliğini muhalifleri cezalandırma avına dönüştürmeyin." dedik ama ne hikmetse muhalif olan insanlara karşı sopa olarak kullanmaya başladınız fakat iş siyasi kanada gelip dayanınca "kandırıldık" deyip sıyrılmaya çalışıyorsunuz. Kendi içinde bile FETÖ temizliği yapamayan AKP, ülkedeki FETÖ'cüleri nasıl temizleyecek Allah aşkına?
Ülkeyi iyi yönetemiyorsunuz, ülkeyi iyi yönetemediğiniz için de iç ve dış politikadaki başarısızlıklarınızı örtbas etmeye çalışıyorsunuz. Teröre, işsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, ekonomideki kötü gidişata dur diyemeyen, kendi seçim afişlerinizde bile doğu ve güneydoğuda "OHAL kalktı, özgürce yaşıyorum." diye övünüp, 15 Temmuz sonrası yaşananları fırsat bilip olağanüstü hâli tüm ülkede ilan ediyorsunuz ve KHK'larla, olağanüstü hâl döneminde çıkardığınız KHK'larla devleti yeniden dizayn etmeye çalışıyorsunuz. Hiç kusura bakmayın, şapka düştü kel göründü.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)