GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 669 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (1/751) ve İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:09.11.2016

ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; 2002 yılında AKP tek başına iktidar olduğunda toplumun bir kısmında yolsuzlukların biteceği, yasakların kalkacağı, yolsuzlukların olmayacağı bir Türkiye ümidi doğdu çünkü AKP, halkımıza iktidar olma sözüyle birlikte 3 Y'yle mücadele edeceği sözünü de verdi.

Gelelim 2016 yılına. On dört yıldan bu yana AKP Türkiye'de tek başına iktidar. İktidarda olan AKP, 3 Y'nin olmaması adına, bırakın mücadele etmeyi, doksan üç yılda olamayacağı kadar 3 Y'yle Türkiye'yi tanıştırdı. Kadınların yaşam hakkı, sokakta bulunma hakkı pamuk ipliğine bağlı. Kadın olmak tek başına tekme yemekle eş değer. Kadın olmak eski kocanın öldürme hakkına sahip olmasıyla eş değer. Çocuk tacizleri ve istismar arttıkça artıyor. AKP'li Türkiye bunları önlemenin gereğini yerine getirmiyor. Bu konuda yapılan haberlerin sitelerine erişim yasağı veriyor tıpkı Adıyaman Gerger'de olduğu gibi. Adıyaman Gerger'de imam-hatip lisesinde 30 çocuğa yapılan taciz ve istismarın sonucunda ne yazık ki bu konuda yapılan haberlere erişim yasağı getiriliyor.

Türkiye'de çocuklar taciz ve istismara uğruyor da gençlerin durumu daha mı iyi? Hayır. Üniversiteyi bitiren her 5 çocuktan 3'ü işsiz, üniversite bitirmeyenler zaten işsiz ve Türkiye'deki gençler ne yazık ki istatistiki olarak da geleceklerine karanlık bir biçimde bakıyorlar. Dolar her gün başını almış gidiyor. Esnaf siftahsız kapattığı tezgâhını, iş yerini artık kapatmak zorunda kalıyor. Çiftçi ise ürünü para etmediği için artık ürününü tarlada bırakmakta çareyi buluyor. "Ekonomi nereye gidiyor?" diye sorarsak buna verilecek tek cevap var: Ekonomi iyiye gitmiyor.

"FETÖ'yle mücadele" adı altında binlerce insanı aileleriyle birlikte mağdur ettiniz. FETÖ yurdunda kalanı işten attınız, bankasında hesap açtıranı işten attınız, sendikasına üye olanı işten attınız. Peki, soruyorum: Bu yurda, bu sendikaya yasal kurulma iznini siz vermediniz mi? Bir şey daha soruyorum: Bankanın kurdelesini siz birlikte kesmediniz mi? Yani FETÖ'nün yurdunda kalmak, FETÖ'cü olmak, terörist olmak işten atılmak gerektiriyor ama FETÖ'nün yurduna izin veren her nedense terörist olarak nitelendirilmiyor. Sendikaya üye olanlar için de aynı şeyleri söylemek mümkün, bankanın kurdelesinin kesenler için de aynı şeyleri söylemek mümkün.

Bugün sendikal yaşamı bitirmek adına EĞİTİM SEN'li öğretmenleri de işten atıyorsunuz, yetmedi görevden uzaklaştırıyorsunuz, yetmedi Muğla başta olmak üzere -ne yapıyorsunuz- öğretmenleri sürgüne gönderiyorsunuz.

Ordumuzun yetiştirdiği elemanların, askerlerimizin, subaylarımızın olduğu okulları kapattınız. Peki, sormak istiyorum: Millî eğitimde de binlerce FETÖ'cü var, Emniyet Müdürlüğünde de binlerce FETÖ'cü var. Polis yetiştiren, efendim, öğretmen yetiştiren ya da diğer alanlarda meslek mensuplarını yetiştiren okulları da kapatacak mısınız yoksa tek amacınızı mı var "Uluslararası güçlerin güçlü bir Türk ordusu istememesine hizmet etmek." gibi?

Bir şeyi daha söylemek istiyorum: 7 Haziran sonrası tek başına iktidar istediniz terörü bitirmek için. 1 Kasımdan bu yana bir yılı geçti. Türkiye, hâlen, kan gölü içerisinde, her gün şehitlerimiz geliyor. Peki, "Şehitlerimizin geldiği bir Türkiye'de terörü biz bitiririz." sözünüzü ne zaman tutacaksınız?

Sayın Cumhurbaşkanımız, "Türkiye'de hukuk var, guguk değil." dedi. Ayşegül Terzi'yi tutuklayan bir mahkeme, bir başkası serbest bıraktı, sonra bir başka mahkeme tuttu ve yine bir başka mahkeme serbest bıraktı.

Sayın milletvekilleri, sizin takdirinize bırakıyorum: Türkiye'de hukuk mu var yoksa guguk mu?

Bugünlerde birbirimize "Nasılsın?" diye sormaya utanıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Devamla) - Çünkü yeni bir cevap çıktı ortaya: "Türkiye gibiyiz." Evet, sayın milletvekilleri, artık, hepimiz Türkiye gibiyiz.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)