GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bilirkişilik Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:15
Tarih:02.11.2016

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; adalet ve hukuk ve mağduriyet. Mağduriyet nerede başlıyor, sanığın hakları nerede başlıyor, şikâyetçi nerede olunuyor ve sonuçta adalet nerede tesis ediliyor? Türkiye'de bir soruşturmalar yürütülüyor FETÖ'ye karşı. Gerçekten, bu darbenin tüm sorumluları yargılanmalı, hak ettiği cezayı almalıdır. Türkiye'de hiçbir terör örgütüne yer yoktur, FETÖ'sü, PKK'sı, DHKP-C'si, IŞİD'i, her kimse, elinde silah olan herkes Türkiye'de yargılanmalı ve hak ettiği cezayı almalıdır. Bu yapılırken adalet sistemi asla yanılgıya düşmeden, sapla samanı ayıran bir çizgi içerisinde götürmelidir bu işi ki adalet duygusu herkes için ikna edici bir unsur olabilsin.

Bize bugünlerde iktidar partisi sözcüleri "mağdur edebiyatı yapma." diye suçlamalar yöneltiyorlar. Değerli arkadaşlarım, öyle bize dilekçeler, öyle şikâyetler bizzat ağlayarak geliyor ki... Kişi diyor ki: "Ben falanca bir yerde ev kiraladım, ev sahibim kira parasını bana falanca bankadan gönder dedi, dediği için oradan gönderdim, ben şimdi meslekten ihraç edildim." Bu bir mağduriyettir, bunu gidermemiz gerekiyor. Bizim uğraştığımız mağduriyetler bunlar. Bomba atanlarla, tanklarla, silahlarla halkımızı öldürenlerle değil, millî iradeyi yok etmek isteyenlerle değil. Yüzlerce insan var...

Şimdi, Sayın Bakan az önce sorduğum soruya tam iki saat sonra Adalet Bakanlığı bürokratlarının bulabildiği cevabı verirken bir cümle kullandı: "Bu savcı falanca davada sanıktır, FETÖ'yle ilgisi olduğunu düşünmüyoruz." anlamına gelen bir söz söyledi. Sayın Bakan, bu sözcüğü nasıl kullanabildiniz, neyle bizi ikna etmeye çalışıyorsunuz, ne anlatmak istiyorsunuz? Yani ortada yürüyen bir FETÖ'den dolayı Selam Tevhid davası var, yargılananların tümü usulsüz iş yapmış, devleti çökertmeye çalışmış, FETÖ'cülükle suçlanıyor, Sayın Bakan, bir savcıyı ayırıyor. Sayın Bakan sizin bürokratlarınızın bulamadığı, tam 3 bakan değiştiği hâlde cevap veremediğiniz soruda ben iddianameyi buldum o savcı hakkındaki. Şunu da ifade ediyorum, bu savcının da adil yargılanma hakkı vardır ve hüküm kesinleşene kadar o da masumdur, bunun da altını çiziyorum, hiçbir tereddüt yok. Adalet terazisini her yerde aynen uygulamak durumundayız, bu sayın savcı yargılansa dahi. Ama bakın, değerli arkadaşlarım, bir bankadan kira parasını göndereni ihraç ettiğiniz tabloda, Sayın Bakanın da özenle savcı için "FETÖ'yle ilgisi yok." dediği davada iddianame nasıl başlıyor? O iddianamenin ilk giriş cümlesi aynen şöyle: "İddianamemizde şüpheli hâkim ve cumhuriyet savcılarının yaklaşık kırk yıldır ulusal ve uluslararası arenada yapılanmasını tamamlayan, dünyanın en gizli ve operasyonel manada legal yolları illegal bir şekilde kullanarak sonuç alan Fetullah terör örgütü kapsamında işlemiş oldukları suçlar anlatılacaktır." Sayın Bakan, sizin ayırdığınız savcının iddianamesi bunu söylüyor. Neymiş? "FETÖ kapsamında işlediği suçlar." Kimler hakkında? Cumhuriyet gazetesi soruşturmasını yürüten ve yazarları hakkında gözaltı veren savcı hakkında iddianameye bakın değerli arkadaşlar. "FETÖ kapsamında işlediği suçlar." Ne yapmış bu savcı? Kolluktan gelen yazılarda haklı ve ikna edici bilgi ve belgeler sunulmadığı hâlde, muhataplarının silahlı örgütle ilişkisi bulunmaksızın, başka surette delil elde imkânı bulup bulunmadığı araştırılmadan haklarında soruşturma yürütmekten dolayı dava açılıyor. Hangi konuda? FETÖ terör örgütünden dolayı. Tablo bu değerli arkadaşlarım.

Şimdi, böyle bir tabloda, o savcı yargılansın, beraat ederse eder, mahkûm olursa olur, o ayrı bir konu ama böyle bir tabloda, FETÖ'den dolayı yargılandığı iddianamede tespit edilmiş olan bir savcıya en önemli gazetenin soruşturmasını vereceksiniz, bir evin kirasını bankadan gönderen kişiyi içeri atacaksınız. Olmaz, olamaz, böyle bir şey olmaz. Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de adalete niçin güven az? İşte bunlardan dolayı az. FETÖ'cüler hâlâ iş başında, farkında değilsiniz AKP'li kardeşlerim, farkında değilsiniz, siz istediğiniz kadar uğraşın. Biz anlatmaya çalışıyoruz ama sizler de bu konularda mağdursunuz. Ben biliyorum, çoğunuzu tanıyorum; hiçbirinizin, çoğunuzun alakası yok ama tablo bu. Tablo ne?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Çoğunuzun alakası yok." derken ne demek istiyorsun, onu anlayamadım?

LEVENT GÖK (Devamla) - Sizinle de alakası yok diyoruz, çoğunuzun.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Neyle alakamız yok?

LEVENT GÖK (Devamla) - FETÖ'yle alakanız yok.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Çoğunuzun" derken "Bir kısmınızın var." mı demek istiyorsun?

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Gök.

LEVENT GÖK (Devamla) - Sayın Başkan, ne söylediğimi herkes biliyor. Ben ne söylediğimi gayet iyi biliyorum. Ben bu konuda kimseyi de suçlamıyorum. Söylediğim çok açık ve nettir, sizleri ilzam eden bir şey değil, söylediğim gayet net. (CHP sıralarından alkışlar)