| Konu: | Cumhuriyet Halk Partisi Aydın Milletvekili Bülent Tezcan'a yapılan saldırıyı kınadığına ve Yahya Kemal Beyatlı'nın ölümünün 58'inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 01.11.2016 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçtiğimiz cumartesi günü Aydın'da uğradığı silahlı saldırıyla yaralanan Cumhuriyet Halk Partisi Aydın Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Sayın Bülent Tezcan'a geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz ve bu menfur saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Toplumumuzda şiddeti bireysel, siyasi veya herhangi bir nedenle yöntem olarak görme anlayışının yaygınlaştığını kaygıyla takip ediyoruz. Saldırganların ve organizatörlerin bir an önce yargıya teslim edilmesini ve gereken cezaya çarptırılmasını bekliyoruz. Şiddetin vahim örneklerinden biri de siyasetçiye yönelmiş şiddettir. Hiçbir kişinin veya bir siyasetçinin düşünce ve görüşlerinden ötürü şiddete uğraması asla kabul edilemez.
Bu vesileyle Sayın Tezcan'a yönelen saldırıyı tekrar kınıyor, kendisine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve bir an evvel aramıza dönmesini, çalışmalarını yürütmesini diliyoruz.
Değerli milletvekilleri, Türk edebiyatının abide şairlerinden Yahya Kemal Beyatlı'yı bundan elli sekiz yıl önce bugün ebediyete uğurlamıştık, kendisini rahmetle anıyoruz.
Yahya Kemal, Türk medeniyetini, sanatı ve estetiği mısralarında ilmek ilmek işlemiş, Türk tarihinin şanlı sayfalarını ve millî kimliğimizi şiirlerinde çok güçlü bir şekilde dile getirmiştir. O "Ağzımda annemin sütüdür." dediği muhteşem Türkçesiyle bizleri coğrafyamızda koşturmuş, millî heyecanı yaşatmıştır.
Merhum Yahya Kemal'i doğduğu şehir olan Üsküp'e ilişkin yazdığı "Kaybolan Şehir" mısralarıyla anıyorum:
"Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han diyârıdır,
Evlad-ı Fatihân'a onun yâdigârıdır.
Firûze kubbelerle yalnız bizim şehrimizdi o;
Yalnız bizimdi, çehre ve rûhiyla biz'di o.
Üsküp ki Şar Dağ'ında devâmıydı Bursa'nın.
Bir lâle bahçesiydi dökülmüş temiz kanın.
Üç şanlı harbin arş'a asılmış silâhları
Parlardı yaşlı gözlere bayram sabahları.
Ben girmeden hayâtı şafaklandıran çağa,
Bir sonbaharda annemi gömdük o toprağa.
İs'a Bey'in fetihte açılmış mezarlığı
Hulyâma âhiret gibi nakşetti varlığı.
Vaktiyle öz vatanda bizimken, bugün niçin
Üsküp bizim değil? Bunu duydum, için için.
Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir!
Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene." (MHP sıralarından alkışlar)