GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:10
Tarih:20.10.2016

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı'nın 15'inci maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge üzerinde Halkların Demokratik Partisi adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, şimdi KOBİ'lerin finans sorunlarına çözüm üreteceği öne sürülen bir tasarı üzerinde görüşüyoruz. Ancak KOBİ'lerin yapısal finans sorunlarını çözecek kapsamlı uygulamaları hayata geçirmek yerine ekonomik kriz dönemlerinde sıkıştırılan ve işletmeciyi daha fazla borçlandırmak yoluyla sorunu geçiştiren düzenlemelere gitmek, aslında var olan krizi derinleştirmekten öteye sonuçlar doğurmayacaktır.

Değerli milletvekilleri, örneğin Türkiye'deki vergi sistemini ele alalım. Bir vergi sisteminde neredeyse iki yılda bir af çıkarılıyorsa rahatlıkla söylenebilir ki aslında bir vergi sistemi yoktur.

Elbette KOBİ'lerin sorunları finans meselesiyle sınırlı değildir. KOBİ'lerin pek çoğu vergilerini, işçilerin SGK primlerini ödeyemez durumdadır. Kaldı ki böyle olmasaydı Hükûmet ortalama iki yılda bir vergi affı, SGK, BAĞ-KUR prim affı çıkarmak durumunda kalmazdı.

Hükûmetin sadece vergi affı çıkarma sıklığına bakılarak bir değerlendirmeye gidildiğinde bile KOBİ'lerin içerisinde bulundukları vahim tablo daha açıkça görülebilir. Bakınız, 2014'te çıkarılan vergi affı öncesi kamu alacağı Bakanlık verilerine göre 67 milyar TL iken 2016 yılı ortasında kamu alacakları 90 milyar TL'yi aşmıştır. Yani borçlular borçlarını ödeyememişlerdir, dolayısıyla vergi affı temel vergi problemini çözememiştir.

Değerli milletvekilleri, elbette vergi affı çıkartılırken ya da kamu alacakları yapılandırılırken veya KOBİ'lerin finans sorunlarını çözmeye yönelik düzenlemelere gidilirken dikkat edilmesi gereken bir husus da merkezî ve genel düzenlemelerin yanında, özellikle bölgesel kriterlerin de göz önünde bulundurulmasıdır. Şöyle ki: Bölgeler arasındaki farklılıklara göre, örneğin şu anda Diyarbakır'da durum farklı, İstanbul'da farklı, Ankara'da farklı, diğer bölgelerimizde de farklıdır. Özellikle hangi illerde borçlular yığılmış, hangi illerdeki iş yerlerinin borcu daha fazla veyahut o bölgelerde küçük işletmeler mi yoksa büyük işletmeler mi borçlu, sektörler itibarıyla bu borçların dağılımı nasıldır? Bu sorular tabii ki genişletilebilir ancak bu sorulara sağlıklı cevaplar verilmeden yapılacak her türlü düzenleme nafiledir. Örneğin neredeyse bir yıldır sokağa çıkma yasağı uygulanan, yerle yeksan edilmiş ve insanları göç etmek zorunda bırakılmış il ve ilçelere dönük makul düzenlemeler gerçekleştirilmemiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yurttaşlar, sadece devlete olan borçlarını ödeme güçlüğü çekmenin yanında, bankalara, özel kişilere olan borçlarını ödeme konusunda da ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Bakınız, resmî verilere göre 2016 Mayıs ayı itibarıyla Türkiye'de bankalardan çektiği bireysel kredi borcunu ödeyemediği için yasal takibe alınmış ve hâlen yasal takibi devam eden gerçek kişi sayısı 1 milyon 800 bini geçmektedir. Kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takibe alınmış gerçek kişi sayısı ise 2,5 milyona yaklaşmaktadır.

Değerli milletvekilleri, diğer taraftan Türkiye'de adalet sistemi hızla çökerken silah harcamalarına ayrılan bütçenin giderek artması rastlantısal değildir. 2010-2015 döneminde Türkiye'nin dışarıdan silah alan ülkeler arasında 7'nci sırada yer aldığını görüyoruz. Bu dönemde Türkiye'nin toplam silah ithalatı harcamaları 5,5 milyar doları bulmaktadır.

Adalet sistemi hızla çöküyor dedik, isterseniz bunu örneklendirelim. Dünya Adalet Dünya Adalet Projesi Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne göre, 2014 yılında Türkiye 99 ülke arasında 59'uncu sıradayken 2015 yılında Türkiye 80'inci sıraya gerilemiş bulunmaktadır. Bakınız, 2016 yılı verileri daha da vahim: 113 ülke arasında 99'uncu sıraya gerilemişiz.

Değerli milletvekilleri, hukukun üstünlüğü ve eşit yurttaşlık temelinde toplumsal barışımızı sağladığımız oranda ekonomik istikrar da büyük oranda sağlanabilecektir çünkü ekonominin en önce gelen can düşmanı savaşlardır.

Birikimimize, ekmeğimize ve geleceğimize sahip çıkalım diyor, bu duygularla tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)