| Konu: | 21 Ekim 1999 tarihinde katledilen Profesör Doktor Ahmet Taner Kışlalı'nın ölümünün 17'nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 20.10.2016 |
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, yüce Meclisin sayın üyeleri; 21 Ekim 1999'da alçakça katledilen Profesör Doktor Ahmet Taner Kışlalı'nın 17'nci ölüm yıl dönümüyle ilgili söz almış bulunuyorum.
Sayın milletvekilleri, 16'ncı Dönem İzmir Milletvekilliği yapmış olan...
BAŞKAN - Sayın Balbay, bir saniye efendim, sürenizi yeniden başlatacağım.
Sayın milletvekilleri, görüşmelere başlamış bulunuyoruz, şu anda da İzmir Milletvekili Sayın Mustafa Ali Balbay, Ahmet Taner Kışlalı'nın ölüm yıl dönümü nedeniyle bir konuşma yapmaktadır. Ancak, Genel Kurul salonunda bir uğultu vardır; ben, milletvekili arkadaşlarımdan uğultuyu sonlandırmalarını rica ediyorum.
Buyurunuz Sayın Balbay.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Sayın milletvekilleri, Ahmet Taner Kışlalı, bu Meclis çatısı altında da görev yapmış ve alçakça katledilmiş bir milletvekilidir, aydındır. Hepinizi Ahmet Taner Kışlalı önünde en azından saygı duymaya, beş dakika onun Türkiye'ye hizmetlerini ve katledilişinin sonrasında yaşananları dinlemeye davet ediyorum.
Sayın milletvekilleri, sevgili arkadaşlar; Ahmet Taner Kışlalı, 16'ncı Dönem İzmir Milletvekili olarak bu çatı altında görev yaptı, Kültür Bakanlığı yaptı ve Türkiye'nin kültür hazinesinin gelişmesine çok büyük katkılar sağladı. İlk aklıma gelenlerden biri, halk öykülerini ve halk kültürünü bugüne taşımak ve Safranbolu evlerinin -hâlâ "Ahmet Taner Kışlalı" adı yazılıdır o evlerde- ayakta kalmasını sağlamak olmuştur. (CHP sıralarından alkışlar)
12 Eylülden sonra da üniversitedeki görevine dönen Kışlalı, Cumhuriyet gazetesinde yazarlığını sürdürmüş ve Türkiye'ye çok büyük hizmetler yapmıştır.
Kışlalı'nın köşesinde en çok kullandığı değerlendirmelerden birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum: Kışlalı diyordu ki: "Doğru, ona saldırıldıkça güçlenir; Atatürk, o yüzden 21'inci yüzyılda da güçlüdür." (CHP sıralarından alkışlar) Ahmet Taner Kışlalı: "Atatürkçülük, sadece geçmişin bekçiliği değil, aynı zamanda geleceğin de kuruculuğudur." diyordu. (CHP sıralarından alkışlar)
Ahmet Taner Kışlalı'nın bu özellikleri, üyesi olduğu, Genel Başkan Yardımcılığını yaptığı Atatürkçü Düşünce Derneğinin güçlenmesini sağlamış, Anadolu'nun dört bir yanında Atatürkçü düşünceyi şahlandırmış ve 21'inci yüzyıla taşımıştır. Onun bu düşüncelerini hazmedemeyenler, onun hoşgörüsünü, onun gerçekten Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bağımsızlığını savunma duygusunu kabul edemeyenler, onu 21 Ekim 1999'da katlettiler.
Sayın milletvekilleri, Ankara'da Sıhhiye'den yol çıktığınızı bir düşünün; solunuzda 1 Şubat 1979'da katledilen Abdi İpekçi Parkı vardır, yola devam edin Necatibey Bulvarı'ndan yukarı çıktığınızda Türkocağı Caddesi'nin sağında 21 Ekim 1999'da katledilen Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu vardır, devam edin, sola çıktığınızda 7 Mart 1990'da katledilen Çetin Emeç Bulvarı vardır, devam ettiğinizde yola 24 Ocak 1993'te katledilen Uğur Mumcu Bulvarı'yla karşılaşırsınız. Bu tablo, ne çok aydınımızın öldürüldüğünü, ne çok aydınımızın katledildiğini ortaya koymaktadır.
Sayın milletvekilleri, işte Türkiye, bugünkü karanlığı, Fetullah belasını, o günlerindeki aydınlarımızın katledilmesi, Atatürkçülüğün toplumda yerleşmesinin büyük ölçüde engellenmesi nedeniyle yaşamaktadır. (CHP sıralarından alkışlar) Kışlalı'nın ölümünden sonraki on yedi yılın on dört yılı AKP iktidarı döneminde geçmiştir. Ne yazık ki Kışlalı'nın katilleri bulunamamış, onların katilleri bulunamadığı için de bugün Türkiye'm gerçekten bir başka karanlığa sürüklenmiştir.
Sayın milletvekilleri, bugün yüce Meclisin çatısı altındaki bir komisyonda içinden geçtiğimiz döneme ilişkin değerlendirmeler yapıldı ve pek çok ifade alındı. Hâlbuki, orada o ifadeyi verenler ne yazık ki geçmişte Türkiye'nin bu karanlık döneme sürüklenmesinde en önemli rolü oynayanlardı, bir başka şekilde ifade verdiler.
Sayın milletvekilleri, Kışlalı'nın pek çok kitabından sadece birinden birkaç örnek vereceğim size. Kışlalı'nın 1998'de yazdığı bir köşe yazısının başlığını sizlerle paylaşmak istiyorum: "Fetullah Dosyası." Kışlalı, 1998'de "Fetullah Dosyası"nı yazısına başlık yaptığında "Bank Asyayı açanlar, Fetullah'ın önünü açanlar ileride ne diyecekler?" deyip soruyordu: "Acaba kandırıldılar mı, yanıltıldılar mı ya da bu hareketle birlikte onların bir parçası mı oldular?" diyordu. (CHP sıralarından alkışlar)
Ben, Kışlalı'nın, gerçekten, Türkiye'nin hem siyasi yaşamına hem toplumsal yaşamına büyük bir katkı yaptığını bir kez daha vurguluyorum ve Kışlalı'nın yaktığı ateş sönmeyecek diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)