| Konu: | 18 Ekim Azerbaycan Cumhuriyeti'nin 25'inci Bağımsızlık Günü'ne, Musul'da yaşanan gelişmelere ve bu konuda Hükûmetin Türkiye Büyük Millet Meclisine derhâl bilgi vermesini talep ettiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 18.10.2016 |
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün Azerbaycan'ın bağımsızlık günü, 18 Ekim. "Bir millet iki devlet" şiarıyla dostluk ve kardeşlik ilişkilerimizi sürdürdüğümüz Azerbaycan halkına, Cumhuriyet Halk Partisi adına selam ve sevgilerimizi iletiyoruz, bu kutlu günlerini tebrik ediyoruz. Bu vesileyle ilk Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey ve merhum Haydar Aliyev'i saygı ve rahmetle anıyoruz.
Sayın Başkan, bu vesileyle Musul'da yaşanan gelişmelere de bu kısa sürede bir parça dikkat çekmek istiyorum. Musul'da yaşanan gelişmelerin üç önemli sonucunu öngörmemek için kör olmak lazım. Birleşmiş Milletler verilerine göre 1 milyon 200 bin civarına kadar ulaşabilecek ve büyük yoğunlukla Türkiye'ye yönelecek bir göç dalgası riski vardır. Gene bu bölgede, özellikle Türkiye'nin başından beri -tüm uyarılarımıza rağmen- yürüttüğü etnikçi politikaların sonucu olarak bütün bölgeye yayılabilecek bir etnik çatışma riski vardır. Bununla beraber, uzun sürecek ve çok sivil kayıplı bir çatışma ortamının bizi beklediğini öngörüyoruz.
Böyle bir tabloda, gerek Sayın Cumhurbaşkanının gerek Sayın Başbakanın gerek Sayın Dışişleri Bakanının zaman zaman kendileriyle de çelişen beyanatlarıyla Türkiye'nin Musul politikasında ne biz ne dünya kamuoyu bir net algıya sahip olamadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hükûmetin, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Anayasa'nın da gereği olarak derhâl ve derhâl bilgi vermesini talep ediyoruz. Bu talebin çok meşru bir talep, doğal bir talep olduğunu düşünüyoruz. Ancak, üzülerek görüyoruz -ki siyaset, hep söylerim, bir nezaket ve vicdan işidir diye- Hükûmetin, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı dolayısıyla millî iradeye karşı bu nezaketsiz tutumunu da kamuoyu vicdanının takdirine bırakıyorum.
Teşekkür ederim.