| Konu: | Adana ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 3 |
| Tarih: | 05.10.2016 |
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP 2002'de 3Y; yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele etmek üzere iktidara geldi. Ben bugün yoksulluğu konuşacağım ve yoksulluğa da Adana'dan örnekler vereceğim.
Değerli milletvekilleri, yoksulluğu çözecek olan tek argüman, çocuklarımızın eğitimidir. Başbakan Yıldırım grup toplantısında, 2019 yılına kadar Türkiye'de eğitimin tam gün olacağını ve eksiksiz uygulanacağını söyledi. Sayın Başbakanın bu dileğine biz de canıgönülden katılıyoruz ama Adana'da bugün eğitim ne durumda, onu sormak istiyorum.
Şu anda Kozan'da, Ceyhan'da ve Adana'nın bazı merkez köylerinde, ne yazık ki çocuklar taşımalı eğitimden yararlanmadıkları için okula gidemiyorlar. Maliye Bakanlığı bütçe kısıtladığı için taşımalı eğitim birçok köyümüzde sonlandırılmış durumda. Aynı okula giden çocukların bir kısmı taşımalı eğitimden yararlanıp bir kısmı yararlanamıyorken aynı zamanda, aynı sırada okuyan 2 çocuktan 1'i taşımalı eğitimden yararlandığı için okulda yemek yiyor, diğer arkadaşı taşımalı eğitimden yararlanmadığı için yemek yiyen arkadaşını seyrediyor.
Ceyhan'ın köylerinde 3 çocuğu olan bir aileden bahsedeceğim. Baba 2 çocuğunu okula gönderiyor, diğerini göndermiyor çünkü 2 çocuğun servis, yemek ve okul harçlığı 600 lira tutuyor. 900 lira verecek parası olmayan baba çocuğunun 1'ini eğitimden aldı. Bunu bürokratlarımıza sorduğumuzda cevapları şu: "Biz, çocuğunu okula göndermeyen babadan o çocuğu alır yurda yerleştiririz ve okumasını sağlarız." Peki, ben buradan sormak istiyorum: AKP Hükûmetinin bugünkü politikası çocuğunu okula gönderemeyen aileden çocuğunu koparmak mıdır yoksa o çocukların eğitimlerini sağlamak mıdır?
Taşımalı eğitimin diğer bir boyutu da dolmuşların sahipleri ve şoförler. Şu anda, Kozan ilçemizde dolmuş sahipleri ve şoförleri, ne yazık ki, başka bir iş yapamadıkları için aç durumdalar ve bu insanlar krediyle aldıkları dolmuşların bedelini ödeyemedikleri için de icraya düşmüş durumdalar.
Peki, ülkemizde eğitimin durumu bu, ilk, ortanın durumu bu da üniversite farklı mı? Üniversite sınavında kazanan çocuklarımız da, ne yazık ki, yurt bulamadıkları için sokaktalar.
Sivas'ta, yurt bulamayan bir kız çocuğunu Sayın Vali "Ben sorunu çözeceğim." dedi ve o aileye aylık 700 lira yatırmak üzere otelden bozma özel bir yurda yerleştirdi. İşte AKP iktidarının eğitimde getirdiği çözüm bu.
Bugün, yurt bulamayan çocuklarımıza biz "FETÖ yurdunda kaldınız." diye hesap soruyoruz, onları işinden atıyoruz; yetmiyor, cezaevine atıyoruz; yetmiyor, şayet eşi devlet memuruysa onu da görevden açığa alıyoruz yani biz bu ailelere yok etme hukuku uyguluyoruz.
Peki, AKP iktidarı FETÖ yurdunda kalan insanları işinden atarken niçin on dört yıldır üniversite öğrencilerinin yurt sorununu çözmüyor ve yeterince yurt yapmıyor acaba? Bu soruyu sormak, sanıyorum hakkımız.
Bunun dışında, yine, eğitimin öğretmen boyutu var. Şu anda binlerce öğretmen açığa alınmış durumda, bir kısmı ihraç edilmiş durumda. Bunun da tek gerekçesi muhalif olanı yok etmek. Yani, AKP bir taraftan çiftçiye zarar veriyor, mısır üretenin, patates üretenin, narenciye yetiştirenin ürettikleri elinde kalıyor, bir taraftan eğitimde yüzlerce sorun var.
Türkiye yoklukla ve yoksullukla savaşıyor ve AKP güya -kendine göre- 3Y ile yani yoklukla, yoksullukla, yasaklarla mücadele ediyor. Tabii, bunun takdirini ben hem Genel Kuruldaki sayın milletvekili arkadaşlarıma hem de bizleri izleyen 79 milyona bırakıyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türkmen.