| Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 128 |
| Tarih: | 19.08.2016 |
HDP GRUBU ADINA MİTHAT SANCAR (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yeni kurulan üniversitelerin hayırlı olmasını dileriz. Bir haksızlığı telafi etmek, düzeltmek için atılmış önemli ama küçük bir adım. Haksızlık şu: 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra hızla alınan tedbirler arasında 15 üniversitenin kapatılması da vardı. Bunun acele alınmış bir karar olduğunu o gün de söyledik, bugün de aynı şekilde düşünüyoruz. Çünkü, o üniversitelerde okuyan 65 bin civarında öğrenci, çalışan yüzlerce akademisyen ve görevli vardı. Bunların ne olacağına ilişkin düzenlemeleri düşünmeden üniversiteleri kapatmak hem o öğrencilerde hem çalışanlarda hem de öğrencilerin ailelerinde büyük kaygılar, büyük sıkıntılar yaratmıştı. Bizim teklifimiz, bu üniversitelerin kapatılması yerine devletleştirilmesiydi. Bunun için de uygun düzenlemeyi yapmak için Mecliste grubu bulunan 4 partinin temsilcileri bir araya gelip konuşabilirdi. Ama, kanun hükmünde kararnameyle alınan bu karar, dediğim gibi, aceleye getirildi. Şimdi kısmen bir düzeltme yapılıyor ek maddeyle. İzmir'de kapatılan 2 üniversitenin yerine bir tür 2 devlet üniversitesi kuruluyor ve öğrencilerin de oraya aktarılması imkânı yaratılıyor. Bu haksızlığı, bu adaletsizliği telafi edecek adımları keşke şimdi bu ek maddenin içine koyabilseydik, tatile girmeden önce bu konuda da bir düzenleme yapabilseydik. Ama, madem şimdi zamanımız bitti, madem Meclis tatile giriyor, açıldıktan sonra yeni yasama yılında öncelikle bu konunun da gündemimize alınmasını öneriyoruz.
Üniversite açmak evet, iyidir hele böyle bir adaletsizliği telafi etmek amacıyla yapılmışsa bu düzenleme daha da anlamlıdır ama unutmayın, burada en az bunlar kadar belki de uzun vadede bunlardan daha önemli bir mesele vardır, o da öğretim elemanlarının yetiştirilmesi ve buraya kaliteli öğretim elemanının aktarılması meselesidir. Maalesef, Türkiye öğretim üyesi kıyımı açısından hiç de iyi bir sınav vermiyor, özellikle son aylarda, son birkaç ayda üniversiteden uzaklaştırılan öğretim elemanı sayısının hayli yüksek olduğunu ve bir kısmının da yine üniversiteden uzaklaştırılma tehdidi altında bulunduğunu hatırlatalım. Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi mensubu akademisyenlerden, öğretim elemanlarından bugüne kadar kaçının açığa alındığını, kaçı hakkında soruşturma açıldığını geçen gün burada araştırma önergemiz vesilesiyle dikkatlerinize sunmuştuk. Bu, sadece Barış İçin Akademisyenler girişimiyle sınırlı bir mesele değildir, üniversitelerde özgürlük ortamını ve akademik özerkliği sağlayacak düzenlemeleri yapmadan darbe zihniyetlerinin kökünü kazımanın imkânı olmadığını düşünüyoruz. Bu sadece akademiyle sınırlı bir mesele de değil, genel olarak demokrasi ve özgürlük darbelere, darbecilere karşı alınabilecek en etkili tedbirdir. Buradan uzaklaştığınız anda bugün 2 üniversite kurarak belli bir telafi yapmış olabiliriz ama binlerce mağdur varlığını sürdürüyor, başka mağdurların ortaya çıkmasını önlememizin hiçbir garantisi yoktur, tek çaremiz daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlüktür.
Bu vesileyle, YÖK Başkanının bir hatası demeyeceğim ama ayıbını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Diğer 3 partinin -AKP, CHP ve MHP'nin- akademisyen milletvekillerini davet ettiler. Atanmış bir devlet memuru olduğunu tekrar hatırlatayım size. Burada seçilmiş bir partinin milletvekillerini davet etmeme yetkisini kendinde görüyor ama ben bunu yetki kullanımı olarak değil, bir tür cüret olarak görüyorum ve bunu da hem diğer 3 partinin grup başkan vekillerinin, yöneticilerinin dikkatine sunuyorum hem Sayın Başkanın da bu konuda dikkatini çekmek istiyorum.
Tekrar hayırlı olsun. Haksızlıkları gidereceğimiz daha fazla düzenleme yapmayı umut ederek hepinize iyi geceler diliyorum.
İyi tatiller. (HDP sıralarından alkışlar)