Konu: | Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 128 |
Tarih: | 19.08.2016 |
LEZGİN BOTAN (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Aslı Erdoğan'ın -Özgür Gündem gazetesi yayın yönetmeni- fikirlerinden ve düşüncelerinden dolayı tutuklanmış olması 21'inci yüzyılda, 2016'da Türkiye'nin ve hepimizin, bu Meclisin ortak ayıbıdır. İnsanların düşüncelerinden, fikirlerinden ve yazdıkları yazılardan dolayı tutuklanıyor olması büyük bir ayıptır, burada bir kez daha kınıyorum ve Aslı Erdoğan'ın derhâl serbest bırakılmasını burada salık veriyoruz.
Sayın Başkan, bu torba yasa anlayışıyla yasama organı kamuoyunda ciddi bir şekilde itibarsızlaştırılıyor. Yasa koyucu, konjonktüre göre yasa yapmaz. Yasama organı temel toplumsal ihtiyaçları gözeterek, kamu yararına, uzun erimli yasalar yapar ancak iktidar partisi günübirlik politikalara bağlı olarak, parmak demokrasisine dayalı torba yasalar ile kamu karşıtı yasaları Meclisten geçirmeye çalışıyor. Bunun en iyi örneği, AKP iktidarı döneminde yapılan kimi yasalardır, KİK Yasası onlarca defa değiştirilmiştir, Millî Eğitim Kanunu AKP iktidarı döneminde defalarca değiştirilmiştir. Benzeri, sağlık alanında keza, defalarca ama defalarca aynı partinin -on beş yıllık iktidarın- neredeyse on beş yıla yaklaşan iktidarı döneminde defalarca değiştirilmiştir. Allah aşkına, burada sormak lazım, bu nasıl bir zihniyet? Siz on beş yıllık kesintisiz bir iktidarsınız ve millî eğitimde, sağlık politikalarında, ekonomide ve KİK yasalarında onlarca defa, her gelen bakana, her gelen müsteşara, her gelen bürokrata göre yasalar çıkarıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, yasaları ortak akıl, ortak irade, genel, geniş bir toplumsal mutabakatla yapmadığınız sürece bu durum aynen devam edecek ve öyle ki bu yasalar eni sonu dönüp dolaşacak, yine, aynen iktidarın bizzat kendi eline, ayağına dolanacaktır. Düşünün, devletin iştirakçi olduğu bir fon kuruluyor, Varlık Fonu kuruluyor ve devletin iştirakçi olduğu bu fon aslında yasalara göre bizzat kendisinin denetleme mekanizmasının Mecliste olması gerekirken Meclis bu süreçten dışlanıyor. Kamu kaynaklarını satacaksınız, bir Varlık Fonu'nun içine koyacaksınız ama kamu adına denetleme yetkisine sahip olan Meclisi etkisizleştirecek, Meclisi baypas edeceksiniz, Meclisin bu konuda denetleme mekanizmalarını işletmede ve denetlemede söz hakkını elinden alacaksınız. Halk adına denetleme yetkisine sahip olan Meclisin kamu varlıklarının içine konulduğu -kamu yararı eğer gözetiliyorsa- bu kamu yararı gözetilen fonları mutlaka ciddi bir şekilde kamu adına, halk adına denetlemesi gerekiyor. Hem yasayı Meclisten geçireceksiniz hem de Meclise diyeceksiniz ki: "Siz denetleme yetkisinde de söz sahibi olmayacaksınız." Oysa ki mevcut olan yasalardan da, vicdani, ahlaki açıdan da Meclisin kamu adına kamu kaynaklarının içine konulduğu bir fonu mutlaka denetlemesi gerekiyor. En önemlisi, günümüz dünyasında şeffaflık, katılımcılık, çoğulculuk, adil paylaşım ve mutlaka demokratik denetim mekanizmasının bu nesnel evrensel ilkeler çerçevesinde devleti demokratik temelde yeniden inşa etmek ve bu anlayışla salt sermayenin çıkarlarını değil, aynı zamanda işçinin, yoksulun, gençlerin, kadınların da çıkarlarını, bilfiil tüm kamunun çıkarlarını gözeten bir yerde bu denetleme mekanizmalarının geliştirilmesi gerekiyor. Rahmetli Özal döneminde de benzer bir fon kurulmuştu "Konut Edindirme Fonu." adında. Biliyorsunuz, birçok fon kuruldu. İLKSAN, yine, ilkokul öğretmenlerinin güya konut sahibi olması için kurulmuştu. Bütün bu fonların nasıl fiyaskoyla sonuçlandığını biliyoruz. Özel iletişim vergisinin nasıl amacının dışında kullanıldığını biliyoruz. Dolayısıyla, bütün bu fonların kullanılması, dış sermayenin Türkiye'ye gelebilmesi için mutlaka barışın, demokrasinin tesis edilmesi lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Çünkü savaş ve çatışmanın olduğu bir yerde, insan ve ekonomik kaynakların heba olduğu bir yerde maalesef yatırımın gelmesi veya gerçekten kamunun çıkarına bir işin yapılacağını düşünmek akıl dışı.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)