GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:128
Tarih:19.08.2016

BESİME KONCA (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, yıllardır Türkiye'de hem yönetenlerin hem yönetilenlerin kabul ettiği -belki çok kaba bir tabir olacak ama- hani, "Devletin malı deniz, yemeyen keriz." diye bir cümle var; bu, Türkiye'de çok meşrulaştırıldı. Ancak "On dört yıldır iktidarım, bu ülkeyi iyi yerlere taşıyorum." diyen AKP Hükûmeti döneminde bu çalma çırpma, yolsuzluk, hırsızlık işi biraz da olsun toplumda sorgulanmaya başladı, biraz da olsun toplumda teşhir edilmeye başlandı. Şimdi, bu kanunlar, bunun hukuki yapısını oluşturmak ve bu sefer hukuk üzerinde meşrulaştırmaktır. Bu Varlık Fonu Tasarısı, yolsuzluk tasarısıdır, soygun fonudur ve buna altyapı oluşturmanın, hukuki yapı oluşturmanın fonlarıdır.

Şimdi, yine, tarihten bir örnek vereceğim yani bütün bu konular açısından, sadece Varlık Fonu için değil. Çıkarılacak olan bu yasalarda 50'nci madde içinde, 23'üncü madde içinde taşınmaz mal varlıklarına el koymak... Şimdi, tartışıyoruz işte, Şırnak, Hakkâri il olmaktan çıkarılmadı, kayyum atanmadı fakat mevcut diğer düzenlemeler, bunları zaten boşa çıkaran, bunları pratikleştirecek olan alt maddeler söz konusudur ve bunlar pratikleştirilecek. Öyle çok da demokratik bir düzenleme, toplumsal mutabakat, uluslararası evrensel hukuk esas alındı da bu yasalardan vazgeçildi gibi bir durumun söz konusu olmadığını düşünüyoruz.

Tarihte, milattan önce 1760'larda Hammurabi Kanunları söz konusuydu. Yani, bugün, AKP'nin çıkardığı kanunlar gerçekten Hammurabi Kanunlarını aratmayacak kanunlardır ve bunları bugün biraz güncelleştirerek, biraz modernize ederek uyguladıkları kanunlardır. Yani mini anayasa tartışmaları var, algı operasyonları oluşturuluyor, "Anayasa çalışmaları yapılacak." deniliyor, böyle bir şey söz konusu değil. Yani çıkarılan yasalar AKP kanunlarıdır ya da Cumhurbaşkanının önümüze koyduğu Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan kanunlarıdır. Bunlar toplumsal mutabakat, yaşanan kaos, kriz, darbe rejimi süreci ve bugün kürdistanda yaşanan duruma dair geliştirdikleri tedbirleri kapsamayan yasalardır. Bunların hepsini de bir bütün tartışıp muhalefeti güçlü geliştirmek gerektiğini söylesek de sonuç almamıştır.

Şimdi, başka bir konuya da değinmek istiyorum: Yani AKP yıllardır yani on dört yıldır bu ülkeyi yönettiğini söylüyor. Fakat dün Başbakanın bir açıklaması vardı -ne kadar zamanım kaldı bilmiyorum ama- yani 80 binin görevden alınması, 20 binin gözaltına alınması, 20 binin tutuklanması, binlerce kuruma el konulması... Hikâyeyi anlatıyor anlatıyor bu kadar kapsamlı bir operasyon söz konusudur ve hâlen deniliyor ki: "Bu yapı şeffaf değil, bu yapı gizli bir yapıdır. İtiraflar geldikçe de bunun kapsamı büyüyecek." Sayın Ala bugün açıklama yapıyor, diyor ki: "7 bin MİT elemanından 6.500'ü FETÖ'cüdür. 81 ilin emniyet müdürünün 74'ü FETÖ'cüdür. Daire başkanlarının hepsi FETÖ'cüdür." Orduda bu böyle, iş dünyasında böyle, farklı şeylerde durum bu. Peki, siz on dört yıldır kimi yönettiniz? Yüzde 90'ı bu güç on dört yıldır -hatta daha fazla diyelim, diğer hükûmetler dönemini de sayarsak- bu kadar yöneticilik yapmışsa siz neyi yönettiniz, siz nereye Türkiye'yi taşıdınız, neyin üzerine "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız." diye yıllardır halkı kandırdınız; "Tek devlet, tek millet, tek bayrak." diye toplumda algı yaratıp slogan oluşturmaya çalıştınız? Devletin devlet olmadığı -işte, bugün altını boşaltıyorsunuz kamulaştırma yöntemleriyle, özelleştirme yöntemleriyle- milletin ne hâle geldiği ortadadır ve bugün hâlen bu çıkardığınız kanunları kimin üzerinde uygulayacaksınız, kime güveneceksiniz bunu da bilmiyorsunuz. Hâlen diyorsunuz işte "CIA'in elinde bizde var olan bilgilerden daha çok bilgi var." Bunun daha da devam etmesi gerektiğini, bunun tartışmasını yapıyorsunuz. Bu toplum, bu halk -bu farklılıkları- hangi anlayışınıza, hangi zihniyetinize güvenerek bu yasaların demokratik olduğunu söyleyebilir; bu kanunların toplumu demokratikleştireceğini, ekonomisini, kültürünü, sanatını, coğrafyasını, yaşam biçimini güvenceye alacağını söyleyebilir? Bir bütün bunların hepsi, dediğimiz gibi, nasıl ki Hammurabi Kanunları köleliğin kanunları olarak tarihe geçmiş ve bugün hâlen güncelliğini koruyorsa, bugün çıkardığınız kanunlar AKP'nin kanunlarıdır ve Hammurabi'nin kanunlarını aratan kanunlardır.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)