GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:127
Tarih:18.08.2016

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 66'ncı maddede İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda değişiklik öngörülüyor. Madde şöyle: 38'inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan 1 Temmuz 2016 tarihi 1 Temmuz 2017 diye değiştirilmiştir deniyor. Aslında, çok basit bir değişiklik değil mi? Sadece bir yıl ertelenmiş, bir değişiklik yapılmış ama gerçek öyle değil. Bu yürürlük, tasarıdaki 6'ncı ve 7'nci maddelere ilişkin, bu maddeler ise iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için iş yerlerine iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve sağlık personelinin görevlendirilmesi yükümlülüğünü getiriyor ancak maddenin süre uzatma gerekçesinde, kamu kurumlarındaki uygulamalardaki sorunlar ve 50'den az işçi çalıştıran yaklaşık 1 milyon iş yerinin ekonomik olarak kendini ayarlayamaması gerekçe gösterilmekte ve iş yerlerine iş güvenliği uzmanlarını sağlamaları için tanınan süre de bir yıl uzatılmakta.

Evet, özellikle sonda söylenecek hususu başta söylemek gerekir, işverenlerin ekonomik olarak kendilerini ayarlayamaması yani esasında, kârını azalttığı için yapılan bu düzenlemenin sonucu daha fazla iş cinayetiyle sonuçlanacaktır. İşçilerin doğrudan yaşamlarını ilgilendiren iş güvenliğine dair düzenlemelere bir yıl daha uzatma süresi vermenin işçilerin yaşamlarına mal olacağı ortadadır. 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'yla "işçi" olarak tanımlananlar dışında, kamuda çalışan memur, sözleşmeli personel de İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına alınmıştı ancak kamu için uygulanma süresi ertelenmekteydi, en son 1 Temmuz 2016 tarihinde uygulamaya geçilecekti. Bu maddeyle kamu iş yerlerinde, 50'den az işçi çalıştıran "az tehlikeli" sınıftaki iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi çalıştırılması zorunluluğu uygulaması, yine önceki başka torba yasalarda olduğu gibi, işverenler lehine değiştiriliyor. "50'nin altında ve sanayiden sayılmayan işletmelerde iş sağlığı ve iş güvenliğine ihtiyaç yoktur." anlayışı bugüne kadarki iş cinayetlerinin temel sebebidir. Zaten Türkiye'nin en temel problemlerinden biri de "küçük ve orta ölçekli işletme" dediğimiz "1-49", "50-150", "150-200" diye sınıflandırdığımız şirketlerde ortaya çıkan kötü çalışma koşullarıdır. İş cinayetlerinin yüzde 82,7'sinin küçük ve orta ölçekli işletmelerde gerçekleştiği bilinmektedir. Bu nedenle, bu yasanın yürürlüğünün yeniden ertelenmesinin yeni iş cinayetlerine sebebiyet vereceği açıktır.

2016 yılının ilk altı ayında 912 işçi öldü arkadaşlar. 912 işçi. Her ay 100'den fazla işçi ölüyor. Haziran ayında 200 işçi öldü iş cinayetlerinde. Bir ayda 200 işçi öldü ve onların evlerinde ne hayatlar sönüyor, gerçekten hiçbirimiz bunu yeterince hissedemiyoruz.

Şu anda, bu torba yasanın içerisinde, dediğim gibi, sanki küçücük bir şey olarak görünüyor bir yıllık değişiklik, ama o bir yılda, sadece altı ayda 912 işçi ölmüşse, gene bunun 2 katı fazlası iş cinayetlerine neden olacak bir değişiklikten söz ediyoruz. Gelin, bunu yapmayın, gene bu maddeyi de çekelim ve yarın bu konuda da uzlaşalım.

Vatan sevmek öyle kolay olmuyor. Herkes "vatan", "vatan" diye çıkıyor, buradan konuşuyor, ama biraz da gerçekten vatanın sermaye sahiplerini değil, işçilerini sevin arkadaşlar. Sizleri buna davet ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)