GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:127
Tarih:18.08.2016

HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, son günlerde arka arkaya yaşanan terör saldırılarında hayatlarını kaybeden şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı, genel itibarıyla, cumhuriyetle birlikte elde edilen tüm yer altı ve yer üstü varlıklarımıza, planlama süreçlerine ve kültürel varlıkların yönetimine yasaları hiçe sayan bir anlayışla zarar vermektedir. Darbe sürecine ne kadar karşıysak kamusal alanlarımızın ve kültürel varlıklarımızın elimizden alınmasına da o kadar karşıyız.

Değerli milletvekilleri, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 65'inci maddesinin dördüncü fıkrasında yapılmak istenen değişiklikle ilgili olarak "kesin inşaat yasağı getirilen yerler hariç olmak üzere" ibaresi mutlaka eklenmelidir. Korumanın amacı dünü bugüne bağlamanın yanı sıra, geçmiş ile geleceği bağdaştırarak kendi içinde varlığını sürdürebilen tarihî çevrenin oluşmasına yardımcı olmaktır. Bu çevrenin tarihsel görünümlerini yitirmemesi için de önlem alınması gerektiği açıktır. Bu nedenle, kurul üyeliklerine atanacak kişilerin hem korumanın kuramını hem de koruma uygulamalarını bilen yetkin kişilerden oluşması zorunludur. Aksi hâlde, sadece bitirdiği lisans diploması esas alınarak koruma faaliyetlerine yabancı kişilerin kurul üyesi olarak atanması dönüşü olmayan kültür varlığı kayıplarına ve kişisel mağduriyetlere yol açabilmektedir. Koruma Yüksek Kurulunun Koruma Bölge Kurulunun aldığı kararları yok sayarak farklı bir karar verebilmesi de yasanın kendi içerisinde çelişmesine neden olmaktadır.

Sayın milletvekilleri, nüfusun hızla artışıyla başta arsa ve inşaat olmak üzere gayrimenkul sektörü toplumun temel ekonomi unsuru hâline gelmektedir fakat bu duruma karşın restorasyon şirketlerinin yetersizliği, kentsel koruma konusunda duyarsızlık ve kuralsızlık kentlerimizin tarihî dokularını yok etmekte ve tarihî yapı restorasyonunu adi bir işçilik düzeyine indirgeyen uygulamalara yol açmaktadır. Restorasyon ve kentsel koruma, teknik bilgilerin yanı sıra, uzun bir deneyim gerektirir, çalışmalar özel bir öğretim ve uygulama üzerinde temellenir. Sanat tarihçisi ve arkeolog özel olarak eğitilmemişse bunları bilemez; mimar, iç mimar, planlama diplomaları alanlar da bilemez, deneyimsiz restoratörler de zorluk çeker. Her sanat tarihçisi, arkeolog, belediye mimarı ve avukat bir 14'üncü yüzyıl camisinin restorasyonunu, bir kent koruma planını irdeleyemez ve onaylayamaz; gerçi, sağduyulu davranabilir fakat sağduyu ve olumlu düşünme bilgi ve deneyimin yerine geçemez. Bu tarih bilgisi dışında gerçek bir tarih sevgisi, bir bakıma romantik bir tutku gerektirir. Tarihsel süreç kuru bir bilgi konusu olamaz.

Değerli milletvekilleri, tarih bir kez üretir, tarihî yapıtlar da tektir, koruma da bir kez yapılabilir. Yapıtlar paraya feda edilemeyecek bir değerdir. Tarihî kimliği yok etmeden ülkenin itibarını artıracak koruma ve kullanma yöntemleri geliştirmemiz gerekmektedir. Tarihî yapıtı seçen, koruyan, tamir eden, kontrol edenler tarihe en saygılı, en bilgili, en deneyimli uzmanlar olmak zorundadır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)