Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 127 |
Tarih: | 18.08.2016 |
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Mecliste, bu Genel Kurulda herhâlde, iktidara geldiğiniz günden bugüne kadar pek çok torba yasa çıkarıldı. Muhalefetin bütün eleştirilerine rağmen, bu torba yasalar sayısal çoğunluğunuza dayanarak çıkarıldı. Her zaman söyledik, şimdi de söylüyoruz: Bu zamana kadar çıkarılan torba yasaların her biri -içerikleri itibarıyla- Türkiye demokrasisine bir yara aldırmıştır yani yara açmıştır Türkiye demokrasisinde.
Şimdi, yine bir torba yasa geldi önümüze. Bu torba yasanın diğer torba yasalardan ayrı ve önemli bir özelliği var. Değerli arkadaşlar, bu torba yasa, Türkiye demokrasisine darbe vurmuştur, açık ve net bir darbe vurmuştur. Bunun adı siyasi darbedir. 7 Haziranda bir siyasi darbe olmuştu. Türkiye 7 Hazirana, seçimlere çok coşkulu bir şekilde girmişti, demokrasi kısmen de olsa işlemişti, iyi sonuçlar açığa çıkmıştı ama Parlamentodaki bütün arkadaşların da çok yakından bildiği gibi, seçim sonuçlarına, sandığa saygı duyulmadı, bir çatışma ortamında ülke seçimlere götürüldü. 1 Kasım seçimleri bu ortamda yapıldı. Tabii, partimize yönelik yapılmıştı. Neyse ki milletin iradesi üstün geldi, HDP'yi Parlamentodan atmak isteyenler bu siyasi darbede başarılı olamadılar.
Şimdi, değerli arkadaşlar, niye Türkiye demokrasisine darbe vuruyor bu torba yasa? Bütün arkadaşlar ifade ettiler, ben de ifade edeceğim. Düşünün yani demokrasiyle idare edilen bir ülkede bir belediye başkanı, hakkında açılan bir soruşturma nedeniyle, yargı kararı olmadan İçişleri Bakanlığı tarafından ya da bir vali ya da kaymakam tarafından görevden alınabilecek. Yetmiyor, belediye meclis üyeleri de görevden alınabilecek. Madem bu kadar meraklıydınız, 17-25 Aralık operasyonundan sonra böyle bir yasa çıkarsaydınız da biz de sevinseydik. Hakkınızda o kadar suçlamalar vardı, hırsızlık suçlamaları vardı, yolsuzluk suçlamaları vardı, o zaman böyle bir kanun çıkarsaydınız, deseydiniz ki "Belediye başkanlarından adı hırsızlıkta, yolsuzlukta anılanların, haklarında soruşturma açılanların hepsini -İçişleri Bakanlığı tarafından- görevden alacağız." Biz de gelseydik, hep birlikte bu yasayı onaylasaydık. Bakın, böyle bir şey yapmıyorsunuz çünkü kendinize demokrat bir partisiniz. Şimdi, sırf DBP'li belediye başkanlarını görevden alabilmek için, halkın iradesini ortadan kaldırabilmek için, halkın moralini bozmak için, halkı umutsuzluğa sevk etmek için böyle bir yasayı önümüze getiriyorsunuz. Yetmedi, Şırnak'ı, Hakkâri'yi il olmaktan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Sandık kurun o zaman, getirin, referandum yapın, bakalım oranın halkı ne diyecek? İstanbul'da insanların ne renk belediye otobüsüne bineceğiyle ilgili referandum yapan sizler, koskoca 2 tane ilin adını değiştiriyorsunuz, ilçe statüsüne döndürüyorsunuz, orada halka dönüp sormuyorsunuz. İşte, demokrasi anlayışınız bu.
Ama, demokrasi herkese lazım, hepimize lazım. Bugünler gelip geçecek tabii ki. Bugünlerin gelip geçtiğini hep birlikte izleyeceğiz, göreceğiz. Demokrasiye değer vermeyenler, demokrasiyi kurum ve kuruluşlarıyla bu ülkede inşa etmeyenler bu ülkenin geleceğinde neler olduğunu görecekler, hep birlikte göreceğiz. Ama, biz diyoruz ki vakit daha henüz geç değil, gelin hep birlikte demokrasiye sarılalım, demokrasiyi bu ülkede inşa edelim. Hepimizi kurtaracak olan, Türkiye'yi demokratik geleceğe kavuşturacak olan da budur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum, sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)